Meslek ve hak örgütlerinden Sibel Balaç ve Gökhan Yıldırım için çağrı: Durumları ağırlaşıyor
Hukuk, sağlık ve insan hakları örgütleri, ölüm orucunda tutan tutuklu Sibel Balaç ve Gökhan Yıldırım için adil yargılama talebinde bulundu.
Fotoğraf: MA
Türk Tabipleri Birliği (TTB) İnsan Hakları Kolu, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), İnsan Hakları Derneği (İHD), Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) ve Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) ölüm orucunda olan Sibel Balaç ve Gökhan Yıldırım için basın toplantısı düzenledi. TTB’de yapılan açıklamada “Cezaevlerinde yaşam hakkı ve sağlık hakkı mücadelesi toplumun her kesiminin sorumluluğudur, Sibel Balaç ve Gökhan Yıldırım'ın yaşamasını istiyoruz" pankartı açıldı. Toplantıya TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı, ATO Yürütme Kurulu üyesi Ayşe Uğurlu, İHD Merkez Yürütme Kurulu(MYK) üyesi Nuray Çevirmen, ÇHD Yönetim Kurulu Üyesi Nazan Betül Vangölü Kozağaçlı katıldı.
Kurumlar adına açıklamayı ATO Yürütme Kurulu üyesi Ayşe Uğurlu okudu.
DURUMLARI AĞIRLAŞIYOR
Sibel Balaç ve Gökhan Yıldırım’ın Kanun Hükmümde Kararname (KHK) ile ihraç edilmesinin ardından "İşimi geri istiyorum" eylemine katıldıkları gerekçesiyle tutuklandıklarını hatırlatan ATO Yürütme Kurulu üyesi Ayşe Uğurlu, Balaç’ın 228 gündür açlık grevinde olduğunu belirtti. Balaç’ın avukatlarının 29 Temmuz’da kendisini ziyaret ettiğini aktaran Uğurlu, “Açlık grevine 85 kilo olarak başladığı, 24 Temmuz 2022 tarihinde tartıldığında 46 kilo olduğunu bildirmiştir. Balaç görüşmede 'oturmakta güçlük çektiğini, baş dönmesi, çarpıntı, kulak çınlaması, sürekli mide bulantısı yaşadığını, ağız içinde ve çenesinde yaralar çıktığını, el ayak yanmaları ve uyuşmaları yaşadığını, zaman zaman ellerinin üst kısmında kırmızı-kahverengi noktalar çıktığını bu noktaların sonra genişleyerek kabuk bağladığını, ardından dökülerek sedef gibi bir beyazlığın ortaya çıktığını' ayrıca TTB’den gelecek bağımsız bir heyet haricinde hekimlerle görüşmeyi kabul etmeyeceğini ifade etmiştir” dedi.
"GÖRÜŞE TEKERLEKLİ SANDALYE İLE GELEBİLİYOR"
Ölüm orucunda olan Yıldırım’a dair de Uğurlu, şunları söyledi: “Yıldırım bugün itibariyle 222 gündür açlık grevinde. Son ölçümde 42 kilo çıktığını bildirmiştir. Yıldırım görüşmede; Ellerinde, ayaklarında, bacaklarında yanmalar olduğunu, ayak tabanında üşüme, dizlerine dek yanma hissettiğini, vücut ısısının dengeli olmadığını, yüzünde, ellerinde, ayaklarında ve sırtında renk değişikliği, kahverengi lekelenmeler, kırmızı ve geçmeyen yaralar gibi cilt lezyonlarının olduğunu, ağzında, çenesinde kuruluğa bağlı yaralar olduğunu, avukat ve aile görüşüne tekerlekli sandalyeyle gelebildiğini, uykusuzluk çektiğini, gardiyanlar tarafından saat başı kontrol edildiği için de uykusunun bölündüğünü ve bu tacizden rahatsız olduğunu ifade etmiştir."
İNSANLIK DIŞI VE ONUR KIRICI MUAMELE
Eylemcilerin sağlık durumlarındaki olumsuzlukların kendilerini endişelendirdiğini kaydeden Uğurlu, "Bu bulgular insan sağlığı için geri dönüşümsüz bir sürecin belirtisi olabilir. Sağlık, emek ve meslek örgütleri, insan hakları örgütleri ve hukuk örgütleri olarak bizler Balaç ve Yıldırım’ın yaşam hakkının korunması için başta adil yargılanma hakkı olmak üzere taleplerinin bir an evvel karşılanarak eylemlerini sonlandırmaları için gerekli koşulların acilen sağlanması gerektiğini vurguluyoruz. Açlık grevine katılan kişinin sözlü ve yazılı beyanına aykırı bir müdahalede bulunulamaz, hayatî tehlikenin varlığı öne sürülerek, kendi istekleri dışında zorla beslenemez ya da tedavi edilemez. İşkence, insanlık dışı ve onur kırıcı muameleye tabi olmama hakkı mutlak bir haktır ve hiçbir koşulda ihlal edilemez" ifadelerini kullandı.
ADALET BAKANLIĞI’NA ÇAĞRI
Dünya Tabipler Birliği Malta Bildirgesi hatırlatan Uğurlu, “Kimsenin zorla tıbbi müdahaleye maruz kalamayacağını belirtti. Balaç ve Yıldırım’ın acil olarak bağımsız bir sağlık kurulu tarafından ziyaret edilmesi gerektiğinin altını çizen Uğurlu, Adalet Bakanlığı’nı bu kişilerin seslerine kulak vermeye ve adil yargılanma hakkının tanınmasını istedi.
SAĞLIK HAKKI GÖZETİLMELİ
TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı ise "Cezaevleri uzun zamandır sağlık sorunlarının yaşandığı ancak bakanlığın kulak tıkadığı bir sorun. Yeni bir tasarı ile karşı karşıya olduğumuzu geçen hafta öğrendik. Kelepçeli muayene ile muayene esnasında kolluğun içerde bulunmasına ilişkin bir yasa çıkarıldı. 2011'den bugüne yeniden ayrımcılığı içeren bir düzenlemeyle karşımıza geliyorlar. Bunun yanı sıra ATK'nin tarafsız ve bağımsız olmaması nedeniyle infaz ertelemeleri aksıyor. Adil yargılama hakkı talebiyle insanların ölmemesini bekleriz” dedi.
İHD MYK üyesi Nuray Çevirmen uzun zamandır insan hakları konusunda çalışmalar içinde olduklarını vurgulayarak, Balaç ve Yıldırım'ın durumunu da yakından takip ettiklerini söyledi. Çevirmen, Balaç ve Yıldırım’ın yaşam hakkının korunmasını talep etti.
"SESİMİZİ YÜKSELTMEYE DEVAM ETMELİYİZ"
ÇHD adına konuşan Nazan Betül Vangölü Kozağaçlı, “Yıldırım’ın infaz erteleme talebinde bulunduğunu ve bunu yetkililere ilettiklerini ifade etti. Durumlarının kötü olduğunu vurgulayan Kozağaçlı, “Ayağa kalkmakta zorlanıyor. Artık bu ülkede yargılanmadan bahsedilemez. İnsanların özgürlükleri gizli tanıklarla, hukuksuzluklarla ortadan kaldırılıyor. Biz sesimizi yükseltmeye devam etmeliyiz" şeklinde konuştu. (Ankara/MA)