Sistem tıkandı aciller doldu: Sağlığımız ACİLLİK!
Randevu bulamayan hastalar acillere akın ediyor. Günde 300 hasta baktıklarını anlatan hekimler "Bu hastaların en fazla yüzde 10'u acillik. Sistem tıkandı, aciller polikliniğe döndü" dedi.
Fotoğraf: Burcu Yıldırım
Eylem NAZLIER
İstanbul
Sağlıkta dönüşümle birlikte Türkiye’de sağlık sistemi adeta alarm veriyor. Ağır çalışma koşulları, artan şiddet ve özlük hakları verilmeyen hekimler arasında istifalar artarken hastalar da randevu bulamamaktan şikayetçi. Kamu hastanelerinde randevu bulamayanlar acil servislere akın ediyor. Türkiye’de yıllık ortalama 130-135 milyon kişi acil servislere başvuruyor. Bu sayı ülke nüfusunun çok çok üstünde. Hekimler, acil servislerdeki yoğunluğun sağlık sisteminin iyi organize edilmemesinden kaynaklı olduğuna dikkat çekerek “Gidişat kötü” diyor. İstanbul’da gezdiğim acil servisler, sağlığımızın acillik olduğunu gösteriyor.
"1 YILDIR RANDEVU YOK, AĞRILARIM ARTINCA ACİLE GELDİM"
Esenyurt Necmi Kadıoğlu Devlet Hastanesinin acil servisi, gecenin ilerleyen saatlerine rağmen yoğun. Bekleme süreleri uzun, koltuklarda uyuyakalan hastalar ve tam bir kaos hali var. Muayene odasında bayılanlar, uyarılara rağmen maskesiz dolaşanlar var. Konuştuğum hastaların hemen hepsi iktidarın sağlık politikasını eleştiriyor. Bir yıldır dahiliye bölümünden randevu alamadığını anlatan bir hasta, göğüs ağrısı artınca kendini acile attığını söyleyerek “Durumum kötüleşince acile geldim. Burada da bir saattir bekliyorum. Ne zaman sıra bana gelir bilmiyorum” dedi.
"ACİLLERDE SÜRÜNÜYORUZ"
Kolunda uyuşma ve halsizlik şikayetiyle acile geldiğini söyleyen başka bir hasta ise, bir haftadır randevu almak için uğraştığını ama alamadığını belirterek “Özel hastaneye gidecek param yok. Mecburen kendimi buraya attım. Randevu alamıyoruz, ölelim mi?” diye sordu. Hastanelerde kuyruk olmadığını söyleyenlere tepki gösteren hasta, “Evet kuyruk yok çünkü randevu bulamıyoruz. Evlerde ölümü bekliyoruz ya da acillerde sürünüyoruz. Nasıl bir sağlık sistemi bu? Yakında doktor bulamayacağız” ifadelerini kullandı.
"BİR GÜNDE 200-300 HASTA BAKIYORUM"
İstanbul’da bir kamu hastanesinin acil servisinde çalışan hekim ise tek başına günde 200-300 hasta bakmak zorunda kaldığını anlatarak “Bu hastaların en fazla yüzde 10’u acil hasta” dedi. Acil servisin poliklinik olmadığını ama aylardır bacağım ağrıyor, kan değerlerim düştü ya da ilaç yazdırmak istiyorum talepleriyle acillere gelenler olduğunu belirterek “Aslında hastalarımız da haklı. Aile hekiminden, dahiliyeden randevu alamayanlar kendini acil servise atıyor” ifadelerini kullanarak bu yoğunluğun azalması için koruyucu sağlık hizmetlerinin güçlendirilmesi gerektiğini söyledi.
"HASTALAR NİTELİKLİ HİZMET ALAMADIĞININ FARKINDA"
Hastaların doktorlara karşı güveni kalmadığına da dikkat çeken hekim, “Bir hasta günde 3 farklı hastanenin acil servisine başvuruyor. Elinde bir torba ilaç var hiçbirini içmemiş. Çünkü 30 saniyelik muayeneyle kendisine ilaç yazılmasından huzursuz. Nitelikli muayene edilmediğinin farkında. Bu korkuyla verilen ilaçları içmiyor” diye konuştu. 300 hasta bakan bir doktora ‘niye hastayı yeterince muayene etmedin’ diye sormanın abes olacağını dile getiren hekim, “Bilgisayar sistemiyle çalışıyoruz bir aksama 15 kişilik sıranın 40’a çıkmasına neden oluyor. Bu da gerilimi artırıp hastaları bırakın muayene etmeyi, nitelikli bir iletişim kurmamızı engelliyor. Günde 300 hasta bakan hekimin kafayı kaldırıp hastaya bakmaya bile mecali kalmıyor” dedi.
"ÇALIŞIRKEN KENDİMİ GÜVENDE HİSSETMİYORUM"
“Bizim acil serviste 3 hekim yurt dışına çıkmaya çalışıyor, bunlardan biri de benim” diyerek sözlerine başlayan başka bir acil tıp uzmanı, asistanların uzman olur olmaz yurt dışına gitmeyi konuşmaya başladıklarını söylüyor. Artan sağlıkta şiddet olaylarına dikkat çekerek çalışırken kendini güvende hissetmediğini, ‘bugün şiddete uğrayacak mıyım’ kaygısıyla hastalarına baktığını dile getiren hekim, “Ben kaygıyla hareket etmeden doğru tedavi yapmak istiyorum. Hem hastalar bize güvenini kaybetti hem biz hastalarımıza olan hassasiyetimizi kaybettik” dedi.
"BASAMAKLANDIRILMIŞ SAĞLIK SİSTEMİ ŞART"
Bir başka acil servis hekimi ise sağlık sisteminin yanlış organize edildiği için acil servislerde bu kadar yoğunluk yaşandığına dikkat çekiyor. İnsanların şikayetleri için öncelikle aile hekimine gitmesi gerektiğini belirten hekim “Aile hekimi sizi değerlendirecek, kayıt altına alacak uygun görürse devlet hastanesine yani ikinci basamağa sevk edecek. 2. basamakta çözülemeyecek bir durumda olursa üçüncü basamak dediğimiz eğitim araştırma veya üniversite hastanesine sevk sağlanacak. Bu sistemin sağlanması gerekiyor” dedi. Kendilerine gelen hastaların ‘hocam 7-8 doktor gezdim tedavi olamadım’ dediğini aktaran hekim, “Doğrudur. 7-8 doktoru yarım yamalak gezmiştir, beş dakika muayene olmuştur. Ben de 5-6 hasta bir anda karşıma geldiğinde sağlıklı değerlendirme yapamıyorum. Nitelikli bir sağlık hizmeti için en az 20 dakika gerekli” diye konuştu.
"2 HASTADAN BİRİ ACİLDE"
Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Tıp Kliniği Eğitim Sorumlusu ve Türk Tabipleri Birliği (TTB) Pandemi Çalışma Grubu Üyesi Prof. Dr. Özgür Karcıoğlu, aile sağlığı merkezlerinin (ASM) ve branş polikliniklerinin yeterli olmaması, hastaların randevu bulamaması nedeniyle acil servislerde olması gerekenden daha fazla hasta yoğunluğu yaşandığını söyledi. Bu yüzden Türkiye’de iki hastadan birinin acil servislerde muayene olduğu bilgisini veren Prof. Dr. Karcıoğlu “Nüfusumuzun 80-85 milyon olduğunu kabul edersek, 130- 135 milyon kişi yıllık acil servis başvurusu dünya rekorudur. Türkiye’de sağlık sistemi acil üzerinden döndürülmeye çalışılıyor” dedi.
"SALGININ YÜKÜ DE ACİLLERDE"
İstanbul'da yazın genellikle insanlar tatile çıktığı veya memleketine gittiği için hastane yükünde azalma yaşandığını anlatan Karcıoğlu “Ama şimdi kovid nedeniyle yazın karşılaşmadığımız bir yoğunlukla karşı karşıyayız. İnsanlar semptom hissettiklerinde kendilerini acil servislere atıyor. Salgının iyi yönetilmemesi bile acil servisleri etkiliyor” dedi. Dünyanın hiçbir yerinde acillere bu kadar başvuru olmadığını, bunun bize özgü olduğuna işaret eden Karcıoğlu, “Bu yoğunluk nedeniyle hekimler hızla bu sistemden çıkmaya çalışıyor. Ben ocak ayında Taksim’de göreve başladığımda 30-32 hekimle birlikte çalışırken bu sayı altı ay içinde 16’ya düştü” diye konuştu.
"RANDEVU YOKSA ACİLDEN BAKILAYIM!"
Polikliniklerden randevu alamayan hastaların acillere aktığına dikkati çeken Karcıoğlu “Hasta geliyor ‘KBB (kulak-burun-boğaz) randevusu bulamıyorum’ diyor. Hastalar ‘KBB’de randevu yoksa acilden bakılayım’ diyor. Acile gelip sadece kaşıntı tanısı alan ya da sadece uyuz için gelenler var. Tamamen uzmanlık alanı ve uzun süreçler içinde bakılması gereken durumlar da acil servislere geliyor. İstirahat raporu, burun akıntısı için gelenler gibi acil olmayan birçok vaka acile başvuruyor. Bunu insanları suçlamak için söylemiyorum. Türkiye’de ne yazık ki insanlar kendilerine tek ışık yakan yer olan acil servislere koşuyor” dedi.
"ACİLLERİN YOĞUNLUĞU ARTARAK DEVAM EDECEK"
Hekimlerin azalması, polikliniklerden randevu alma zorluğu gibi nedenlerden dolayı eylülden sonra acillerin yoğunluğunun daha da artacağına vurgu yapan Karcıoğlu, “Gidişat kötü. ‘Nasıl randevu bulamam’ sesleri daha da artacak” dedi. Yurt dışına gitmek için TTB’den belge alan hekim sayında hızla bir yükseliş olduğunu hatırlatan Karcıoğlu, “Bunun yanı sıra riskli branşlar artık tercih edilmemeye başlandı. Kimse beyin cerrahı olmak istemiyor. Hiçbir karşılığı yok çünkü. Hekimler hızlı şekilde sistemden çıkıyor. Hastaların talebi ise artarak devam ediyor. Bu da acil servislere ek bir yük olarak gelecek” dedi.