Almanya’nın gaz çıkmazı
Almanya hükümeti ve Alman sermayesi enerji fiyatları nedeniyle vatandaşın öfkesinden korkuyor. Kamuoyu araştırmaları “her iki Alman vatandaşından birinin sokağa çıkabileceği”ni söylüyor.
Arşiv | Fotoğraf: Pixabay
Serdar DERVENTLİ
Köln
Almanya’da paradoks bir durum yaşanıyor; aylardır Rusya’ya olan enerji bağımlılığından kurtulmak için her şeyi yapacağı ilan eden ve tüm dünyada Rusya’dan gelen doğal gaza alternatif arayan Almanya, şimdi Rusya’yı “enerji politikasıyla Almanya ve AB üzerinde baskı yapmakla” hatta “bölmeye çalışmakla” suçluyor.
Rusya’nın Ukrayna’ya saldırmasıyla birlikte Almanya, müttefikleriyle birlikte Rusya’ya karşı bir dizi ekonomik ambargo kararı almıştı. Almanya, Rusya ile her türlü ticareti zorlaştıran yaptırımların başında gelen, Rusya’nın SWIFT sisteminden çıkarılmasına da onay vermişti.
Tüm bunlara karşın Alman hükümeti, “Rusya’nın enerji sevkiyatı sözleşmelerine sadık kalmasını bekliyoruz” demekten de geri durmamıştı.
Mayıs sonuna kadar Almanya taş kömürü ihtiyacının yüzde 50’sini, petrol ihtiyacının yüzde 35’ini ve doğal gaz ihtiyacının ise yüzde 55’ini Rusya’dan karşılıyordu. Kömür ve petrol ihtiyacını piyasalardan tedarik etmek doğal gaza göre daha kolay. Bu iki enerji kaynağının sevkiyatı da daha kolay.
Doğal gaz konusunda sevkiyatın yanı sıra asıl önemli mesele ise fiyat konusu. Almanya, Rusya ile imzaladığı uzun vadeli sevkiyat sözleşmeleri ve Alman enerji tekellerinin Rus enerji tekeli Gazprom ile girdikleri ortaklıklar sayesinde doğal gazı piyasa fiyatının yüzde 30 dolayında daha ucuza satın alıyordu. Almanya’nın kullandığı doğal gazın yüzde 95’ini ihraç ettiği göz önüne getirildiğinde bunun ne anlama geldiği anlaşılacaktır. Amsterdam Enerji Borsasında bir megavat saat (MWh) gazın fiyatı şu anda (temmuz sonu) yaklaşık 193 avro. Geçen sonbahara kadar fiyatlar megavat saat başına 20 ila 40 avro arası inip çıkmaktaydı.
Bir önemli ayrıntı da Almanya’daki doğal gaz tüketimi: Doğal gazın yüzde 31’i vatandaşlar tarafından tüketilirken yüzde 69’u değişik sanayi kolları tarafından enerji ve hammadde olarak kullanılıyor. Rusya’dan gaz ithalatını düşürmeyle ilgili tartışmalar gündeme geldiğinde ilk olarak Alman Sanayicileri Birliği (BDI) ve Alman Sendikalar Birliği (DGB) ortak bir açıklama yaparak buna karşı çıkmışlardı: “Enerji konusunda, özellikle de doğal gaz ithalatı konusunda düşünülmeden atılacak her adım Alman ekonomisini zor duruma sokacak, istihdamı tehlikeye atacaktır.”
Alman imalat sanayisinin kullandığı doğal gazın oranın “aslan payı” kimya ve sanayi gazları üretiminde kullanılıyor. Ve ucuz doğal gaz ihtiyacı konusunda hükümete en fazla baskı yapan büyük sermayede bu iki sanayi dalında bulunuyor.
‘EKONOMİK SAVAŞ VAR’
Haziran başından bu yana Rusya, “Kuzey Akımı I” doğal gaz boru hattından gaz sevkiyatını olağanüstü düşürdü. Boru hattında onarım ve bakım işlerini gerekçe gösteren Gazprom, bu hattan doğal gaz sevkiyatının yüzde 80 düşürüldüğünü açıkladı.
Bakım ve onarım işleri gerekçesinin gerçeği yansıtmadığını söyleyen Almanya Ekonomi Bakanı Robert Habeck (Yeşiller Partisinden), “Putin elindeki gazı Almanya ve Avrupa’ya şantaj yapmak için kullanıyor ama bunu açıktan söylemeye cesaret edemiyor. Biz hâlâ Rusya’nın enerji sevkiyatı sözleşmelerine sadık kalmasını bekliyoruz” dedi.
Rusya Uluslararası İlişkiler Konseyi Başkanı Andrey Kortunov yazdığı bir makalede, “Rusya ve Batı arasında tam anlamıyla bir ekonomik savaşın ortasındayken, bir tarafın önceki anlaşmalara sıkı sıkıya bağlı kalmasını beklemek zor” ifadelerini kullandı.
Rusya’nın stratejisi konusunda ise, “Rus hükümetinin, AB ülkelerini kısa bir süre içinde farklı bir tutum sergilemeye zorlayabileceğine inandığını sanmıyorum. Ancak gaz sıkıntısı bazı ülkelerde zorluklara ve hükümet değişikliklerine yol açabilir; bu durumda yeni hükümetler kendi sorunlarına daha fazla, Ukrayna'ya ise daha az odaklanabilir” görüşünü savundu.
