Bir işçi olarak yapamadıklarımı kampta yapacağım
İş saatleri yoğun olunca çıkıp dışarıda vakit geçirmek, yeni ortamlara girmek mümkün olmuyor. Ben de yeni şeyler yaşamak istediğim için kampa gidiyorum.
Kaynak:Laure Pluth/ Unsplash
Kocaeli’den genç bir işçi
Ben bu sene on dokuzuncusu düzenlenen Gençlik Yaz Kampı’na ilk defa gidecek genç bir işçiyim. Kampı ilk duyduğumda bana çok cazip geldi. Bir hafta boyunca içeriği bu kadar dolu bir tatil yapmak artık imkânsız. Ben hiç tatile gitmedim. Bizde tatil anlayışı köye gitmek. Kampı ilk duyduğumda en çok atölyeler ilgimi çekti. Heykel ve mitoloji atölyesi ilgimi çeken atölyeler. Çünkü heykeller çok hoşuma gidiyor. Ben normal şartlarda bir işçi olarak bunları yapamam. Bunları yapan insanlarla tanışamam, çok zor. İş olunca vakit de bulamıyorum. Kendime bile vakit ayıramıyorum.
DENİZ KIYISINDAKİ ŞEHİRDE DENİZE GİREMEDEN YAŞAMAK
Bu kamp benim için bol bol denize gireceğim ve arkadaşlarımla sohbet edeceğim bir hafta olacak. Çünkü deniz kenarında, sahilleri olan bir şehirde yaşamama rağmen en son ne zaman denize gittiğimizi hatırlamıyorum, belki dört sene olmuştur. Haftada bir gün iznim var, o bir günde de altı günün yorgunluğunu atabilmek için dinlenmem gerekiyor. Zaten yol parasını da hesaplayınca evde yatmak daha mantıklı geliyor. Kampta bol bol yapacağım bir diğer şeyse herkesle sohbet etmek. Pandemiden sonra hayat koşulları değişti, insanlarla yan yana gelmek zorlaştı. En fazla iş arkadaşları ile bir şeyler yapabiliyoruz ama onlarla da fazla buluşamıyoruz. Çünkü işten çıkınca hepimiz ailemizle vakit geçirmeye gidiyoruz. Hafta sonları da ailelerimizle olmak istiyoruz. İş saatleri yoğun olunca çıkıp dışarıda vakit geçirmek, yeni ortamlara girmek mümkün olmuyor. Olan arkadaşlarla da hep aynı şeyleri yapıyoruz. Ben yeni şeyler yaşamak istediğim için kampa gidiyorum. Kampın içeriğine bakınca şunu da düşündüm, bu kamp üniversitelerin verdiklerinin sadece üniversite ile sınırlı olmadığını gösteriyor. Hepinizle kampta görüşmek üzere.