İMES’ten genç işçi manzaraları
İMES’te hepimizin üzerindeki bu yükü birlikte taşımaya çalışmalı, birlikte cevap aramalıyız. Çünkü yaşadığımız sıkıntıları ancak bir araya gelirsek çözebiliriz.
Kaynak: Unsplash
Ulaş TÜRKOĞLU
İstanbul
İçinden geçtiğimiz ekonomik krizden dolayı gençler her gün daha da zorlu çalışma koşulları içinde var olmaya çalışıyor. Kimi maddi sıkıntılar yüzünden çalışıyorlar kimi eğitimin niteliksizliğinden ve gelecek kaygısından ötürü. İMES de genç işçilerin bir umut hayatta kalmak için kümelendiği bir başka sanayi sitesi. Döküm ve CNC gibi işlerde çalışan gençler, yorucu çalışmanın soluğunu kimi zaman iş yeri önlerinde sohbet ederek kimi zaman çimenler üzerindeki gölge altında dinlenerek alıyorlar. Bütün gün çalışmaktan bitap düşen gençlerin sosyal ve kültürel yaşamlarına ne vakitleri kalıyor ne de enerjileri. Özellikle İMES’in içindeki çıraklık okulundan ve çevre ilçelerdeki meslek liselerinden gençler, bu atölyelerde yaz tatilinde hiç durmadan çalışmaya devam ediyorlar aslında. Hiç şüphesiz özellikle staj programları, patronların ucuz iş gücü olarak gençleri daha kolay bir şekilde sömürmesine olanak sağlıyor. Kimisinin doğrudan iş yerinin inisiyatifine bırakıldığı gençler, ortaya koydukları bu emek karşılığında ya maaş alamıyorlar ya da aldıkları yeterli bir miktar olmuyor. Böylesine koşullar altında çalışan gençler açısından bir başka tablo da dikkat çekiyor. Özellikle liseli gençlerin gelecekleri hakkında düşleri olsa da birçoğu düşlerinin gerçekleşmesini umutsuzluğa teslim olmuşçasına imkânsız görüyor. Yaşları görece büyük gençler ise hayallerini çoktan bırakmış, sadece nasıl daha iyi yaşayabileceğini düşünüyor.
KİŞİSEL GELİŞİM SÖYLEMLERİ İŞÇİLERİN GERÇEKLİĞİ DEĞİL
Çalışmaktan başını kaldıramayan gençler, doğal olarak kendini böylesine bir ortamda yalnız ve güçsüz hissediyor. Ancak bu noktada ne İMES’te ne de başka herhangi bir yerde yalnız olmadığımızın altını çizmemiz gerekiyor. Görünüşte farklı isteklergibi gözükse de aslında birçok genç daha iyi koşullar altında yaşamak, çalışırken bir sosyal yaşantıya sahip olmak, geleceğe dair düşlerini gerçekleştirebilmek istiyor. Peki bu geleceğe biz nasıl ulaşabiliriz? Kimi siyasetçiler, bizleri beklemeye ve bir kahraman arayışına itiyor. Kimi sözde kişisel gelişimciler ise elinde hiçbir şeyi olmayanların veya İMES’teki gibi sabahtan akşama kadar çalışıp bitap düşen gençlerin yeterince gayret ile belli bir süre sonra mutlu bir yaşama ulaşabileceğini savunuyorlar. Ancak hiçbiri bizi siyasetin aktif bir öznesi olarak görmüyor. Kişisel gelişim safsataları ise yaşadığımız sorunların bize özel olduğunu öğütlüyor, içinden çıkmanın bireysel çabalarla mümkün olduğunu söylüyor. Bütün bunlar, bize, siyasetin İMES’ten bağımsız olmadığını, sadece işçileri ve gençleri dışlayan yönetim kurumlarının patronlarla çok yakın bir ilişkide olduğunu göstermektedir.
PROBLEMLERLE NASIL BAŞA ÇIKABİLİRİZ?
İlerlediğimiz dönemde İMES’teki gençlerin bu noktada alacağı tutum önemli bir yere sahiptir. İMES’te ağır çalışma koşullarına ve işçi gençlerin yaşadığı problemlere karşı nasıl ortaklaşıp bir araya gelebileceğine ilişkin tartışmalar sürdürmek, belki bugünden olmasa da geleceğimizi bizlerden uzak siyasetçilerin ve patronların elinden kendi elimize almak için, düşlediğimiz geleceğe bir adım daha yaklaşabilmek için önemli bir adımdır. Bu noktada İMES’te öğle aralarında birlikte tartışmak ve hepimizin üzerindeki bu yükle tek başına değil birlikte taşımaya çalışmalı birlikte cevap aramalıyız. Bu bir araya gelişlerin çeşitlerini oluşturacak olan ise yine her bir gencin kendi sesini, müziğini, sporunu, kalemini, düşlerini bu birlikteliğe katması ile gerçekleştirebiliriz.