Vakıf üniversitesi gerçeği: Reklamların ardındaki gerçek baskı ve kötü çalışma koşulları
Yeni eğitim öğretim yılına girilirken vakıf üniversiteleri reklamlarla öğrenci çekmeye çalışırken, akademisyenler ise istifaya zorlanıyor, baskıya uğruyor, düşük ücretlerle çalıştırılıyor.
Fotoğraf: Murat Uysal/Evrensel
Murat UYSAL
İstanbul
Yeni eğitim öğretim yılı üniversiteler için tercih ve tanıtım günleriyle başlıyor. Yeni sloganlar, göz alıcı reklamlar, afişler, pankartlar üniversiteler tercih dönemine bu hazırlıklarla giriyor. Vakıf Üniversiteleri Dayanışma Meclisi (VÜDAM) ışıl ışıl reklamların ardındaki kötü çalışma koşullarını, joker eleman olarak kullanılan araştırma görevlilerini, bilim üretmekten uzak bir ticarethane misali işleyen vakıf üniversitelerini #VÜDAMtanıtımda etiketi altında anlatıyor.
Tercih döneminde izinleri iptal eden, kadroda düşünmedikleri akademisyenleri istifaya zorlayan, türlü mobbinglerle yıldırmanın yeni yollarına başvuran vakıf üniversitelerinde son dönemde yaşananları derledik.
AKADEMİSYENLER İSTİFAYA ZORLANIYOR
İstanbul Aydın Üniversitesinde görev yapan 60’a yakın akademisyenin iş durumuyla ilgili belirsizlik sürüyor. İstanbul Aydın Üniversitesi yeni dönemde kadroda düşünmediği akademisyenleri istifaya zorluyor. Akademisyenlerin “Beni işten mi atıyorsunuz?” ya da “İstifa etmemi mi istiyorsunuz?” sorusuna “Sizinle anlaşmaya çalışıyoruz” yanıtını veren üniversite yönetimi ikale anlaşmasıyla akademisyenleri işten atmak istiyor. Kadroda düşünmedikleri akademisyenlerin listesini de çıkarmayan üniversite yönetimi görüşmeleri tek tek yapıyor. Bu durum aynı sorunu yaşayan akademisyenlerin birbirini bulmasını zorlaştırıyor.
Evrensel’e ulaşan bir akademisyen, “Herhangi bir yazılı fesih bildirimi almadım. Telefonla aranarak görüşmeye çağrıldım. Devam edemeyeceklerini, küçülmeye gittiklerini söylediler. ‘İşten mi çıkarılıyorum?’ diye sorudum ‘Hayır öyle bir şey yok’ dediler. ‘İstifa etmemi mi istiyorsunuz?’ dediğimde de terslendim. Benimle anlaşmaya çalışıyorlarmış, listede benim gibi daha 60 kişi varmış” dedi.
İstanbul Aydın Üniversitesinde akademisyenlerin bu yolla işten çıkarılması, işsizlik sigortasından faydalanamamaları, işe iade davası açamamaları anlamına geliyor. İşten çıkarılacağını bir hafta önce öğrenen akademisyenler iş bulamamaktan korkuyor. İşten atılma haberinden önce de baskı ve mobbing ile karşılaştıklarını anlatan akademisyen, “Zaten bir süredir baskı altındaydık ama işten bu şekilde atılmaya çalışılacağımızı tahmin etmiyorduk. Giriş çıkış saatlerimiz her an kontrol ediliyor, tuvalette geçirdiğimiz sürenin hesabı soruluyor, tuvalete giderken bile izin istememiz isteniyordu. Bu baskıları birçok akademisyen yaşıyor ama bir şekilde buna katlanmaya çalışıyor” dedi.
‘İSTEDİĞİNİZ YERE ŞİKAYET EDİN’
VÜDAM’a ulaşan Antalya AKEV Üniversitesinden bir grup akademisyen yaşadıkları sorunlardan bahsetti. Vakıf üniversitelerinde çalışan akademisyenlerin ücretlerinin devlet üniversitelerindeki maaşlarla eşitlenmesi gerekliliğinin Antalya AKEV Üniversitesi tarafından hâlâ yürürlüğe geçirilmediğinden bahseden akademisyenler ücretlerinin 4-5 ay gecikmeli ödendiğini, gecikmelerle ilgili yaşadıkları sıkıntıları üniversite yönetimine taşıdıklarında “Kocaman kapı yaptırdım beğenmeyen çıkar gider” dendiğini belirtti.
