Krizden fırsata ve daha fazla sömürüye: OSTİM
İktidar ve sermaye, kendi sınıf varlığı gereği sermayesini büyütmek ve karlarını artırmak için krizi fırsata çevirerek daha fazla sömürüyle hareket edip faturayı işçilere kesiyor.
Fotoğraf: Benjamin Wedemeyer/Unsplash
Yusuf YILDIRIM
Ankara
Uzun bir süredir, ekonomik sorunlar ve bu sorunların günlük yaşantıya etkileri belirli içeriklerle dergimize yansıdı. Kültürel alanların giderek daralmasından, geçinmenin her gün zorlaşmasına kadar değerlendirmeler, izlenimler ve mektuplar görüldü. Bu yazıda OSTİM’li çırakların asgari ücretin artışının yaşantılarına etkilerine dair izlenimi aktarmaya çalışacağım.
PATRONUN KARI %300 ÇIRAĞIN ZAMMI %100
Yaz dönemine girilmesiyle birlikte çırakların sayısında bir artış mevcut. Meslek liseliler ve MESEM öğrencileriyle birlikte bu artış harçlık çıkarmak, geçinebilmek ve biraz da olsa köşeye para koymak istemiyle okul dönemi için atölyelerde işe başlamakla başlıyor. Bu yılın başında yapılan asgari ücret zammından sonra da nispeten çırakların ücretinde de artış yapıldı. Ancak bu zam bile neredeyse yapılmadan erirken hayat pahalılığı ve geçinmenin giderek zorlaşmasıyla 1 Temmuz’da tekrar yapılan zammın ardından çırak ücretleri kimi yerde aynı kalırken çoğunlukla 1000-1500 TL arası arttı. Sabahları otobüs ve servis beklerken çay molaları ve öğle aralarının tek sohbeti “Geçinemiyoruz, ne olacak bu hayat böyle” etrafından dönen tartışmalar oluyor. Çırakların derdi biraz para biriktirip tatile gidebilmek, telefon almak veya Doğan marka araba alabilmekken şimdi ev ihtiyaçlarına yardım edebilmek ve geçinebilmek noktasına geriledi. Sosyal alanları ise semtte akşamları parkta oturmayla sınırlı kalıyor. Bayramda “Para mı var, mecbur ya köye gideceğim ya evde oturacağım” gibi genel yaşantı mevcut. “Sevgilimle bir yerde ikinci çayı içemiyorum, bu nasıl hayat?” içerikleri çoğaltılabileceğimiz kadar genişlese de özü aynı kalıyor. Ocak ayındaki zam ile bugünün zammını bile karşılaştırdığımızda güneş altında eriyen bir kar topu alınan ücretler.
Çok kısa bir çırağın görüşlerine yer ayıralım. “CNC’de çıraklık yapıyorum, aynı zamanda çıraklık öğrencisiyim. Okul var diye yıllık iznim yok. Zaten olsa da para yok. 3000 TL alıyordum, patron bana, ‘Zararım olur sigorta ve ücrete zam yapamam’ dedi. Okul ve devlet destekleyince işine geliyor. Ülkenin ekonomik durumu ile hayatımız iyice yaşanmaz bir hal aldı. Tatil hayal” dedi.
1 Temmuz’da yapılan asgari ücret açıklamasında, Cumhurbaşkanı’nın “Mutabık mıyız?” sorusuna sendika temsilcisinin cevabı “mutabıkız” olmuştu. Patron temsilcileri, asgari ücretle geçinenleri açlık sınırının altında ezdirirken OSTİM’de patronların yüzleri gülümsedi. Bunu çıraklar ve işçiler anlatırken “Zamdan sonra patron geldi. ‘Benlik bir şey yok, devlet düşünsün siz düşünün’ derken yüzü gülüyordu”, “Yeter ki zammı durdursun. Ücret artışı istemiyorum” gibi genel görüşler bulunuyor. Ancak zamlar duracak gibi görünmüyor. Çünkü iktidar ve temsilcileri bütün kaynaklarını patronların kazanması için seferber etmiş durumda. 2022 yılında bütün bir yaşamı ele aldığımızda %300 kar elde eden patronlar nerede? 1000 TL zam alan OSTİM çırağı nerede?
UCUZ İŞ GÜCÜ KALELERİ: MESLEK LİSELERİ VE MESEM
Meslek lisesi ve MESEM öğrencilerinin çıraklık ücretlerinin üçte birini patron öderken geri kalan kısmını devlet karşılıyor. Asgari ücretin üçte biri oranında ücret alan çıraklara verilen ücreti devletin karşılaması, patronlar için yükün azaltılması anlamına geliyor. Daha ucuza daha fazla sömürü. En açık biçimiyle meslek liseleri ve MESEM, ucuz iş gücü kaleleri haline geliyor.
Yukarıda da belirtildiği gibi ucuz iş gücü kaynağının temeli olan çırakların çoğunluğu, aldığı ücretten memnun değil. Buna bağlı iki eğilim net olarak görülüyor. Birincisi, ülkenin ekonomik durumunu, hükümetin ekonomik hamlelerine bağlıyor ve buna bağlı çözümü ise seçim oluyor. İkincisi, var olana alışılmış yaşantının değişmesini çok olanaklı görmüyor. Bıkmışlık ve sıkışmışlık, bireysel öfke olarak gözüküyor. Ülke genelinde olan grev ve eylemlere bakacak olursak ek zam, güvenceli iş ve sendikalaşma için bir araya gelen kendi talepleriyle kazanan birçok örneği görüyoruz. TPI Composite, EFT Tekstil, Atışkan Alçı... Bu örnekler çoğaltılabilir. Temelde hepsi daha iyi ücret ve insanca yaşam için bir araya gelmenin örnekleri. İktidar ve sermaye, kendi sınıf varlığı gereği sermayesini büyütmek ve karlarını artırmak için krizi fırsata çevirerek daha fazla sömürüyle hareket edip faturasını işçilere yıkarak ilerlerken bunun karşısında sayılan örnekler gibi bir araya gelmekten başka yol görünmüyor.