20 Temmuz 2022 11:45

İHD İstanbul Şubesi: Tüm suçlular cezalandırılana, adalet sağlanana kadar davanın takipçisi olacağız

İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi, Suruç Katliamı’nın 7. yılında yaptığı açıklamada "Tüm suçlular cezalandırılana, adalet sağlanana kadar bizler de bu davanın takipçisi olacağız" dedi.

Fotoğraf: MA

Paylaş

İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi, Suruç'ta 33 gencin IŞİD'in saldırısıyla katledilmesinin yıldönümünde açıklama yaptı. Açıklamada firari sanıklar bakımından devam eden davanın 3. duruşmasının 5 Aralık 2022 günü yapılacağı hatılatılarak "Tüm suçlular cezalandırılana, adalet sağlanana kadar bizler de bu davanın takipçisi olacağız. Suruç Katliamını ve 33 düş yolcusunu unutmayacağız, unutturmayacağız!" denildi.

Urfa 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde 22 Ekim 2021 günü yapılan duruşmada, tüm eksiklerine rağmen, iddialar araştırılmadan davadan karar çıkarıldığı hatırlatılan açıklamada "Firari sanıklar İlhami Bali ve Deniz Büyükçelebi yönünden dosyanın ayrılmasına, 7 yıl boyunca mahkemeye hiç getirilmeyen davanın tek tutuklu sanığı Yakup Şahin’e ise ‘Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme, silahlı terör örgütüne üye olma, tasarlayarak ve yangın, su baskını, tahrip, batırma, bombalama ya da nükleer, biyolojik, kimyasal silah kullanarak öldürme, öldürmeye teşebbüs, patlayıcı madde bulundurmak” suçlarından 34 kez ağırlaştırılmış müebbet, bin 890 yıl hapis, 10 yıl hapis ve 40 bin TL para cezası verilmesine karar verilerek dosya kapatıldı. Sanıkların bağlantıları ve devletle ilişkisi gizlenmeye  ve katiller korunmaya devam edilirken; düş yolcuları da firari sanıklar bakımından devam eden davada adalet ısrarını sürdürüyor ve  'Suruç için adalet, herkes için adalet' diyerek yoluna devam ediyor." denildi.

Açıklamada yargılama sürecine dair şu değerlendirmeler yer aldı: 

"Firari sanıklar bakımından devam eden davada, Yakup Şahin hakkında karar veren mahkeme heyetinin “heyetin reddi” talebini kabul edip 8 Şubat 2022’de dosyadan çekilme kararı almasının, Yakup Şahin hakkındaki karar üzerinde yarattığı şaibe tartışması devam ederken, sürdürülen adalet mücadelesinin bir kazanımı olarak, davanın yeni heyeti avukatların araştırma taleplerinin büyük bölümünü kabul etti ve sanıkların bağlantıları araştırılmaya başlandı. Ancak dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun tanık olarak dinlenilmesi talebine henüz yanıt vermedi. 1 Haziran 2022 günü yapılan 2. duruşmada yapılan işlemlerin ardından duruşma 5 Aralık tarihine ertelendi.

Hatırlanacağı üzere; 20 Temmuz 2015 günü, Kobane’li çocuklara oyuncak götürmek için yola çıkan çoğunluğu genç yaklaşık 300 'düş yolcusu',  Valiliğin geçiş iznini beklerken, konakladıkları Amara Kültür Merkezinde yaptıkları basın açıklaması sırasında bir canlı bomba saldırısı gerçekleşmiş ve 33'ü hayatını kaybetmiş, 100'ü ağır yaralanmıştı.

SAVCILIK DİLEKÇELERİ SÜMEN ALTI ETTİ, 3 AY GEÇMEDEN ANKARA KATLİAMI YAŞANDI

Olaydan hemen sonra açılan soruşturmada gizlilik kararı alınmış, avukatların gelişmeleri takibine imkân verilmemişti. Buna rağmen, dava avukatları dosyaya sundukları dilekçelerle katillere ve bağlantılarına dair bilgileri savcılık dikkatine sunmuş, bu kişilerin başka katliamlar planladıklarına dair verilere dikkat çekmiş, savcılığın önlem almasını istemiş, ancak savcılık 'somut delil yok' gerekçesi ile bu dilekçeleri sumen altı etmişti. 3 ay geçmeden 10 Ekim’de Ankara Gar katliamı yaşanmış, iddiaların gerçeği yansıttığı acı bir şekilde kanıtlanmıştı. Nitekim, 18 ay sonra hazırlanan iddianamede katliamın failleri olarak canlı bomba Şeyh Abdurrahman Alagöz, 10 Ekim Katliamı’nda da rol alan Yunus Durmaz, Halil İbrahim Durgun, Yakup Şahin, IŞİD’in sorumlularından Deniz Büyükçelebi ve IŞİD Emiri İlhami Bali gösterilmişti. Alagöz, Durmaz ve Durgun hayatta olmadığından Büyükçelebi ve Balı’nın ise Suriye’de bulunduğu iddiası ile davanın yargılanabilecek tek sanığı Yakup Şahin gösterilmiş, iddianamede devlet bağlantılarına ise hiç yer verilmemişti.

Oysa; katliamının faili Abdurrahman Alagöz hakkındaki ‘terör nitelikli aranan şahıs’ kaydının, saldırıdan bir ay kadar önce, 16 Haziran’da Suruç Emniyet Müdürlüğü’ne ulaşmasına rağmen önlem alınmaması ve patlamadan hemen önce emniyetin güvenlik tedbirlerini geri çekmiş olmasına bağlı olarak; bu saldırıda devletin sorumluluğuna dair ciddi işaretler vardı. Nitekim, olay günü Amara Kültür Merkezi civarında görevli ekibin sorumlusu komiser Ahmet Oğuz Davarcı, katliamdan yaklaşık 2 yıl sonra İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen talimat duruşmasında alınan ifadesi sırasında o sırada salonda bulunan ailelerden özür dilemiş ve canlı bomba olarak polis kayıtlarında aranan bir şahsın yakalanmadan bu saldırıyı gerçekleştirmesinde emniyetin kasta işaret eden zaaflarını ve kimlerin sorumluluğu olduğunu anlatmış, olayda Adıyaman, Antep, Urfa istihbarat birimlerinin ve MİT’in sorumluluğuna dikkat çekmiş, sorumluları ekip ekip, isim isim saymıştı. Sanık polis bu ifadeleri verirken hâkimin sık sık  "kısa kes" uyarısı yapması, sonrasında davada anlamlı bir gelişme olmayacağına işaretti, öyle de oldu.

GÖREVİ İHMALDEN 12 TAKSİTLE 7 BİN 500 LİRA PARA CEZASI

Nitekim; "görevi ihmal"den Suruç Asliye Ceza Mahkemesi’nde açılan davada, Urfa Emniyet Müdürlüğü’nden iki daire başkanı, Ahmet Oğuz Davarcı, Ali Koçak ve dönemin ilçe Emniyet Müdürü Mehmet Yapalıal yargılandı ve Yapalıal hakkında, "görevi ihmal ve kötü kullanma" suçundan 12 taksitte ödenmek üzere 7 bin 500 lira para cezası verildi ve dava sonlandırıldı.

Suruç katliamı davasının ilk duruşması ise olaydan 21 ay sonra Urfa 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapıldı. Davanın tek tutuklu sanığı Yakup Şahin, aynı gün, sanığı olduğu 10 Ekim katliamı davasının da duruşması olması nedeniyle duruşmaya getirilmemişti.

İçişleri Bakanlığı, 2021 Ocak ayında yaptığı açıklamada, Suruç ve Sultanahmet saldırılarını yapan IŞİD'li Azzo Halaf Süleyman el Aggal'ın yakalandığı duyurdu. 19. duruşmada, avukatlar El Aggal ve Şahin’in yargılandığı dosyanın esas numarası ile Suruç Katliamı dava dosyasının birleştirilmesini talep etti ancak mahkeme bu talepleri de reddetti.

AVUKATLAR MAHKEME HEYETİNİN DAVADAN ÇEKİLMESİNİ İSTEDİ

Avukatlar 20’nci duruşmada tarafsızlığını ve bağımsızlığını yitirdiği için mahkeme heyetinin davadan çekilmesini istedi ancak heyet bu talebi kabul etmediği gibi, 22 Ekim 2021 tarihinde görülen 21. duruşmada kararını açıkladı ve davanın tutuklu sanığı Yakup Şahin’e ceza verdi. Karar duruşmasında ayrıca katliam yaralıları Koray Türkay, Şahin Tümüklü, Çağla Seven, Fethi Aydın ve avukat Sezin Uçar hakkında yaptıkları savunmalar nedeniyle Urfa Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu.

Firari sanıklar bakımından ayrılan davanın ilk duruşmasına günler kala 8 Şubat’ta, daha önce hakkında “reddi heyet” talebinde bulunulan mahkeme heyeti davadan çekilme kararı aldı ve 18 Şubat’ta yeni heyetle duruşmaya başlandı ve bugüne kadar sonuncusu 1 Haziran’da olmak üzere iki duruşma görüldü. Heyet, avukatların ve davaya katılan ailelerin talepleri doğrultusunda; Ezilenlerin Sosyalist Partisi ve Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu’nun müdahillik talebini kabul etti, İstihbarat Teşkilatı’na ve çeşitli devlet kurumlarına firari sanıkların nerede olduklarıyla ilgili soru sorulmasına karar verdi, gelen cevabi yazılarda ise; sanıklar İlhami Bali’nin aranır olduğu dönemde Konya Cihanbeyli’de tedavi edildiği, Deniz Büyükçelebi’nin Şam’da rejim güçleri tarafından tutulduğu, İlhami Bali’nin ise halen İdlib’de olduğu ortaya çıktı.

"GERÇEK SORUMLULARI AÇIĞA ÇIKARTACAK ADIMLAR ATILMADI"

Bugüne kadar; Suruç katliamının tutuklu tek sanığı Yakup Şahin bir kere bile duruşmaya getirilmeden mahkeme karar verdi, katillerin devlet içinden destek gördüğü ve 10 Ekim Ankara Gar Katliamı sanıklarıyla bağlantısı olduğu konusunda kesin kanıtlar olmasına rağmen, dosyada gerçekler ve gerçek sorumluları açığa çıkartacak adımlar atılmadı. Ama patlamada zarar gören ve yakınlarını kaybeden müştekiler için her bir duruşma işkenceye dönüştürüldü, katillerin peşini bırakmadıkları için adeta cezalandırıldılar. Ancak adalet arayışını durduramadılar.

Bugün; Firari sanıklar bakımından devam eden davada yeni bir yol açılmış durumda ve bu yol;  sanıklar ve bağlantıları ortaya çıkartılana, adalet sağlanana kadar mücadelenin, dayanışmanın gücüyle, inançla ve kararlılıkla yürünecek.

Firari sanıklar bakımından devam eden davanın 3. duruşması 5 Aralık 2022 günü yapılacak. Tüm suçlular cezalandırılana, adalet sağlanana kadar bizler de bu davanın takipçisi olacağız. Suruç Katliamını ve 33 düş yolcusunu unutmayacağız, unutturmayacağız! (HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

Umudu dürtelim umutsuzluğu yatıştıralım*

SONRAKİ HABER

Vaatler, kriz, seçim üçgeninde gençliğin kurtuluşu nerede?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa