Şırnak ve Dersim'deki ağaç kıyımlarına karşı ortak mücadele çağrısı yapıldı
Şırnak ve Dersim'de güvenlik güçleri korumasında gerçekleştirilen ağaç kıyımları, İstanbul ve İzmir'de protesto edildi.

Fotoğraf: MA
İLGİLİ HABERLER

Şırnak'taki ağaç kesimine tepki: Madenler için doğa katlediliyor

Şırnak’taki ağaç kesimi protesto edilecek

Avukat Fadıl Tay: Şırnak'ta büyük bir doğa katliamı yaşanıyor
Şırnak'ın Besta, Cudi ve Gabar bölgelerinde iki yılı aşkın süredir güvenlik gerekçesiyle askerlerin gözetiminde korucular tarafından ağaç kesimleri devam ediyor. Dersim’in Hozat ilçesi Boydaş (Samosi) köyünde de güvenlik güçleri korumasında aylardır ağaç kesimi sürüyor, köylülerin alana girişine izin verilmiyor. İstanbul ve İzmir'de yapılan eylemlerde ağaç kıyımlarına karşı ortak mücadele çağrısı yapıldı.
"7 AYDA ORMANLARIN YÜZDE 7'Sİ TALAN EDİLDİ"
Halkların Demokratik Kongresi (HDK), Halkların Demokratik Partisi (HDP), Türkiye Özgürlük Partisi (TÖP), Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF), Emekçi Hareket Partisi (EHP), Emek Partisi (EMEP), Türkiye İşçi Partisi (TİP) ve Halkevleri, Kadıköy İskelesi önünde eylem düzenledi. 7 parti ve örgüt adına açıklamayı Emek Partisi (EMEP) Kadıköy İlçe yöneticisi yaptı. Eylemde HDP İstanbul Milletvekili Dilşat Cambaz, HDP İstanbul Milletvekili Musa Piroğlu, HDP İstanbul Örgütü Eş Genel Başkanı Ferhat Encü ve Hozat Kozluca ve Kurukaymak Köyleri Dayanışma ve Kültür Derneği'nden Hüseyin Tuncel de yer aldı.
Türkiye'nin her bölgesinde çok yaygın olarak devam eden ekolojik talan Şırnak başta olmak üzere bölge kentlerindedaha katmerli bir şekilde sürdüğü söylenen açıklamada, "Şırnak Barosu'nun yaptığı açıklamaya göre 2021 yılında yalnızca şubat ayından eylül ayına kadarki 7 aylık sürede ormanlarının yüzde 7'si yok edildi. Baronun yaptığı başvurular da sonuçsuz kalırken bölgeden gelen görüntülerde ormanlık alanın tamamen çoraklaştığı ve tek bir ağacın bile kalmadığı görülüyor" diye konuştu. Şırnak'ta kesilen ağaçların büyük bir rant kapısına dönüştüğünü vurgulayan Sinanoğlu, "Bölgeden her gün ortalama 20-25 kamyon ağaç çıkarılırken bu orman varlığının tamamı piyasaya kereste olarak sürülmek üzere Urfa'nın Haliliye ilçesindeki Keresteciler Çarşısı'na ve diğer illere götürülüyor" denildi.
"EKOLOJİK YAPI ALTÜST EDİLİYOR"
"Terör" bahanesiyle talan politikalarıyla ekosistemde ağır tahribat yaratıldığı kaydedilen açıklamada, "Kesilen ormanları sadece odun ve para olarak görenler, bölgenin tüm ekolojik yapısını altüst etmektedir. Kürdistan'da ilan edilen güvenli bölgeler tüm yasaların yok sayılıdığı ve oradaki yetkili kişilerin istedikleri her şeyi yapabildikleri alanlar haline geldi. Atanmış vali, kaymakam, polis ve jandarmanın bu alanlarda sonsuz yetkisi oluştu. Bu yetkili kişi ve kurumlar doğayı ve hayatı umursamadan her türlü talancı ve rantçı politikaları bu alanlarda rahatlıkla hayata geçiriyorlar. Ellerindeki sınırsız yetkilerle basını ve kamuoyunu oraya sokmayarak işledikleri talanı herkesten gizleyebileceklerini düşünüyorlar. Sadece ağaçları talan etmiyorlar, bölgenin tarihine, geleceğine ve yaşamın her türlü çeşitliliğine de onulmaz zararlar veriyorlar. Bu talan ve savaş siyaseti birbirini besliyor. Bizler bu suçları işleyenlerin peşinde olacak ve yargılanmaları için elimizden geleni yapacağız" ifadeleri yer aldı.
"BİRLİKTE MÜCADELE EDEREK DEĞİŞTİRECEĞİZ"
"Dünya ezilenleri, devlet ve şirketlerin yol açtığı iklim kriziyle boğuşurken her gün Kürdistan coğrafyasına düşen tonlarca bomba ve kimyasal, ağaç kıyımları, ormanların imara açılması, yeni termik santral ve petrol/gaz çıkarma çalışmaları sadece Kürdistan halklarını değil, tüm insanlığı ilgilendirmektedir" denilen açıklama şöyle devam etti: "Tıpkı soykırım gibi bir savaş suçu olarak kabul edilmesi için mücadele edilen ekokırım suçu, Türk yetkili makamları tarafından bu bölgede her gün sistematik bir şekilde işleniyor. Güvenlik bahanesi ile meşrulaştırılmak istenen bu kıyımlara sessiz kalan herkes de suçta pay sahibidir ve asgari demokratik anlayıştan dahi yoksundur"
Şırnak'ta süren orman katliamını ve ülkenin dört bir yanında savaş, rant, yağma ve talan politikaları için sürdürdülen ekolojik suçlara bir an önce son verilmesine çağrısı yapan Sinanoğlu, "Doğal varlıkları ve yaşamı birer rant kapısı olarak gören anlayışlara karşı hep beraber sesimizi yükseltiyoruz ve Şırnak başta olmak üzere coğrafyanın dört bir yanındaki doğa talanının karşısında olduğumuzu bir kez daha ifade ediyoruz. Savaşın kaybedeninin çok olduğunu bu doğa katliamıyla bir kez daha görmüş olduk. Bunun için geleceğimize, toprağa, suya, ormanlara sahip çıkmanın insanlık mücadelesinin parçası olduğunu düşünüyoruz. Birlikte mücadele ederek değiştireceğiz."
ENCÜ: ŞIRNAK’TA SİSTEMATİK BİR SALDIRI VAR
Onlarca tır dolusu ağacın kesildiğini, ormanların talan edildiğini belirten Ferhat Encü de "Maalesef çatışma ve savaş politikalarıyla birlikte coğrafyamıza sistematik bir saldırıyla karşı karşıya kaldık. Bizzat devletin denetiminde, kurucuların iş birliği içerisinde kurucuların talan politikası uygulamaktadır. Nasıl ki orada hukuksuz bir yönelim gerçekleşmişse, oradaki coğrafyaya, Kürdistan coğrafyasına yönelik de pervasız bir şekilde saldırı söz konusudur. Maalesef bu saldırı Türkiye toplumu tarafından görülmüyor. Her yerde bir doğa katliamı var. Her yerde HES'ler barajlar, yangınlar var. Ama Şırnak'ta sistematik bir yönelim var. Bilinçli planlı bir şekilde o coğrafya talan ediliyor. AKP, MHP iktidarı bunu bilinçli bir şekilde yapıyor. Biz doğa katliamına karşı ses yükseltiyoruz. Ve umuyoruz ki bu ses duyulacak. Bu talan politikasından vazgeçilecektir" diye konuştu.
TUNCEL: DERSİM'DE YAŞ AĞAÇLAR KESİLİYOR
Dersim Hozat ilçesine bağlı Samoşi ve Zogar köylerinde bir buçuk aydır ağaç kıyımı yapıldığını aktaran Hüseyin Tuncel, "Dersim'de de ağaç katliamı yaşanıyor. Bölgede yaş ağaçlar kesiliyor. Bu coğrafyanın diline, kültürüne, inancına ve doğasına düşman olan zihniyet geçen sene operasyon adı altında ormanları yaktı. Bu sene de yanan bölgeyi yeşertme adı altında katliam yapıyor. Asıl mesele yer altı madenleri" dedi. (İstanbul/EVRENSEL)
İZMİR DERSİM KÜLTÜR VE DAYANIŞMA DERNEĞİ: KIYIMLARIN PARÇASI OLMAYIN
İzmir Dersim Kültür ve Dayanışma Derneği, Hozat'ta yaşanan orman kesimlerine ilişkin Alsancak Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde basın açıklaması düzenlendi. "Ranta karşı doğanı savun" pankartının açıldığı açıklamada sık sık "Dersim onurdur onuruna sahip çık" ve "Havama, suyuma, toprağıma dokunma" sloganları atıldı. Açıklamaya kentte bulunan siyasi parti ve kurum temsilcilerinin yanı sıra çok sayıda kişi katıldı.
Basın açıklamasını okuyan dernek üyesi Hüseyin Ozan, 2012 ve 2020 yılları arası devlet izni ile orman sayılan 340 bin hektar alanda 50 bin madene izin verildiğini söyledi. Bunların yanı sıra izinsiz kesimler nedeni ile 20 bin hektar orman ekosisteminin tarım ve yerleşim yerine dönüştürüldüğünü kaydeden Ozan, “Anayasanın 169’uncu maddesindeki ‘Bütün ormanların gözetimi devlete aittir. Devlet ormanlarının mülkiyeti devrolunamaz. Devlet ormanları kanuna göre, Devletçe yönetilir ve işletilir” ilkesi açıkça kanun koyucu eliyle ihlal edilmektedir. Dersim’in Hozat ilçesi Boydaş ( Samosi) köyünde, güvenlik güçleri korumasında aylardır süren ağaç kesimi gerçekleşmekte ve köylülerin alana girişine izin verilmemektedir. Bölge; 1994 köy boşaltmaları döneminden bugüne yasaklı alan ilan edilmiş olmasına rağmen, ilgili bakanlığın ihale etmesi ile ilk ihalede 30 hektar, ikinci ihalede 40 hektarlık alan, Elazığ ve Malatyalı müteahhitlere kesime verilmiştir” dedi.
Ağaç kesimimin yapıldığı alanın maden ruhsatı verilen maden sahaları olduğunu dile getiren Ozan, Dersim’de 160’ın üzerinde maden ruhsatı alındığını ve 50 köyün bu ekolojik yıkımdan etkileneceği aktardı. Bütün Dersim coğrafyasının kırıma uğrayacağı ve tüm canlıların yok olacağını vurgulayan Ozan, “Orman kıyımı, ırmaklarımız ve göllerimizin kuruması, yeraltı sularımızın kurumasını da üst üste eklersek devlet eli ile gerçekleşmekte olan bir eko kırımdır. Binlerce yıllık İnsanlık mirasının yok oluşudur. Büyün bu projeler yaban hayatımızı, doğamızı, geleceğimizi tehdit etmektedir. Toplumumuzdan bazı kişiler ve firmalar da bu yıkım projelerinden nemalanmaktadır” ifadelerini kullandı.
ŞIRNAK’TA KESİME TEPKİ
Şırnak’ta yaşanan ağaç kesimlerine de değinen Ozan, “Şırnak’ın Cudi, Gabar Dağları ve Besta bölgelerinde on binlerce meşe ağacı korucular tarafından kesilerek büyük bir ormanlık alan yok edilmiştir. Edinilen bilgilere göre halen devam eden ağaç kıyımında Şırnak merkeze bağlı Mila Keri, Kaniya Qeymeqam, Rusor suyunun kıyıları ve Pişta Reşa bölgelerinde on binlerce ağacın kesildiği ve onlarca tıra yüklenerek götürüldüğü görülmüştür. Kesilen ağaçlar farklı kentlere götürülerek satıldığı ve rant elde edildiği bildirilmektedir. Şrınak’ta çok geniş bir alanın çırılçıplak kaldığı ve ağaçların kütük şeklinde yerlere serildiği ifade edilmektedir” diye belirtti.
Ormanların kesimi ile birlikte toprakların erezyona uğradığını, bölgenin dışa bağımlı hale getirildiğine dikkat çeken Ozan, tüm Türkiye’de gözlerini kâr hırsı bürümüş bir avuç zenginin talanı ve arsızlığı ile karşı karşıya olunduğunu kaydetti. Daha fazla bir araya gelmek gerektiğini vurgulayan Ozan, “Çevre mücadelesi yürüten kurumlara çağrımız; Türkiye’nin neresinde, kimler tarafından yaratılırsa yaratılsın, gerekçesi ne olursa olsun, gerçekleştirilen kıyımlara tereddütsüz karşı çıkmalarını ve bu itirazımızda yanımızda olmalarını bekliyoruz. Ancak bir arada ve kararlı hareket edilirse kamuoyu oluşturulabilir ve coğrafyamızdaki tehlikeli yok oluş engellenebilir. Kurumlarımıza ve halkımıza sesleniyoruz bu kıyımların bir parçası olmayın. Yasal ve demokratik tüm yollar kullanılarak bu talana, arsızlığa dur demeliyiz. Unutmamalıyız ki kar hırsı ile talan edilen sadece ormanlarımız değildir. Tüm canlı türleri ile yok edilen geçmişi ve geleceği ile insanlığın ayak izidir” diye konuştu. (İzmir/MA)
Evrensel'i Takip Et