03 Ağustos 2022 05:00

Örgün eğitimden açık liseye: Niteliksiz eğitim

Ne zamanki “kendi bugünlerimiz” yerine, “hepimizin yarınları” için bir çabada ortaklaşırız, işte o zaman bugün kısmen vazgeçmek zorunda kaldığımız eğitim hakkımızı alabiliriz.

Kaynak: Freepik

Paylaş

Eren YÜCEBOY

İstanbul

 

Son zamanlarda lise öğrencilerinin, örgün eğitimden ziyade açık öğretim liselerini tercih ediyor olmaları sıklıkla karşılaşılan bir gerçeklik haline geldi. Şüphesiz, bu yeni bir durum değil. Dün de açık öğretim liseleri, lise öğrencileri için zaman zaman tercih edilen bir alternatif durumundaydı. Bugünkü gerçekliği ayrı kılan şey ise bu alternatifin daha yaygın bir şekilde tercih edilmeye başlanması. Dün, on ikinci sınıf öğrencilerinin sınava daha yoğun bir tempoyla hazırlanmasını kolaylaştıran bir şey olduğu için daha çok tercih edilirken bugün açısından tercih edilme sebepleri daha da değişmiş. Buna bağlı olarak da on ikinci sınıfları aşan, lise birinci sınıf düzeyinde dahi sıklıkla tercih edilen bir hale gelmiş durumda açık öğretim alternatifi.

Dünkü duruma kısaca bakacak olursak bize işaret ettiği yer açık: On ikinci sınıf öğrencilerinin daha yoğun bir tempoyla hazırlanmak adına açık öğretim liselerini tercih etmesi. Bu durumda lise son sınıf öğrencileri açısından alternatiflerden birinin tercih edilme sebebi, iki alternatiften birinin daha cazip hale gelmiş olması değil. Alternatiflerden diğerinin, yani bu durumda örgün öğretimin cazibesini yitirmiş olmasından kaynaklanıyor. Örgün öğretimin cazibesini öğrenciler açısından yitirmiş olmasının başlıca sebebinin de eğitimdeki niteliksizlik olduğunu söyleyebiliriz. On ikinci sınıf öğrencileri açısından bir süredir okul, sınava hazırlanırken “birlikte” yol aldığı, bu süreçte kendisini ilerletecek ve geliştirecek bir kurum olmaktan çıkmış durumda. Aksine, daha çok vaktini alan, hem de vaktini kendisine hiçbir şey katmadan alan bir kurum haline gelmiş durumda.

EĞİTİMDEKİ NİTELİKSİZLİK

Dünkü durum kendisini aynen korumaya devam ediyor. Lise öğrencilerinin henüz birinci senesinden itibaren açık öğretim lisesini tercih ettiğini, tercih etmeyenler açısından bile açık lise okuma alternatifinin fikren de olsa güçlendiğini, cazip gelmeye başladığını söyleyebiliriz. Bunun bir sebebi, şüphesiz dünkü diye belirttiğimiz durumun sebebi ile aynı: Eğitimdeki niteliksizlik. Ancak eğitimdeki niteliksizliği de dünden ayrı kılan şurası olabilir: Artık lise öğrenimi, sadece dört yılın sonunda, üniversite sınavına hazırlanırken değil; genel olarak lise öğrenimi boyunca edinmesi gereken bütün bilgi ve gelişkinliğin sağlayıcısı olmaktan çıkmış durumda. Okulda geçen vakit lise öğrencilerine bir şey katmaktan uzaklaşmış durumda bugün.

Açık öğretimde lise okuma alternatifinin bugün yaygınlık kazanmasının bir sebebi lise eğitiminin her kademesine sirayet eden niteliksizlik ise bir diğer sebebi de ekonomik krizin lise öğrencileri üzerindeki yansımaları. Birçok lise öğrencisi, okula gitmek yerine açık liseye geçip çalışmayı tercih ediyor. Hem zaten günden güne masrafını artıran okuldan “kurtulmuş” oluyorlar, üstüne bir de para kazanma imkânı buluyorlar.

“KENDİ BUGÜNLERİ”Nİ KURTARMA ÇABASI

Lise öğrencilerinin tercihleri olarak belirttiğimiz bu durumu tercihleri koşullayan gerekçelerle birlikte dile getirdik ancak yine de bu koşullamayı daha net ortaya koymakta fayda var. Evet, lise öğrencileri örgün eğitim karşısında açık öğretimi tercih ediyorlar ancak bunu yaparken bugünün sorunları, bugün üzerlerine gelen ve artık boğuşmaktan dahi yoruldukları sıkıntıların kendileri üzerinde yarattığı doğal bir refleks sonucu sadece “kendi bugünlerini” kurtarma çabasıyla yapıyorlar bunu.

Oysa, şunu düşünmekte fayda var: Eğitimdeki niteliksizlik de paralı eğitim de tek başımıza bizim sadece kendi hayatımıza dair olan çabamızla ve hatta bu çabanın da kendimizden eksiltmek, kendimizden taviz vermek, kendi eğitim hakkımızdan feragat etmek suretiyle hayat bulduğu bir koşulda ortadan kaldıracağımız şeyler değiller. Bu sorunlar karşısında yılgınlığa düşüp geri adım atmaktan, o sorunlara teslim olmaktan, o sorunlara rağmen bir şeyler yapmaya çabalamaktan daha farklı bir şey yapmak gerek bu durumda. Onlara rağmen bir şeyler yapmaktan çıkarıp sorunları komple ortadan kaldırmak gerekiyor örneğin. Geri adım atmak yerine o sorunlar karşısında üzerine üzerine gidip boğuşmak gerekiyor onlarla. Tek başımıza da değil ama, birlikte. Ne zamanki “kendi bugünlerimiz” yerine, “hepimizin yarınları” için bir çabada ortaklaşırız, işte o zaman bugün kısmen vazgeçmek zorunda kaldığımız eğitim hakkımızı alabiliriz ellerimize yeniden. Hem de parasız bir şekilde, en nitelikli haliyle.

ÖNCEKİ HABER

Kürt gençliğinde ittifak arayışları

SONRAKİ HABER

Amfilerde mücadelede buluşalım!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa