Varlığı bir dert yokluğu yara: KYK kredisi*
TÜİK tarafından törpülenerek paylaşılan enflasyon rakamlarının ilk kez gerçekçi biçimde KYK Kredi borçlarına yansıtılması üzerine mezun gençlerle konuştuk.
Fotoğraf: MA
Emirhan DURMAZ
İzmir
Pandemiden bu yana süregelen ekonomik krizin yükü günbegün emekçilere ve onların genç kuşakları olan bizlere fatura ediliyor. Öyle ki mezuniyet sonrası işsizlik ve geleceksizliğin pençesiyle boğuşmakta olan bizler, TÜİK tarafından törpülenerek paylaşılmakta olan enflasyon rakamlarının geçtiğimiz hafta ilk kez gerçekçi biçimde KYK kredi borçlarına yansıtılmasıyla sarsıldık. Hal böyleyken meseleyi İzmir’de mezun olan gençlerle konuştuk.
“VERİLEN KREDİ İLE ZATEN GEÇİNEMİYORDUK”
Öncelikle, aldığı krediyle öğrencilik yaşamında zaten geçinemediğini belirten Ege Üniversitesi mezunu Kaan Yılmaz “Faturalar, kira, gıda alışverişi derken geldiği gibi biten bir krediydi benim için. Bırakın sosyal kültürel faaliyetlere zaman ayırmayı, bazen gıda alışverişimi bile tam olarak karşılayamıyordum. Markete gittiğim zaman dün aldığım ürünün bugün zamlandığını görüyordum” dedi. Öte yandan aldığı kredinin ana parasının 26.700 TL’yken gelen enflasyon zammıyla 74.288 TL olduğunu belirtti ve ekledi: “Saklanan rakamların krediye yansıtılması tamamen trajikomik bir durum. Mezun oldum ve hemen ertesi ay kredi borcum önüme çıktı. Ben kendi kariyer hedefimi mi düşüneceğim bu noktada, yoksa bir an önce işe girip kredi borcumu mu kapatacağım? Öğrencinin mezun olduğu gibi sırtına borç yüklemek, onu sömürmekten başka bir şey değildir.”
Enflasyonun tüm toplumu ilgilendiren ekonomik bir fenomen olduğunu ancak bu fenomenin en şiddetli etkilediği kesimin alt gelir grubuna mensup kimseler olduğunu ifade eden Ege Üniversitesi Sosyoloji Bölümü mezunu Mustafa Güneş ise “Ülkemizdeki yüksek enflasyon sarmalı bir öğrenci olarak benim hayatımı da derinden etkiledi. Elbette bunun sebebi ve sorumlusu ben değilim” diyerek başladığı sözlerini “Ülkemizde görülen yüksek enflasyonun sebebi ülkemizin politik ve ekonomik yapısı ve bu yapının mimarı ve yöneticisi olan hükümet ve onun yanlış politikalarıdır. Ancak yanlışların faturası kime çıkıyor? Bana, sana, bize. Yani halka. Bu durumu haklı veya adil bulmak mümkün değil elbette. Halk olarak bir an önce sorgulamaya ve hesap sormaya başlamamız gerek” şeklinde noktaladı.
“KALICI BİR ÇÖZÜM DEĞİL”
KYK borçlarına yansıtılan zammın sosyal medyada hayli tepki çekmesi üzerine Ana Muhalefet Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Twitter üzerinden gençlere “İktidara geldiğimiz anda faizleri sileceğiz. Kesinlikle bu borcu ödemeyin” diyerek seslendi. Arkadaşlarımızla sohbetimize bu noktadan devam ettik.
Mustafa, vaadin önemli ve gerçekçi olduğunu belirterek sözlerine başladı. “Bizim sormamız gereken asıl soru şu: bu bir çözüm mü ve eğer çözümse kalıcı mı? Çünkü halihazırda varolan borç miktarı zaten fazla ve işsizlik gerçeği hala ‘oturma odasında oturan fil’ gibi karşımızda duruyor” diyerek mevcut durumu ortaya koyarken doğru düzgün bir iş dahi bulamadan hayata borçlu başlamanın insanın sinir uçlarına dokunduğunu ifade etti.
Kaan ise öncelikle bize verilen burs ve kredilerin temel amacının rahat bir şekilde öğrenim görmemiz olması gerektiği vurguladı. Ardından da işin gerçek yüzüne dair şunları söyledi: “Geri ödeme planı açıklandığı zaman bunun öğrencileri borç batağına sürüklemekten başka bir amacı olmadığını gördük. Şu an için siyasetçiler KYK borçlarını bir seçim vaadi olarak kullanıyorlar ve ben bunun vaatten öteye gidemeyeceğini düşünüyorum. Çünkü ülkemizde biz öğrencilere verilen değer neredeyse sıfır. Bana gerçekçi gelmiyor bu vaat.”
“DÜZENİ YENİDEN İNŞA ETMEMİZ GEREKİYOR”
Son olarak Mustafa, çözümün bir araya gelmekte olduğunu vurguladı: “İnsan ‘Neden?’ diye soruyor. ‘Neden düzen böyle?’, ‘Bu düzeni nasıl değiştirebilirim, nasıl değiştirebiliriz?’ diye. Tek başımıza bireysel bir çözüm bulamayacağımız açık. Her birimizin hep birlikte değişimi başlatma ve düzeni yeniden inşa etme gerekliliği var.”
*Rühçan Çamay’dan “Para Parra Parrra”