25 Temmuz 2022 04:00

Koç Üniversitesi işçileri: Haklarımızı istediğimiz için görev yerlerimiz değiştirildi

Bayram ikramiyesi ve sosyal haklar talebiyle topladıkları imzalar sonrası görev yerleri değiştirilen Koç Üniversitesi işçileri, eylemlerini sürdürüyor.

Fotoğraf: Murat Uysal/Evrensel

Paylaş

Ayhan ÖZACAR
Murat UYSAL
İstanbul

Koç Üniversitesinde taşerona bağlı çalışan 6 temizlik işçisinin çalışma yerleri, bayram ikramiyesi ve sosyal haklar talebiyle topladıkları imzadan sonra değiştirildi. Sürgüne gönderilen işçiler çalışma yerlerine geri dönmek için 18 Temmuz’da Koç Üniversitesi ana kampüs önünde eyleme başladı. İlk gün jandarma tarafından gözaltına alınan işçiler direnişlerini sürdürüyor. Görev yerlerine iade edilmeyi isteyen işçiler bayram ikramiyesi ve sosyal haklar talebinden de vazgeçmiyor.

6 yıldır Koç Üniversitesinde temizlik işçisi olarak çalışan Fatma Elibol, önceden farklı firmalarda da temizlikçilik yapmış, Koç Üniversitesine girdiğinde daha kurumsal bir firmada çalışacağı için koşulların daha iyi olacağını ummuş. Koç Üniversitesinde de uzun çalışma saatlerinin olduğunu söyleyen Elibol, “Haftalık belli bir mesai saati vardır, biz o saati aşıyorduk, fazla mesaiyi vermiyorlardı. Yıllarca bizim fazla mesaimizi yediler” dedi. Sosyal hakları için imza topladıklarını ifade eden Elibol, bu süreçte işten atılmaktan korkan işçilerin olduğunu ancak kendisinin bundan korkmadığını belirterek, “Ben zaten asgari ücrete çalışıyorum. Nerede çalışsam bu ücreti alırım. Hepimizin ailesi çocuğu var, kirası, faturası var. Neyden korkacağım, zaten ben insanca yaşamıyorum ki. Bir kira 5 bin lira olmuş, asgari ücret zaten kira kadar” diye konuştu.

‘ÇOCUĞUMU OKUTAMADIKTAN SONRA...’

Bayram ikramiyesi ve sosyal haklar için imza toplarken akademisyenlerin, öğrencilerin ve işçilerin yer aldığı komisyonlarda ortak kararlar aldıklarını anlatan Elibol, “Hepimizin korkuları var, bugün bu korkuları yenmezsek bu işin içinden çıkamayız. 6 kişi bu işe öncü olduk. Çalışma koşullarımız ağır. Önceden çalıştığım bir bina vardı, şimdi bir bina daha eklediler. Arkadaşımız hasta oluyor, onun işini de biz yapıyoruz. Zaten 3 kişinin işini 1 kişi yapıyor” dedi.

Aldıkları ücretle ev geçindirmek zorunda olduklarını söyleyen Elibol’un üniversiteye hazırlanan bir de oğlu var. Elibol, “Tercih yapıp yapmayacağını konuşacağız. Dershaneye zaten gönderemedim. Büyük ihtimalle üniversiteye de yollayamayacağım. Üniversiteye giderse kirasını faturasını nasıl karşılayacağım? O, şehir dışında okumak istiyor ama ekonomik koşullar buna izin vermiyor. Çocuğumu okutamadıktan sonra ne için uğraşıyorum?​” diye sordu.

‘BENİM JANDARMAM DEĞİL KOÇ’UN JANDARMASI’

Koç Grubunun kazancından bahseden Elibol, “Gururlanarak anlatıyorlar, Koç kaç trilyon kâr etmiş. Ben Koç’un samimiyetine inanmıyorum. Gezi’de halka destek veriyor gibi göründü, ezilen insanları destekliyorsan burada da biz eziliyoruz, sen önce bir çevrendekilere bak. Sömürge düzeni tam da bu, evinize gitmeyin, burada yatın, gece de çalışın, ücret de istemeyin, bir yatak atarız oraya, çalışırsınız. İstedikleri bu” dedi.

Eylemlerin ilk gününde gözaltına alınan Elibol, “Daha önce hiç gözaltına alınmamıştım. Yaşım 50, ilk defa jandarmayı gördüm. 15 adam öldürmüşüm, hırsızlık yapmışım gibi davrandılar. Müdahale o kadar sert oldu ki inanamazsınız. Benim ayağımın filmi çekildi. Doktor ‘Abla farklı bir yere git istersen’ dedi. Ayağımı sakatladılar, merdivenlerde sürüklediler. Jandarma benim jandarmam değil Koç’un jandarması. Göğsündeki o yazıyı çıkarsın, oraya Koç yazsın. Şu an bizi yönetenler devletin sahibi değil, öyle kukla gibi duruyorlar orada, asıl devletin sahibi Koç. Polisin jandarmanın görevi ezilen, hakkı yenen insanı korumak değil mi? Bunlar tam tersi zengini koruyor” diye konuştu.

Öğrencilerin de kendilerine destek verdiğini anlatan Elibol taleplerinin karşılanamayacak talepler olmadığını söyleyerek, “İşçinin istediği Koç’un kazandığının yanında sinek kadar bile değil. Biz işimizi istiyoruz, insan gibi yaşamak istiyoruz. Bayram ikramiyesi istedik, çok mu? Yok ama vermiyorlar, sadece çalışalım istiyorlar. Ölmeyin, ölmeyecek kadar kazanın, devamlı çalışın diyorlar” dedi.

ÖNCEKİ HABER

ETF işçileri: Yıllarca süründük, şimdi kurbanlık gibi beklemeyeceğiz!

SONRAKİ HABER

Yazılı sınavda birinci oldu, mülakatta elendi: Liyakat bunun neresinde?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa