Suruç Katliamı'nda yaşamını yitirenler İstanbul'da anıldı: Hiçbir düş yarım kalmayacak

Suruç Katliamı'nda yaşamını yitirenler İstanbul'da düzenlenen açıklamayla anıldı. Açıklama sonrası yürüyüşe yapmak isterken gözaltına alınan 104 kişi serbest bırakıldı.

GÜNCELLENDİ

Fotoğraf: Eylem Nazlıer/Evrensel

ANASAYFA

GÜNCEL

Paylaş

Suruç Aileleri İnisiyatifi, Suruç Katliamı’nın 7 yılında, İstanbul'da Halitağa Caddesi'nde basın açıklaması düzenledi. Açıklamanın ardından Kadıköy sokaklarında sloganları atarak yürümek isteyen kitleye polis müdahale etti, 104 kişi darbedilerek gözaltına alındı.

Suruç Katliamı'nda hayatını kaybedenlerin fotoğraflarının yer aldığı anmada "Kalplerimiz adalet için atsın" yazılı pankartın yanı sıra Çerkes bayrağı, LGBTİ bayrağı ve Suruç'ta yaşamını yitiren Koray Çapoğlu ile özdeşleşen Trabzonspor forması açıldı.

Anmaya Suruç aileleri, Cumartesi Anneleri, HDP Milletvekili Züleyha Gülüm, HDP İstanbul İl Eş Başkanı İlknur Birol, ESP Eş Genel Başkanı Özlem Gümüştaş ve çok sayıda siyasi parti temsilcisi katıldı.

Eylemde sık sık "Suruç için adalet, herkes için adalet", "Suruç'u unutma, unutturma", "Suruç'un hesabı sorulacak" sloganları atıldı.

TOPALOĞU: KATİLLERİ BİLİYOR, RESMİ OLARAK KABUL EDİLMESİNİ İSTİYORUZ

Suruç Aileleri İnisiyatifi adına söz alan Emrah Topaloğlu, 7 yıl önce katliamın nasıl gerçekleştiğini ve yürüttükleri adalet mücadelesini hatırlattı.

7 yıldır bu topraklarda yaşanan tüm katliamlar ve adaletsizlikler için adalet mücadelesi verdiklerinin altını çizen Topaloğlu, “Sorumlular yargılansın talebimiz 7 yıl geçmesine rağmen kabul edilmedi. Ailelerimizin, avukatlarımızın talepleri reddedildi. Biz katilleri tanıyor ve biliyoruz, resmi olarak kabul edilmesini istiyoruz” dedi.

TUNCER: MÜCADELE VERMEYE DEVAM EDİYORUZ

Suruç katliamının hedefi olan SGDF Eş Başkanı Yaren Tuncer, “Türk ve Kürt halklarının arasında kurulmak istenen köprüden korkan, yıkmak isteyenler IŞİD eliyle 33’leri katletti. 7 yıldır 33’lerin katillerinin kim oldukları mahkeme sürecinden çok açık görülmekte. Onlardan hesabı sokakta, mücadeleyle soracağız. 7 yıldır Suruç ailelerimiz, yaralılarımız, ‘Suruç için adalet, herkes için adalet’ mücadelesinin yürütücüleri, gözaltılarla, tutuklamalarla karşı karşıya kalıyor. 7 yıl önce bombayı patlatanlar iyi bilsinler; Çorum’da, Maraş’ta, Sivas’ta, Amed’de, 10 Ekim’de bitmedik. Bugün 33’lerin yaşamlarını yaşamaya, bayrağını göğe yükseltmeye mücadelesini vermeye devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.

SADET: BU DAVANIN TAKİPÇİSİYİZ

Kardeşi Ezgi Sadet’i katliamda yitiren Özgen Sadet, Suruç Aileleri İnisiyatifi adına söz aldı. "Suruç’un hesabı sorulacak, biz bu davanın takipçisiyiz” diyen Sadet, katillerden hesap sorulana kadar mücadelenin süreceğini belirtti.

YILDIZ: UNUTMAK YOK

Gençlik örgütleri adına Umut Yıldız söz aldı. “Affetmek yok, unutmak yok” diyen Yıldız, 33 düş yolcusunun halkların eşitliği, özgürlüğü ve adalet için mücadele ettiğini vurguladı. Yıldız, “33’leri yoldaşları olarak onların mücadelesini büyüteceğimizi bir kez daha hatırlatıyoruz” dedi.

