3 Ağustos 2022 05:32
/
Güncelleme: 11:35

Kira artışları işçiyi şehirden uzaklaştırıyor, çocukların eğitim hakkını da etkiliyor

Kira artışları işçileri daha ucuz diye kent merkezlerinden uzak bölgelere taşınmaya zorluyor. İşçi çocukları ise evlerine yakın okullarda istedikleri bölüm olmadığı için başka bir bölüm seçiyor.

Kira artışları işçiyi şehirden uzaklaştırıyor, çocukların eğitim hakkını da etkiliyor

Fotoğraf: Pixabay

Zeynep DÜZ
Ankara

Ev kiraları bu aralar hemen hemen herkesin gündeminde. Emekçilerin yaşadığı Ankara Sincan’da da başat gündemlerden biri ev kiraları. Kiracılar ev sahiplerinin insafına terk edilmiş durumdayken, bir evden çıkma/çıkarılma durumunda ise gerçek anlamıyla ‘ortada kalma’ tehlikesi var. Geçen sene bu zamanlar bir evin ortalama kirası 1200 lira iken, aynı evin bu ayki ilanı 3 bin 500 lira. Bu artış, emekçilerin gelirlerindeki artışla paralel değil, aradaki fark giderek açılıyor. Elektrikten doğal gaza, yoldan gıdaya kadar tüm kalemler düşünüldüğünde asgari ücretle geçinebilmek imkansız hale geliyor. Çalışıp kazanıp bir ev almak zaten hayal olmuşken, kirada oturmak bile zorlaşıyor. Sincan, organize sanayide çalışan işçilerin yaşadığı bir ilçe iken, kiraların artması işçileri daha uzak bölgelere taşınmaya zorluyor. Kısa bir süre önce “tarlanın ortası” denilen yerler şimdi emekçilerin yaşadığı semtler haline geldi. Bunlardan biri de Yenikent.

SERVİS PARASI MI, KİRA MI?

Daha önce saat başı otobüslerle kent merkezine ulaşılırken, yıllar içinde ulaşım sorunu bu yönüyle çözülmüş olsa da başkaca sorunlar var. Oğlu liseye başlayacağı için taşınması gerektiğini ama bunun mümkün olmadığını ifade eden, plastik fabrikasında çalışan bir işçi şunları söylüyor: “Oğlumun istediği bölümün olduğu okul civarda yok, yakınında bir eve taşınmayı da maddi olarak kaldıramam. Servise de versem otobüsle de gitse sonuç değişmiyor. Bir iki ay değil ki 4 yıl okuyacak. Tek seçenek yakındaki okula gitmesi, yani istemediği bir bölümü okuması. Çocuklar büyüdü masrafları artıyor diye tekrar çalışmaya başladım. Yani onlar için çalışıyorum ama daha lise dönemindeyken bile yetmiyor onların ihtiyacına benim maaş.”

‘OĞLUMUN ÜNİVERSİTEYİ KAZANAMAMASI İŞİMİZE GELDİ’

Aslında onun durumu kötünün iyisi! Çünkü aynı fabrikadan bir başka kadın işçi, kızının hiçbir yeri kazanamamasına sevinecek duruma gelmiş! Gelin dinleyelim: “Ablası şehir dışında okuyor, son senesi. Artan yurt fiyatları ve kendi isteği sonucu bu yıl okuduğu şehirde eve çıkmasına razı olduk. Öyle büyükşehir de değil ama buradan farksız kira fiyatları. Haliyle bu sene iki kira vermek çok zorlayacaktı bizi. Küçük kızımın bir sene daha evde durup, hazırlanıp seneye üniversiteye gitmesi işimize geldi. Hem ablası da bitirip dönmüş olur o zaman.”

MESAİYE KALMAK İÇİN TAŞINACAK

Bu fabrikanın Sincan dışında tek bir ilçeye servisi var. Fazla mesaiye kalınması halinde bu diğer ilçeye giden servis kalkmıyor, dolayısıyla oradan gelen işçiler fazla mesaiye kalamıyor. Ücretleri yetmediği için mesaiye kalmak isteyen bir işçi, 14 yıldır oturduğu yerden Sincan’a taşınmayı düşünüyor. Sincan dediysek, Polatlı’ya daha yakın olan adeta bir kasaba; Temelli. Sanayi bölgesinin genişlemesi sonucu son yıllarda pek çok fabrika bu bölgeye kaydı. Ancak yerleşim alanı olarak hâlâ imkanları kısıtlı. Sincan’a bağlı olan bu yeri, son zamanlarda işçilerden çokça duyuluyor. Çünkü evler yeni ve kiralar merkeze göre daha uygun. İşçiler 5-10 yıl içinde gelişip büyüyeceğini düşünüyor.

‘KİRACI ÇIKMADAN BAŞKASI TUTUYOR’

İnşaat iş kolundan konuştuğumuz bir işçi yaşam alanlarında kıstasların iyice azaldığını ifade ediyor: “Maddi olarak da zaman olarak da sosyal hayat diye bir şey yok bizim için. Mesai boyunca eve gitmenin hayali dışında canımın istediği bir şey olmuyor. Ev ararken tek bir beklentim var, işyerine yakın olsun. Sabahları yarım saat fazla uyuyayım.” Bu işçi, 20’li yaşlarının başında ve bu yaz evleniyor. Ev bulmanın, evlenmenin en zor kısmı olduğunu anlatıyor: “Kira fiyatlarını gördükçe evlilik hevesim kaçıyor. Düğün belli, nikah belli hatta borcunu yeni bitirdiğim beyaz eşyalar hazır, ortada koyacak ev yok.” Çevreden sorup soruşturulduğunda ise “Kiracı çıkmadan tutuluyor, cama ilan asmaya kalmıyor” deniyor.

‘BANKANIN İŞÇİYE EV KREDİSİ VERECEĞİNE İNANMIYORUM’

Kira artışına getirilen yüzde 25’lik üst sınır da güvence vermiyor. “Ya pazarlığın ucu tartışmaya dönecek ya da bir bahaneyle evden çıkarılacağım” diyen metal işçisi bir kadın şunları söylüyor: “Arabayı satıp üzerine kredi çekip ev alsam, onu nasıl ödeyeceğim? Devlet müjde diye bir milyon ev kredisi diyor da onu nasıl ödeyeceğimizi demiyor. Zaten inanmıyorum ki bir banka işçiye o kadar para versin. Neyimize güvenip verecek, asgari ücrete yapılan zam ortada sonuçta.”

EVRENSEL'İNMANŞETİ

‘Nasıl dayanalım bu koşullara!’

‘Nasıl dayanalım bu koşullara!’

Antep’in de aralarında olduğu bölge illerinde ortalama işçi ücreti asgari ücretin altında, haftanın 7 günü, pazarları 12 saat çalışma, üretim baskısı! Devletin ve patronların yasaklar, kolluk gücü ve sendikacı tutuklamasıyla devam ettirmek istediği bu düzenin dayanılmaz hale geldiğini söyleyen Çelikaslan işçisi, tüm işçileri BİRTEK-SEN çatısı altında birleşmeye çağırdı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
'Heybeden’ her gün yeni bir soruşturma çıkıyor. Yargı sopasıyla topluma gözdağı verilmek isteniyor.

Evrensel'i Takip Et