‘TASARRUF’ KARARI NE ANLAMA GELİYOR?
Rusya’nın doğal gazı bir silah olarak kullanmasını engellemek için AB ülkeleri ulusal ve AB düzeyinde “acil önlem senaryoları” üzerinde çalışıyorlar. Piyasalardan umdukları hacimde doğal gaz bulamayan AB ülkeleri acil önlem olarak “gaz tüketiminde tasarruf” ve “AB ülkeleri arasında enerji alanında dayanışmayı güçlendirme” kararları aldılar.
Habeck’in Almanya’da vatandaşların tasarruf önlemlerine ikna edilmesi gerektiğini söylemesi işin hikayesi. Habeck’in başında bulunduğu bakanlık, sonbahardan itibaren enerji şirketlerinin artan maliyetlerini olduğu gibi müşterilerinin sırtına yıkmalarının önünü açtı. Şimdiye kadar enerji şirketleri piyasalardaki çalkantılara rağmen artan fiyatları hemen müşterilerini yansıtamıyorlardı ve daha önce verilen fiyat güvencesine sadık kalmak zorundaydılar.
Kuzey Ren-Vestfalya eyaletindeki tüketici danışma merkezi tarafından Alman Haber Ajansı dpa’ya verilen bir demeçte, “Önerimiz tüm vatandaşların kenara para koymaları ve enerji tasarrufu yapmaları. Bir sonraki faturayla birlikte enerji fiyatları üç ila dört kat artabilir” denilmesi de “ikna” meselesinin hikaye olduğunu doğruluyor. Danışma merkezinin verdiği demeçte, 2021'de doğal gazın kilovat saati başına ortalama fiyatının 6,68 sent olduğu bunun yakında bu 25 sente çıkabileceği de belirtildi. Kısacası vatandaşa “tasarruf etmekten” başka yol kalmayacak! Diğer yanda sanayi için yeni teşvik paketlerinin hazırlanması da Almanya’da kimseyi şaşırtmaz. En son olarak Uniper isimli enerji tekeline yüzde 30’lik hisse paketiyle ortak olan devlet, böylece tekelin borçlarını da toplumsallaştırmış oldu! Hükümet, Uniper için toplam 23 milyar avro harcadı.
‘HALK AYAKLANMASI OLUR’ KORKUSU
Meclis yeniden açıldıktan sonra vatandaş için de bir dizi yeni yardım kararları alınması planlanıyor. Bu konuda çok konuşuluyor, Hartz IV yerine başka bir uygulamaya geçileceği bildiriliyor ama henüz somut bir şey yok.
Alman sermayesi ve hükümeti özellikle sonbahar ve kış aylarında (yıl sonu faturalarının da geldiği dönem) vatandaşın öfkesinin patlamasından korkuyorlar. Kuzey Akımı I’in onarımı için gerekli olan türbinin bakımı Siemens’in Kanada’daki tesisinde yapılıyordu. Ekonomik ambargo nedeniyle türbini Rusya’ya gönderemeyeceklerini açıklayan Kanada hükümetiyle görüşen Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock (Yeşiller), Kanada hükümetinden yaptırımlara bir istisna getirmesini rica etmişti. Baerbock, “Federal Almanya, gaz türbinini alamazsa, o zaman (Rusya’dan) daha fazla gaz alamayız ve o zaman Ukrayna'ya hiçbir destek sağlayamayız, çünkü o zaman halk ayaklanmalarıyla meşgul oluruz” demişti.
Daha sonra gazeteciler tarafından “halk ayaklanmalarını gerçekten bekleyip beklemediği” sorulan Baerbock, ifadesini şu şekilde nitelendirdi: “Bu belki biraz abartılıydı, ancak daha fazla gazımız olmasaydı gerçekleşebilir. Dolayısıyla Almanya Rusya'dan gelen gaza ihtiyaç duymaya devam ediyor” dedi. Baerbock’a göre “önümüzdeki kışın en önemli görevi savaşın toplumu bölmemesini sağlamak” olduğunu belirtti. “Bunun nasıl yapılması gerektiğini” sorusuna ise sadece “federal hükümetin görevi sosyal yeterlilikleri desteklemektir.”
‘VATANDAŞ PROTESTOYA HAZIR’
Enerji fiyatları artmaya ve buna bağlı olarak enflasyon artışı devam ederse Federal Almanya’da protestolar başlayabilir. INSA kamuoyu araştıra enstitüsüne göre, gösteriler gündeme gelirse neredeyse her iki Alman vatandaşından biri sokaklara çıkabilir. INSA açıklamasında, ankete katılanların yüzde 44'ü “kesinlikle ya da büyük olasılıkla yüksek enerji fiyatlarına karşı gösterilere katılacaklarını belirttikleri” yer aldı.
Açıklamada protestoları gerekli gören ve protestolara katılmak isteyenler ağırlıklı olarak FDP (yüzde 50), Sol Parti (yüzde 60) ve AfD (yüzde 72) seçmenleri olduğu da belirtildi.