Ayrıca akademisyenlerin okul tanıtım günlerinde liselere gitmeye zorlandığını anlatan çalışanlar masrafları da kendi ceplerinden karşıladıklarını söyledi. Baskıya dayanamayıp istifa eden akademisyenlerin tüm işlerinin geride kalanların sırtına yüklendiğini ifade eden akademisyenler yapılan şikayetler sonucu okula gelen YÖK denetçilerinin sıfır bulguyla çıktıklarını anlattı. Antalya AKEV Üniversitesi yöneticilerinin “İstediğiniz yere şikayet edin” dediğinden bahseden akademisyenler VÜDAM’a yazdıkları metni şöyle ifadelerle sonlandırdı: “Mütevelli Heyet Başkanı son olarak haziran 2022 sözleşme dönemi öncesi 30 akademisyeni sebepsiz yere işten atarak akademik soykırıma imza atmıştır. Hangi güçlerin desteğiyle bu şekilde davranışlar sergilediğini anlayamadığımız kurum ve Mütevelli Heyet Başkanının yaptıklarını kamuoyunun bilmesini istiyoruz.”
Antalya AKEV Üniversitesinden bir akademisyen, “Elimizde YÖK denetim raporu var, raporda ‘Faaliyet izninin iptal edilmesi’ diye bir madde de olmasına rağmen hiçbir cezai işlem yapılmadı” dedi.
YASAL OLARAK ALMALARI GEREKEN ÜCRETİ ALAMIYORLAR
Kapadokya Üniversitesinden akademisyenler de yoğun çalışma saatleri ve iş yükünden dert yanıyor. Asgari ücretin biraz üzerinde ücret alan Kapadokya Üniversitesi akademisyenleri, “Ücretlerimiz hâlâ devlet üniversitesi ile eşitlenmedi. Ders saatlerimiz 35 saate dayanıyor” dedi. Kapadokya Üniversitesinde 4 akademisyenin baskı ve mobbinglerle istifa ettiği VÜDAM’a ulaşan akademisyenler tarafından anlatıldı.
Geçtiğimiz hafta 40’a yakın akademisyeni işten çıkaran Avrasya Üniversitesinde ise durum farklı değil. VÜDAM’a ulaşan öğretim elemanları yaz aylarında ücretsiz izne çıkarıldıklarını, hakları olan ücretlerin bu yolla ödenmediğinden bahsetti. Çalışma koşullarının ağırlığından söz eden öğretim elemanları, “Sabah okula girerken yüz taraması ve imza atıyoruz, akşam çıkarken de bu iş böyle. Cezaevinde bile daha rahat koşullar vardır” dedi. Avrasya Üniversitesi de ücret eşitleme yönetmeliğini uygulamayan üniversitelerden. Öğretim elemanları yasal olarak almaları gereken ücretin sadece yüzde 40’ını alıyor.
Son 3 senede yüzde 1 ila yüzde 5 arasında zam alan Arel Üniversitesi akademisyenleri de yasal olarak almaları gereken ücretin altında ücretlere çalışıyorlar. Düşük ücret ve kötü çalışma koşullarından bahseden akademisyenler çalışma ortamlarını ise şöyle anlatıyor: “Aşırı gürültülü ve havasız ortamlarda çalışıyoruz. Çalışmaya pek elverişli değil ama zaten çalışmanız, üretmeniz değil, odanızda müşteri ağırlamanız bekleniyor.”
REKLAMA 1 MİLYON 500 BİN ARGE’YE 294 BİN
VÜDAM’ın #VÜDAMtanıtımda etiketiyle anlattığı bir diğer üniversite de Esenyurt Üniversitesi. Dönem raporlarına göre reklam için 1 milyon 517 bin lira harcama yapan üniversitenin ARGE için ayırdığı bütçe ise yalnızca 294 bin lira. VÜDAM Esenyurt Üniversitesini şöyle anlatıyor: “Şu an araştırma görevlisi maaşı kanunen hak edilenin yarısına denk geliyor. En son eylül ayında yapılan zam oranı, akademisyenlere öğle yemeğinin paralı hale gelmesiyle yüzde 7 civarı oldu. Diğer öğretim elemanlarının durumu da farklı değil. İdari personel daha da berbat koşullarda. Ocak ayında asgari ücrete indirilen maaşları ile idari personelin iş yükü geçtiğimiz seneye göre iki kat artmış durumda. Örneğin birçok sekreter tek başına iki fakülteye birden bakıyor. İşler aksadığında ise genel sekreter tarafından rencide edici sözlere maruz kalmak an meselesi.”