21 Temmuz 2022 15:50

Yaşamı savunanların karşı çıktığı Akkuyu'da sona doğru: 4. reaktörün temeli atıldı

Yaşam savunucularının risklerinden dolayı yıllardır karşı çıktığı Akkuyu Nükleer Güç Santrali'nde dördüncü reaktörün temeli atıldı.

Fotoğraf: Serkan Avci/AA

Paylaş

Nükleer karşıtlarının ve yaşam savunucularının geri dönüşü mümkün olmayan risklerinden dolayı yıllardır karşı çıktığı Akkuyu Nükleer Güç Santrali'nde dördüncü ve son reaktörün temeli atıldı.

AKP iktidarı tarafından "enerjide dışa bağımlılıktan kurtuluş" yaldızı ile sunulan Akkuyu NGS'nin son reaktörünün temel atma törenine Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Rusya Devlet Atom Enerjisi Kurumu (ROSATOM) Genel Müdürü Alexey Likhachev katıldı. Mersin'in Gülnar ilçesinde yapımı devam eden santraldeki törende konuşan Dönmez, gelecek sene Cumhuriyetin kuruluşunun 100. yılında nükleer santrali açmayı hedeflediklerini söyledi.

EN BÜYÜK YATIRIM NÜKLEER SANTRALE

Bakan Dönmez, yaşam savunucularının risklerinden dolayı "patlamaya hazır bomba" diye nitelediği santralin, Cumhuriyet tarihinin "tek kalemdeki" en büyük yatırımı olduğunu belirtti.

Dönmez, Akkuyu NGS'nin progapandasını şu sözlerle yaptı:

"Tamamlandığında 4 reaktör elektrik talebimizin neredeyse yüzde 10'unu tek başına karşılayabilecek durumda olacak. Aslında Akkuyu'da tek santral değil 4 santral yapıyoruz gibi de düşünebiliriz. Bu 4 reaktör 60 yıl boyunca kar kış, gece gündüz demeden 7 gün 24 saat aralıksız çalışacak. Eğer Akkuyu NGS’nin ürettiği kadar elektrik üretecek bir doğal gaz santrali yapsaydık büyüklüğü 6 bin 400 megavat olacaktı. Bu santral ortalama 30 yıl işletmede kalacağı için 30'uncu yılın sonunda aynı büyüklükte ikinci bir doğal gaz santrali daha inşa etmek zorunda kalacaktık. Çünkü doğal gaz santrallerinin teknik ömrü sınırlı. Bu işin inşaat maliyeti. Santralde kullanılacak doğal gazın maliyetine gelince, böylesi bir santral için yıllık 7 milyar metreküp ilave doğal gaz kullanacaktık. Akkuyu'nun 60 yıl boyunca işletmede kalacağı düşünüldüğünde, Akkuyu ile aynı büyüklükteki bir doğal gaz santrali için toplamda 420 milyar metreküp gazı ithal etmek durumunda kalacaktık. Bu mevcut doğal gaz ihtiyacımızın neredeyse 8 katından daha fazla bir rakam demek."

Dönmez ayrıca nükleer enerjinin "yeşil yatırım" olarak kabul gördüğü, santralin en yüksek standartta güvenlik mekanizmalarıyla inşa edildiği, santral sayesinde büyük ölçüde istihdam sağlandığı ve sağlanacağı gibi görüşler de sundu.

YAŞAM SAVUNUCULARI "PATLAMAYA HAZIR BOMBA" İSTEMİYOR

Bakan Dönmez, nükleer santrali böyle güzelledi ama santralin risklerine dikkat çeken nükleer karşıtları ve yaşam savunucuları ise NGS’nin denize, karaya, havaya, tüm canlılara insana verdikleri ve verecekleri sayısız zararın olduğunu vurguluyor. Çernobil nükleer faciasını ve yakın dönem felaketlerden Fukuşima nükleer faciasını hatırlatan yaşam savunucuları; Akkuyu’da, Sinop’ta, İğneada’da, kısacası ülkenin hiçbir yerinde nükleer santral istemediklerini vurguluyor.

Açıklamalarda, santralin faaliyeti süresince birikime yol açacak radyasyon yayımı, deniz suyu ısısının yükseltilmesi, kimyasallarla zehirlenmesi, deniz ve kara ekosistemine zararları, Three Miles İsland, Çernobil ve Fukuşima benzeri felaketlerin yaşanması olasılığı, deprem, zemin sorunları, radyoaktif atıkların bertaraf ve izole imkansızlığı ve maliyeti, yakıt temin güvenliği, yapım, iletim, ve elektrik üretim maliyetlerinin yüksekliği gibi onlarca risk ve olumsuz gerekçe sıralanıyor. Akkuyu santrali özelinde dikkat çekilen bir başka konu ise santral projesinin büyük ölçüde Türkiye’nin denetimi dışında Rusya'nın kontrolünde tutulması ve enerji üretim girdilerinde Rusya’ya bağımlılığın arttırılması gibi nedenler yer alıyor. Bakan Dönmez'in kürsüsündeki bayraklar da bu fikri görsel açıdan destekliyor.

AKKUYU İŞÇİLER İÇİN DE "KARA KUYU"

Akkuyu NGS, olası zararları bakımından yaşam savunucuları tarafından "Kara kuyu" olarak da adlandırıldı. Bu tanım, santral inşaatında çalışan işçiler için daha somut bir hale geldi.

Bakan Dönmez, bugünkü törende, sahadaki sürecin sorunsuz devamı için 300'e yakın iş sağlığı ve güvenliği uzmanının mesai harcadığını anlattı. Denetimlerin mevzuata uygun, sürekli ve eksiksiz yapıldığını öne süren Bakan Dönmez, ilgili bakanlıklardan uzmanların sahada denetimler gerçekleştirdiğini dile getirdi.

Ancak Akkuyu NGS'de çoğunluğu taşeron şirketlerce binlerce işçi yetiştirme baskısı altında çalışıyor. Acımasız ve denetimi görece zayıf taşeron düzeninde çalıştırılan işçiler “Hadi hadi” düzeninin sebep olduğu onlarca iş kazasına hatta iş cinayetine maruz kaldı. Ayrıca Bakan Dönmez'in çok ileri teknoloji ve denetimlerle inşa edildiği güzellemeleri yaptığı santralde taşeron işçiler defalarca ücret gasbına maruz kaldı, bu nedenle iş bırakmalar yaşandı. Sadece Evrensel'in son birkaç yılda yayımladığı haberler bile, santralin ne koşullarda inşa edildiğine dair veriler sunabilir.

Bu yılın başında, işçiler "hadi hadi" düzenini ve diğer insanlık dışı çalışma koşullarını Evrensel'e anlatmıştı. (HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

İnsan hakları örgütleri ve partilerden Zaho'daki ölümlere tepki: Kürt sorununda barışçıl çözüm!

SONRAKİ HABER

Aydın Kızılcaköy'de jeotermal enerji santraline verilen ÇED raporu ikinci kez iptal edildi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa