21 Temmuz 2022 00:09

O kadar çalışmak ki tatili unutmak

Bugün hazırlıklarını sürdürdüğümüz kampın on dokuzuncusu yapmak ve bunu gençler olarak birlikte inşa etmek, düşlediğimiz geleceği kurmak için bir araya gelmenin sadece bir başlangıcı.

Fotoğraf: Evin Avery / Unsplash

Paylaş

İmran Sinan YEŞİLKÖY

Eyüp/İstanbul

 

Türkiye’de ekonomik kriz koşulları her geçen gün daha da ağırlaşıyor. Enflasyon, bizi sahip olduğumuz çorapları bile göz bebeğimiz gibi korumaya mecbur ederken liselerden ve üniversitelerden arkadaşlarımız, çalışma zorunluluğunu hiç olmadığı kadar fazla hissediyorlar. Bugün meslek liselerindeki arkadaşlarımız staj adı verilen ucuz işçilikle -şanslıysa asgari ücretin üçte birine- çalışıyorken anadolu liselerindeki arkadaşlarımız da onlardan çok farklı durumda değil. Alibeyköy Anadolu Lisesinde okuyan ve açtığımız 19. Gençlik Yaz Kampı standında tanıştığımız bir arkadaşımız kampa gelmeyi çok istiyordu ama çalışmak zorunda olduğu için gelemeyeceğini söyledi. 16 yaşında, üç yıldır çalışıyor.

SİGORTASIZ, ESNEK ÇALIŞMA VE PATRON TACİZİ AZALMIYOR

Bugün gelecekten çalacağımız günler için kampa gitmeye hazırlık yaparken diğer arkadaşlarımızın durumu da bu tablodan çok farklı değil. Kamp videosunu birlikte izlerken güldüğümüz, broşürü okurken birlikte heyecanlandığımız arkadaşlarımızın cevabı hep aynı: “Eğer çalışıp para biriktirebilirsem geleceğim.” Lise öğrencilerinin durumundan farksız bir şekilde, üniversiteli ya da mezun arkadaşlarımız da aynı durumdan mustarip. Çalışmak zorunda olduğumuz gerçeği yazın gelmesiyle birlikte üstümüze çökerken düzenli iş bulmak zorlaşıyor ve çalışma koşulları gittikçe ağırlaşıyor. Konfeksiyonlarda çalışan arkadaşlarımız haftalık olarak iş değiştiriyorlar çünkü 100 TL daha fazla kazanabileceği bir işe gitmek zorunda hissediyorlar kendilerini. Ancak gittikleri işte bir önceki iş yerinden farksız koşullar, sigortasız ve “esnek” saatler, patron tacizi asla azalmıyor. Barlarda, restoranlarda garsonluk veya barmenlik yapan arkadaşlarımızın çalışma saatleri bazen on altı saati aşsa da asgari ücretten biraz daha fazla almanın getirdiği zorunlulukla işten ayrılmaya cesaret edemiyorlar.KENDİ ÇÖZÜMÜMÜZÜ ORTAYA KOYABİLİRİZ

Yaşam şartları ağırlaşırken şehir dışında üniversite okumak isteyen arkadaşlarımızın aklındaki ilk soru, kalacak yer ve ödeyeceği rakam oluyor. Devlet liselerinde ve üniversitelerinde bile öğrenciler “ücretsiz” eğitime para yetiştirmekte zorlanıyor. İnsanlar Türkiye’de yaşamanın ve burada bir gelecek hayal etmenin gittikçe imkansızlaştığına inanıyor. Umut satan siyasi partiler ise “Biz iktidara geldiğimizde her şeyi hemen çözeceğiz, siz bize oy verin gerisine karışmayın” diyorlar. Sosyal medyadan, gençlere, “Siyasetle ilgilenmeyin, kendinizi geliştirmeye çalışın” diyen “influencer”lar da gençlerin çalışmak zorunda olduklarını anlamamazlıktan gelmeye devam ediyorlar. Sanki çalışmak, politikayla ilgilenmek ve fikrini ifade edebilmek, şirketler için “değerli” olabilmenin önüne geçiyormuş gibi davranıyorlar. Oysa önümüzdeki tek seçenek kurumsal bir firmaya ömrümüzün otuz senesini adamak ve karşılığında hiçbir şey almamak değil. Türkiye gençleri, bugün, çaresiz gösterilmeye çalışılan siyasiler ve sözde aydınlardan sıyrılarak kendi çaresini, kendi çözümünü ortaya koyabilirler.Bugün gençliğin, part-time adı altında haftada otuz saat çalıştırılıp asgari ücretin yarısını almasına, devlet yurtlarındaki kontenjan yetersizliğinden dolayı tarikat yurtlarında kalmasına, hayal ettiği ve düşlediği geleceğinin çalınmasına engel olmasının bir yolu var! Bu yol da bize doğduğumuzdan beri öğütlenenin aksini yapmaktan; yani, bir araya gelmekten, dayanışma kurabilmekten, gençlerin olduğu alanlarda örgütlenip kendi taleplerimizi birlikte belirleyerek birlikte elde etmekten geçiyor. Bugün hazırlıklarını sürdürdüğümüz kampın on dokuzuncusu yapmak ve bunu gençler olarak birlikte inşa etmek; oturduğumuz yerlerde, liselerimizde, üniversitelerimizde tek başımıza olsak yapamayacağımız kültürel ve sosyal etkinlikleri gerçekleştirmek, bunun sadece bir başlangıcı.

ÖNCEKİ HABER

Tatil hakkı bir rüya değil

SONRAKİ HABER

Dumbledore’un Ordusu’nu yan yana gelerek büyüteceğiz!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa