23 Temmuz 2022 01:23
/
Güncelleme: 00:38

Erden Kıral’ın ardından

"Tanıdığım, çok sevdiğim değerli bir insanın, önemli bir sinemacının daha aramızdan ayrılmasının şoku, üzüntüsünü yaşadım. Çok önemli filmlere imza atmış, sakin, güleç, birikimli biriydi Erden Kıral."

Erden Kıral’ın ardından

Erden Kıral | Fotoğraf: Aykut Ünlüpınar/AA

Mesut KARA

Son aylarda sinemamızda yaşadığımız yaprak dökümü gibi kayıplar tüm acısı ve geri dönülmezliğiyle sürüyor. Bu sayfada ne yazık ki sık sık yitirdiğimiz sevdiklerimizin dostlarımızın ardından yazmak da çok zor ve üzücü.

Acı haberi sevgili dostum Korkut Akın’ın gönderdiği mesajla öğrendim; gönderdiği mesajda “Bugün 17:00 sularında Erden ağabeyi kaybettik. Gülen adam artık yok. Eserleriyle yaşayacak” yazıyordu. O an yaşadığım acıyı, üzüntüyü anlatamam. Tanıdığım, çok sevdiğim değerli bir insanın, önemli bir sinemacının daha aramızdan ayrılmasının şoku, üzüntüsünü yaşadım. Çok önemli filmlere imza atmış, sakin, güleç, birikimli biriydi Erden Kıral.

Erden Kıral’ın “Hakkari’de Bir Mevsim” filminde unutulmaz oyunculuğuyla izlediğimiz Erkan Yücel’in eşi Şükran Yücel, Erden Kıral’ın vefatı sonrası çok doğru tespitlerle şu cümleleri paylaştı: “Erden Kıral yaptığı iyi filmlerin daha da iyilerini yapacak kapasitede usta bir yönetmendi. Bir küskünlük, bir kırgınlık onu içine kapattı sanki. Gene de üretmeye devam etti. Gerçekten çok üzgünüm. Kıymeti tam bilinmediği için. Hayal ettiği filmleri yapamadığı için. Evet, yaptığı çok iyi filmler var: Hakkâri’de Bir Mevsim, Bereketli Topraklar Üzerinde, Ayna, Mavi Sürgün, Yolda, Yük ve diğerleri.”

Erden Kıral’la gönül bağım 1984 yılına uzanır. Selim İleri, Ferit Edgü, Orhan Duru okuduğum, yeni yazarlar keşfetme çabasında olduğum günler…1984 yazı, Bodrum Gümüşlük’teyim İki gençle tanışıyorum, ellerindeki kitap ilgimi çekiyor; Tezer Özlü’nün “Çocukluğun Soğuk Geceleri.” Hemen sonrasında “Yaşamın Ucuna Yolculuk”unu da okuyorum Tezer Özlü’nün. O iki gençten biri Düş Sokağı Sakinleri’nin Murat Çelik’iydi, diğeri de yıllar sonra ev baskınlarında yargısız infazda öldürülen Alper’di.

O günlerde tanıdım Tezer Özlü'yü. P Cesare Pavese ve Italo Svevo'yu da. Geç bir tanışmaydı bu. O günden sonra benim yazarlarımdan oluverdi. Kafka gibi. Ferit Edgü, Demir Özlü, Selim İleri gibi. O günlerde öğrendim Erden Kıral’ın eşi olduğunu, Deniz adında bir kızları olduğunu, Demir Özlü’nün kardeşi olduğunu, ablasının Orhan Duru’nun eşi olduğunu. Dahası yazdıklarından Erden Kıral’la birlikte yaşadıkları evde çok erken yaşta, şüpheli biçimde hayatını kaybeden şair Gani Bozarslan’ın komşuları olduğunu…

Belleğimde bir başka anı: 1986'nın yağmurlu bir şubat akşamıydı. Beşiktaş’ta Kafe Kondu’da Murat, Alper, Küçük İskender’le birlikte otururken Tezer Özlü'nün ölüm haberini alıyoruz. “Ölüm de bir günlük olay değil mi?​” Böyle diyordu Çocukluğumun Soğuk Geceleri'nde Tezer Özlü.

Bebek Camii’nde yapılan cenaze töreninden sonra hep birlikte Aşiyan Mezarlığı’na gidip toprağa veriyoruz Tezer Özlü’yü. Yıl 2022, Erden Kıral’ı da dostları Aşiyan’da Tezer Özlü’nün yanında ya da yakınında toprağa verdiler. “Tarifsiz Kederler İçindeyim."

ERKAN YÜCEL BELGESELİ İÇİN GÖRÜŞME

2006 yılında Erkan Yücel Belgeseli’ni hazırlarken onlarca sanatçıyla görüşüp söyleşiler yaptığım günlerde Erden Kıral’la da Cihangir’deki evinde bir söyleşi gerçekleştirmiştik. '80’lerin sonunda Tezer Özlü belgeseli çekmek istiyordum hatta uzun metraj sinema filmi de düşünmüş, senaryo yazmaya başlamıştım. Çok disiplinli bir kız okulunda başlayacaktı film, sürdüremedim. Yıllar sonra Erkan Yücel belgeseli için görüştüğümüzde Erden ağabeye anlatmıştım bunu ve Tezer Özlü için neden bir film ya da belgesel yapmadığını sormuştum. “Benim yapmam çok sağlıklı ve doğru olmazdı, mesela sen ya da başkası yapsa dışarıdan biri olarak daha iyi olur” demişti.

Erkan Yücel “Endişe”, “Bereketli Topraklar Üzerinde” ve “Hakkari’de Bir Mevsim” filmlerinde oynayarak, usta oyunculuğunu sinemada da göstermişti. Yılmaz Güney’in, Yumurtalık’ta hâkimi öldürdüğü gerekçesiyle yeniden cezaevine girdiği günlerde, “Endişe” filminde izlediğimiz Erkan Yücel’in oyunculuğu artık belleklerimize kazınmıştı. Bakışları, gözleri, sahici bir pamuk işçisi, ırgat sandığımız o muhteşem oyunculuğu izleyen herkesi etkilemişti. O güne dek politik seçimleri nedeniyle O’nu yok sayanlar bile, karşılarında çok önemli bir aktör olduğunu kabul etmek zorunda kalmışlardı. “Endişe”deki oyunuyla...

“Bereketli Topraklar Üzerinde” filmindeki Şarlo’yu çağrıştıran, dünya çapında bir aktör olduğunu belgeleyen oyunculuğu ve “Hakkari’de Bir Mevsim” filmindeki yüzü, artık belleklerimize olduğu kadar sinema tarihine de büyük harflerle yazılmıştı. Erden Kıral’ın yönettiği Hakkâri’de Bir Mevsim (1982) filminde gizemli Kaçakçı Halil rolüyle önemli bir iz bırakır ardında. Erden Kıral şunları söylüyordu Erkan Yücel için: “Erkan hem yönetmeni hem de seyirciyi etkileyen bir oyuncuydu. Onunla çalışmak ayrı bir keyifti. Sette çok güzel ve yakın arkadaşlıklar kurabilen biriydi. Beni etkileyen şeylerden biri de çok dramatik bir sahneden çıkar çıkmaz gülebilen, kamera çalıştığı zaman da o karakterin içine girip isteneni en ince ayrıntısına kadar verebilen o kadar özel bir oyuncuydu. En zor durumlarda bile bir şaka yapar olayı toparlardı. Bizim bir nevi moral hocamız olurdu.”

Erden Kıral’la sonraki yıllarda da karşılaşmalarımız, sohbetlerimiz oldu. İzmir’de bir etkinlikte yanlış anımsamıyorsam onur ödülü verilecekti, ben de bir belgeselimle katılmıştım etkinliğe. Şükran Yücel ve Doğu Yücel de vardı etkinlikte. Orada da güzel bir sohbetimiz olmuştu, fotoğraflarını çekmiştim.

Antalya’ya Kaş’a yerleştiğinden habersizdim. Sanırım 15 gün önce enfeksiyon dolayısıyla Kaş ilçesinde hastaneye başvurduğunda yapılan tetkikler sonucu yoğun bakım ihtiyacı nedeniyle Kumluca’da özel hastaneye sevk edilerek tedavi altına alınmış. Tedavi sürecinde yapılan müdahalelere yanıt vermeyen Erden Kıral usta, beyin kanaması ve çoklu organ yetmezliği nedeniyle hayatını kaybetmiş. Ailesinin, sevenlerinin, sinemamızın başı sağ olsun. Unutulmayacak, eserleriyle yaşayacak.

Evrensel'i Takip Et