Artık tatil de genç işçiler için hayal
“Maddi imkansızlıktan ötürü gençlerin bir haftalığına dahi olsa tatil yapamamaları bir sorun. Sorunun bir başka tarafı ise gençlerin tatile gidebilmelerine dair bir ihtimali dahi görmemesi.”
Fotoğraf: DHA
Eren YÜCEBOY
İstanbul
Ekonomideki kötü gidişat Türkiye’deki birçok genç üzerinde çeşitli yansımalara sebep oluyor. Lise öğrenimine açıktan devam ederek çalışmak zorunda kalmak, üniversite hayallerinin belki bir yıl belki daha kalıcı bir şekilde ertelenerek üniversite öğrenimi görmek yerine çalışmak, çok yaygın olarak yaz aylarını tatil yaparak geçirmek yerine çalışarak geçirmek... Lise üniversite yaş düzeyindeki gençlerin işçileşmesi yeni bir durum değil. Ancak, bugünün yenisi olarak şu söylenebilir: Dün gençler yaz sonunda tatile gidebilmek, para biriktirip bilgisayar alabilmek amaçlarıyla yaz aylarında çalışırken, bugün ise bu çoğu zaman bir “tercihi” aşmış durumda. Gençlerin yaz aylarında çalışma nedenlerinin başında hayati ihtiyaçlarını karşılamak geliyor.
Dumlupınar Mahallesi, Pendik’te işçilerin yoğun yaşadığı bir mahalle. Genç işçi sayısı da oldukça fazla. Mahallenin işçi gençleri boş vakitlerini genellikle mahallede birbirleriyle oturup çay içip sohbet ederek geçiriyor. Mesaisi biten, evine varıp karnını doyurduktan sonra soluğu her akşam mahallede alıyor.
Gençlik Yaz Kampı üzerine sohbet ettiğimiz genç işçilerin büyük çoğunluğunun çalışma süresi bir yılı bile bulmamış. Haliyle, yıllık izin haklarını da henüz edinebilmiş değiller. Yazı ne şekilde geçireceklerine dair plan yaparlarken önlerindeki en aşılmaz engel olarak bu durumu görüyorlar. Bir haftalığına da olsa şehirden uzaklaşabilmek, arkadaşlarıyla tatil yapıp vakit geçirebilecekleri bir yerlere gitmek; bu sebepten dolayı imkansız hale geliyor kendileri için. Çünkü; yıllık izin hakları zaten yok, bir haftalık rapor ayarlayıp bir yerlere gitmeyi akıllarına getirseler, hem tatilde harcama yapacak hem de rapordan dolayı bir haftalık ücret kesintisi ile karşılaşacaklar. Tatil için yapılacak harcama ikiye katlanmış olacak.
Maddi imkansızlıktan ötürü gençlerin bir haftalığına dahi olsa tatil yapamamaları bir sorun. Ama aynı kaynaktan beslenen sorunun bir başka tarafı ise gençlerin tatile gidememesine ek olarak; gidebilmelerine dair bir ihtimali dahi görmemesi. Bir ihtimal olarak değerlendirmeye dahi girişememesi. Yaz tatiline dair herhangi bir motivasyona, heyecana dahi sahip olmaması... Dolayısıyla, genç işçiler açısından sohbetin içeriği bir noktadan sonra “tatil planları” olmaktan çıkıyor. Plan yapabilmelerine olanak sağlamayan maddi bir zorunluluk tarafından sıkıştırılmış durumdalar.
Planları yok belki ama hayalleri var genç işçilerin. Adına hayal bile denmemesi gereken, aslında hayal kadar uzakta ve imkansız olmayan ama içerisinde yaşadığımız koşulların genç işçileri layık görmediği beklentiler... Lüks olmayan, her gencin sahip olması gereken ama birçok gencin elinden alınmış bir hak genç işçilerin hayal diye sundukları yaz beklentileri: “Kumsala çeksem sandalyemi” diyor genç işçi: “Dalga geldikçe değse ayaklarıma, serinlesem... Bir bira açsam akşamına, yudumlasam serin serin... Çok iyi olurdu.”
Ancak çok iyiden de iyisini birlikte inşa edeceğiz. Genç işçilerin hakkı olan yaz tatilini onlara imkansız kılan, hak olanı sadece gerçekleşmesine olanak vermeden hayal ettirmekle yetinen bu koşulları aşacağız. Yaz planı dahi yapamamaya; plan yapılsa bile iki alternatif arasında kalındığında birisinin tercih edilmesine razı gelmeyeceğiz. Plan yapabildiğimiz, hem de iki alternatif arasında kararsız kaldığımızda “İkisini birden yapalım o zaman” diyebileceğimiz yazlara sahip olacağız.