26 Temmuz 2022 03:44

Hasta mahpus ve kelepçeli muayene düzenlemesi: Suça göre ayrımcılık yapılmamalı

Adalet Bakanlığı hasta tutuklu ve hükümlüler için “şartlı tahliye” ile “kelepçesiz muayene” konularında düzenlemeye gidiyor. Hak savunucuları suça göre ayrımcılık yapılmaması yönünde uyarıyor.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Kübra KIRIMLI
Ankara

Adalet Bakanlığı Ceza İnfaz Yasası’nda düzenlemeye gidiyor. Ekim ayında TBMM’ye sunulması beklenen teklifte, hasta tutuklu ve hükümlüler için “şartlı tahliye” ile “kelepçesiz muayene” konularında düzenlemeye gidileceği belirtiliyor. Ancak düzenleme Terörle Mücadele Kanunu (TMK) kapsamında cezaevinde bulunan ve cinayet suçunu işleyenlerde, kelepçesiz muayene kararının hekime bırakılmasını öngöreceği ifade ediliyor.

Konuyu gazetemize değerlendiren Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, “Türkiye’nin bunu bir düzenlemeye kavuşturması güzel görünüyor ama ayrımcılığın bizi yeniden 2011 öncesine götürdüğü görünüyor” derken; İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan ise; “Bir kişi suçu ne olursa olsun infaz yasasında aynı kurallara tabi tutulmalıdır. Birleşmiş Milletler Mandela Kuralları bunu gerektiriyor. Türkiye’nin ilk olarak Mandela Kuralları’nda belirtildiği gibi bu ayrımcı kurallardan kurtarılması gerekiyor. Mahpus mahpustur!” dedi.

Gezi Davası’ndan skandal bir kararla ceza verilen Mücella Yapıcı’nın elleri kelepçeli muayene edilmesiyle yeniden gündeme gelen cezaevlerinde insan hakları ihlalleri ve sağlık hakkına erişim konusunda, bakanlığın bir çalışma yaptığı belirtiliyor. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın da hasta ve tutuklularla ilgili düzenleme yapacaklarını açıkladığı düzenlemeye göre İnfaz Kanunu’nun 50. maddesinde yapılacak değişiklikle hasta tutuklu ve hükümlüler için “şartlı tahliye” ve “kelepçesiz muayene” gelecek. Ancak hasta mahpusların muayenesi sırasında kelepçesinin çıkarılmasında, TMK ve cinayet suçu kapsamındakilerin durumuna hekimler karar verecek.

"AYRIMCILIK BİZİ YENİDEN 2011 ÖNCESİNE GÖTÜRÜYOR"

Ekim ayında TBMM’ye getirileceği belirtilen düzenlemeyi sorduğumuz TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı; “Öncelikle şunu belirtmeliyim: Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı arasında yapılan ‘Üçlü Protokol’ denen ama ne yasayla ne de uluslararası sözleşmelerle uyumlu olan protokolde 2011’de (Türkiye Birleşmiş Milletler İşkenceye Karşı Sözleşmesine ek Seçmeli Protokol’ü yapılmadan önce) zaten böyle bir düzenleme vardı. Ne yazık ki bir yargısız infazı da barındırıyordu. Çünkü o protokole dayanarak bu suçlamalarla yargılanan insanların daha yargılama süreçleri tamamlanmadan bu yönde bir tutum almaları için hekimlere bir baskı yapılıyordu” dedi.

2011’de Seçmeli Protokol’ün Türkiye tarafından kabul edilmesiyle beraber bir güncelleme yapıldığını hatırlatan Fincancı, protokolde terör ve cinayet gibi suçlamalardan yargılananlara dönük ayrımın kaldırıldığını söyledi. Dolayısıyla mahremiyet ilkesi ve insan onuruna yaraşır bir muayenenin zaten tüm uluslararası sözleşmelerde yer alan bir düzenleme olduğunu belirten Fincancı, “Türkiye’nin bunu bir düzenlenmeye kavuşturması güzel olur ama ayrımcılığın bizi yeniden 2011 öncesine götürdüğü ve dönüldüğü görülüyor. Hangi suçu işlemiş olursa olsun insanların insanlık onuruna yakışmayan davranışlara maruz bırakılması işkence suçu kapsamında değerlendirilmeli” dedi.

"SUÇA GÖRE AYRIM YAPILMAMALI"

İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan ise söze Türkiye’nin mevcut infaz rejiminin en belirgin özelliğinin ayrımcı olmasına vurgu yaparak başladı: “Bir kişi suçu ne olursa olsun infaz yasasında aynı kurallara tabi tutulmalıdır. Birleşmiş Milletler Mandela Kuralları bunu gerektiriyor. Türkiye’nin ilk olarak Mandela Kuralları’nda belirtildiği gibi bu ayrımcı kurallardan kurtarılması gerekiyor. Mahpus mahpustur!”Kelepçesiz muayenenin bir hak olduğuna vurgu yapan Türkdoğan, “Mahpusun tedaviye gideceği zaman kelepçesiz tedavi olması bir haktır. Güvenlik endişesi varsa dış güvenliği her zaman jandarma sağlar. Bu anlamda bir ayrımcılık yapılmaması gerekir çünkü bu nedenle birçok kişi muayene olmak istemiyor. Kendisini aşağılanmış hissediyor. Muayene olmadığı için de hastalıkları ilerliyor. Bu bakımdan kelepçeli muayene basit bir konu değil. Bunu böyle ele almak gerekiyor” dedi.

"TESPİT ETTİĞİMİZ EN AZ 650 AĞIR HASTA MAHPUS VAR"

Cezaevlerinde tespit edebildikleri en az 650 ağır mahpus hasta tutuklunun bulunduğuna dikkat çeken Türkdoğan, demans teşhisi konulmasına rağmen halen cezaevinde tutulan Aysel Tuğluk’un durumuna da dikkat çekti: “Adli Tıpın terörle mücadele kapsamında yargılanan hastalar hakkında verdiği raporlar ayrımcı. Şöyle ki; Aysel Tuğluk için konuşalım. Adlı Tıp diyor ki; ‘Demans hastası ama cezaevinde kalabilir’. Halbuki Adli Tıp İnfaz kanunun 16. maddesinde diyor ki; ‘Bir kişi yaşamını tek başına hapishanede devam ettirebilir mi?​’ Yoksa ettiremez mi? Bu yönde bir inceleme yapılması gerekebilir. Kanunda hapishanede kalıp kalmama gibi bir şey yazmıyor”.

"ADLİ TIP İNFAZ SAVCISI-HAKİMİ GİBİ DAVRANIYOR"

Adli Tıp’ın TMK kapsamındaki mahpusları içeride tutmak için icatlar çıkardığını söyleyen Türkdoğan, “Maalesef Adalet Bakanlığı, İnfaz Savcılıkları ve infaz hakimlikleri de buna uygun davranıyorlar. Halbuki bunun bir kere kanunda yeri yok. Adli Tıp sadece hastalığın derecesin belirler. Şu anda Aysel Tuğluk başta olmak üzere bütün hasta tutsakların yanında bir veya iki kişi daha tutuluyor. Peki Adli Tıp bunu nasıl izah edecek? Bunu izah edemiyorlar” dedi.Uygulamanın ayrımcı olduğuna vurgulayan Türkdoğan, “Adli Tıp bugün infaz savcılıkları ve infaz hakimleri yerine de karar veriyor. Ve Adalet Bakanlığı da bugün buna zemin oluşturuyor. Umarım yapılacak bu yasa değişikliğinde olumsuz bu uygulamalar olmaz. Eksiklikler daha net görünür ve konuya dair yasal düzenlemeler yapılır. TMK kapsamı ve bu kapsamın dışındakilerin arasındaki ayrımcılığın kaldırılması ve bu ayrımcılığı önleyecek düzenlemelerin yapılması da gerekir” dedi.

ÖNCEKİ HABER

İlaçların yüzde 70’ine fark ödüyoruz | 5 TL olan fiyat farkı 10 TL’ye çıktı

SONRAKİ HABER

CHP Milletvekili Murat Emir’den iddia: Bakanlık Ankapark’a el koyabilir

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa