Dev çamur havuzunun altında kalan işçinin cansız bedeni 43 saat sonra çıkarıldı: Kârı değil canı koruyun
Soma’daki madende meydana gelen patlamayla devasa şlam (çamur) havuzunun içinde kalan işçinin ardından madenciler konuştu.
Fotoğraf: AA
Dilek OMAKLILAR
Manisa
Manisa Soma’da Dereköy Lavvar tesislerinde şlam (Kömür tozuyla suyun karışımından oluşan çamur, bulamaç) havuzunun patlaması sonucu Hermaksan şirketinde çalışan kepçe operatörü İbrahim Demir şlam altında kaldı. Hermaksan A.Ş.’nin kömür yıkama tesislerinde şlam havuzundaki patlama ve Demir’in havuz içinde kalması özelleştirme tartışmalarındaki işçi sağlığı ve güvenliğini, alınmayan önlemleri, denetimsizliği yeniden gündeme getirdi.
Kamuya ait ocakların özel şirketlere göre görece daha denetimli olduğunu söyleyen ve Eynez’deki maden ocağının özelleştirilmesine karşı direnen Somalı maden işçileri, “Özelleştirmeye neden karşı olduğumuzu bugün acı bir şekilde daha görmüş olduk. Biz daha sağlıklı, daha insani şartlarda yaşamak istiyoruz” dedi.TKİ’nin kiraladığı alanda Dereköy lavvardan çıkan şlamı kurutup satan Hermaksan şirketinde operatör olarak çalışan İbrahim Demir’in akıbeti gazetemiz baskıya girdiği saatlerde hâlâ belirsizdi. Arama kurtarma çalışmaları sürerken Eynez açık ocağının bir bölümünün Yeni Anadolu şirketine devrinin ardından özelleştirmeye karşı eylemde olan işçilerle konuştuk.
"HAVUZA BİLE GEREK YOKKEN HEM DOĞAYI HEM DE İNSANI YOK SAYMAYI TERCİH EDİYORLAR"
Yıllarca o bölgede çalışan bir işçi, “Tesis bize bağlıydı. Ara ara gidip kontrol ederdik, sorumlu ekipleri vardı. Böyle bir çalışma yapılmadı. Aslında böyle bir havuza gerek yok. Bu işi yapabilen kocaman arıtıcı makineler var. Yani makine, suyunu bir kenara, kömürünü bir tarafa, toprağını da diğer tarafa ayırıyor. Bu havuz ise futbol sahası büyüklüğünde ve yer yer 30 metreyi bulan bir derinliği var. Devasa bir havuz. Havuzu açarken kepçesinden mazotuna değin masrafını hesaplarsan aslında bu işi yapan makineyi rahatlıkla alırsın. Ama böyle doğanın canına okuyorsun, insanın canını yok sayıyorsun” dedi.
"BU ÇALIŞMAYA İZİN VERENLER AÇIĞA ALINMALI"
“Bedavaya ölüm. Bizdeyken etrafı tel örgülerle çevriliydi hayvanlar bile gece karanlığında falan girmesin, düşmesin diye” şeklinde sözlerini sürdüren işçi, “Orası yeni bir havuz. Hiçbir tedbir yok daha. Şirket bir an önce başlamış. Oysa şlam sulu bir malzeme, suyunu çektirmek beklemek lazım. Bunlar direkt dalmışlar” dedi. İşçi, “Bu çalışmaya izin verenler açığa alınıp yargılanmalıdır hemen. Oradaki çalışma durdurulmalıdır” diye vurguladı.
"BU HALİYLE ORADA ASLA İŞ YAPILAMAZ"
Bir başka işçi, “Havuzun kurutulması uzun yılları buluyor, üstü kurudukça onu alırsın aslında. Ama burada şlamın içinde resmen 3 makine var ki 2 işçi de kendini kurtarmış. Hiç değilse bir aktarma havuzu yapılıp oradan alınabilirdi. Bu haliyle çalışma yasaklanmalı. Biz şlam diyoruz ama siz bataklık olarak algılayın” diyerek hala haber alınamayan arkadaşından bilgi almaya çalışıyordu.
"17 YILDIR ÇALIŞIYORUM ŞLAM PATLAMASINI İLK KEZ DUYUYORUM"
17 yıldır Soma madenlerde çalıştığını belirten bir işçi daha önce böyle bir patlamayı ya da çökmeyi duymadığını söyleyerek, “Sızıntı olabilirdi ama böyle değil. Ama Soma’da şlam patlamasını ilk kez duydum. Aslında orada da 3 vardiya çalışıyorlar, 3-4 operatör vardır illaki. Ama bilemeyiz belki de şlam altında kalan arkadaş iki vardiya çalıştı, belki yorgundu. Sabah saat 6’da yaşanmış olay. Dikkat edin, bir iş kazası ya da iş cinayeti ya sabahın erken saatlerinde uzun çalışmadan sonra yorgunluktan oluyor ya da daha çok üretim baskısından… Soma’da 301 işçinin ölümünde olduğu gibi” diye ifade etti.
"ŞİRKET KÂRINA BAKIYOR"
“Çalışma koşulu kesinlikle yanlış. Devlette olsaydı çalışma da başka olurdu” diyen bir başka işçi de “Havuz kesilip küçük küçük ilerleseydi, tehlikeli olmazdı. Kesin yarın öbür gün çalışma da başlar. Ama o arkadaşımızın bulunması lazım ki bulunsa da çalışmanın başlamaması gerek. Ama işte şirketler böyle bakmıyor. Taş doldura doldura çalışılması lazımdı, önce o alanı doldurmalı. Tabii o da maliyetli. Aynı zamanda pasa döktürecek falan şirket bu, kâr marjına bakıyor” dedi.
"ÜRETİM BASKISI, ALINMAYAN ÖNLEMLER İŞ KAZALARINI YARATTI"
“İşte 301’in olmasının nedenlerinden biri. Ne zaman şirkete geçti, 10 sene sonra yaşandı facia” diyerek söze giren işçi şöyle devam etti: “Devletin aldığı tedbirlerden vazgeçtiler facianın olduğu madende. Mühendislik açısından değil, para getirisi açısından baktılar üretime. Sonuçta olanlar oldu. Burası da öyle, devletten çıktıktan sonra özel yerlerde daha çok yaşanıyor. Devlette iş güvenliği öndedir. Bana orda çalış derler, ben riskli görürsem çalışmam ama şimdi burada öyle olmuyor. Şirket bir an önce çalışılsın, üretilsin ister. Ama kamuda öyle değil daha doğrusu bu kadar değil. Şirket maliyetinden kısmak istemiyor, dinlendirmeden çalışacak. E dinlenmeyen işçi ister istemez yanlış yapacak. Üretim artışı diye diye Soma kömürleri çıkartamayacağı tonda kömür çıkardı. Makine gücü değil bu insan gücü üstelik”.