EROL: EVLATLARIMIZLA GURUR DUYUYORUZ

Oğlu Evrim Deniz’in cenazesinde kullandığı sözler nedeniyle 4 yıldır tutsak olan Besra Erol oturuma mektup yolladı. Erol’un mektubunda şu ifadeler yer aldı:

“Bu ülkede adalet bizler için zaten yoktu, var olan da Suruç’ta, Diyarbakır’da Ankara Garı'nda ve daha birçok yerde yok oldu. Benim alnım açık, başım diktir. Bizler evlatlarımızla gurur duyuyoruz. Yitirdiğimiz canlarımızın önünde saygıyla eğiliyorum. Sizlerin emeği ve çabasını da çok değerli buluyorum. Hepinize çok teşekkür ediyorum. Gelecek anmada aranızda olmayı canıgönülden istiyorum. Tüm yüreğimle inanıyorum ki bizler Barış Anneleri, Cumartesi Anneleri ve tutsak anneleri olarak bu topraklara barışı getireceğiz, bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Yanımda bulunan kadın arkadaşlarımın da selam ve sevgilerini iletiyorum. Tekrardan hepinizi saygıyla selamlıyorum.”

UÇAR: GERÇEKLER ÜSTÜ ÖRTÜLEMEZ NOKTAYA GELDİ

Suruç İçin Adalet Platformu avukatlarından Sezin Uçar, adalet mücadelesini sadece Suruç için değil tüm katliamlar için yürüttüklerini söyledi. Adalet mücadelesini sadece mahkeme salonlarında değil her alanda yürüttüklerini belirten Uçar, “7 yıl boyunca iğneyle kuyu kazar gibi büyük bir öfke ile ama ısrarla, inatla sürdü. Gerçekler artık bugün üstü örtülemez noktaya geldi. İlhami Bali, Suruç davasından arandığı sırada Konya’de bir devlet hastanesinde tedavi gördüğü ortaya çıktı” dedi.

Uçar, devletin cezasızlık politikasının tersine çevrilmesi gerektiğini söyledi ve “Tüm failler, kamu görevliler yargılanacak. Tüm failler insanlığa karşı suçtan yargılanana kadar Suruç için adalet mücadelesinden vazgeçmeyeceğiz” dedi.

"HİÇBİR DÜŞ YARIM KALMAYACAK"

Basın metnini Suruç'ta yaralanan Koray Türkay okudu. Türkay, şunları dile getirdi:

"7 yıllık adalet mücadelemizin konusu olan taleplerimizi burdan bir kez daha duyuruyoruz:

Dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu acılarımızı siyasi malzeme yapmaktan vazgeçsin. Katliam siyasetinin doruklarını yaşadığımız 7 Haziran-1 Kasım arasında nelerin yaşandığını anlatsın.
Görevi ihmal etmekten hüküm giyen polis memuru Ahmet Oğuz Davarcı’nın işaret ettiği amirleri hakkında soruşturma açılsın.
Kırmızı bültenle arandığı dönemde Ankara’da 5 yıldızlı otelde MİT görevlileriyle görüşen İlhami Bali’nin neden yakalanmadığı açıklansın.
Mahkeme salonlarında 'Adil yargılama istiyoruz' dedikleri için haklarında soruşturma açılan avukat, yaralı ve ailelerimiz hakkında açılan soruşturmalar iptal edilsin.
Canlı bomba Abdurrahman Alagöz’e katliamı yapmadan önce kimlerin yardım ettiği ve Amara Kültür Merkezi'ne nasıl geldiği araştırılsın.
Birbiriyle bağlantılı olan Diyarbakır, Ankara ve Suruç katliamları başta olmak üzere İŞİD katliamları dosyaları birleştirilsin.

Başta bu taleplerimiz olmak üzere Suruç katliamı davasında yaşanan hukuksuzluklar giderilene kadar adalet mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz. Hiçbir düş yarım kalmayacak."

YÜRÜYÜŞ SIRASINDA POLİS MÜDAHALESİ

Basın açıklamasının ardından Süreyya Operası önüne yürümek isteyen kitleye polis izin vermedi.

Suruç Aileleri — Fotoğraf: Eylem Nazlıer/Evrensel

Polis müdahale sırasında biber gazı kullandı.

Suruç katliamında yaşamını yitirenleri ananlara polis müdahalesi — Fotoğraf: Eylem Nazlıer/Evrensel

GÖZALTILAR SERBEST BIRAKILDI

104 kişi darbedilerek gözaltına alındı.

Gözaltına alınanlar Vatan Caddesi’nde bulunan İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü. Buruda, “Toplantı ve gösteri kanuna muhalefet etmek” iddiasıyla ifadeleri alınan 88 kişi serbest bırakıldı.

Ancak gözaltında bulunan 16 kişi savcılıkta ifadeleri alınmak üzere Anadolu Adliyesi’ne sevk edildi.

“Toplantı ve gösteri kanununa muhalefet etmek” ve “Polise mukavemet etmek” iddiasıyla ifade veren 16 kişinden Berfin Polat ile Muhammed Rojhat Demirdöken tutuklama talebiyle diğer isimler ise adli kontrol uygulaması şartıyla Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk edildi.

Hakimliğe sevk edilen 14 kişi adli kontrol şeklindeki uygulama ile serbest bırakılırken, Polat ve Demirdöken’e ise ev hapsi verildi. Gözaltında bulunanları adliye önünde karşılayan gençlik örgütleri üyesi gençler, yürüyüş düzenleyerek, “Suruç için adalet herkes için adalet” sloganları attı.