Bir Olay: İnternet verilerinin BTK’ye aktarılması
Zuboff, gözetim kapitalizmini, herkesin takip edilmesi ve insanların yönlendirilmesi bakımından eleştirirken ironik biçimde onun kapitalist özüne saldırmaz.
Fotoğraf: Pixabay
Bir Olay: İnternet verilerinin BTK’ye aktarılması
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun (BTK) 2020’de internet servis sağlayıcılarına, kullanıcıların internet trafiklerinin açık isimleriyle birlikte raporlanmasına dair talepte bulunduğunu, CHP Genel Başkan Yardımcısı Onursal Adıgüzel iddia olarak öne sürmüş ve daha sonra belgeleri de ortaya çıkmıştı. Ülke tarihinin en büyük gözetim skandalı olan BTK’nin bu hamlesi, daha önce çeşitli skandallar ile gündeme gelen gözetim konusunu yine gündeme taşıdı.
Şirketlerin ekonomik gayelerle yürüttüğü kapsamlı gözetim, devletlerin politik saiklerle veri toplamak için ayrıca uğraşmasına gerek kalmamasına ve doğrudan şirketlere uygulanan baskılarla hemen herkesin verisine ulaşılabilmesine yol açıyor. Bu skandal ve dayanakları dolayısıyla bu sayımızda gözetim kapitalizmi kavramını ele alıyoruz.
Bir Kavram: “Gözetim Kapitalizmi”
İngilizce literatürde “surveillance” diye geçen gözetim, TDK’de gözetme işi, nezaret gibi kelimelerle tanımlanıyor. Asırlardır politik anlamda kontrol mekanizması olarak ele alınsa da dijital medya ekonomisinin yaşadığı ve yarattığı dönüşümlerden ötürü yaklaşık son 15 yıldır daha çok yüksek kâr oluşturarak gitgide yaygınlaşan bir iş modelinin temel faaliyeti olarak tartışılıyor. Bu etkinlik, sistematikleştiği takdirde gözeten ile gözetilen arasındaki eşitsiz güç ilişkisini yansıtıyor. Bu eşitsiz güç ilişkisi ise gözetim sürecinin bir sonucu değil, sebebi. Bu konuda ayakları yere basan tutarlı bir materyalist yaklaşım geliştirilmediğinde gözetimin, bu sürecin bir sonucu olduğu yanılgısı ele alacağımız veri kapitalizmi tartışmalarında da kendisini gösteren burjuva ideolojisinin dayandığı bir zemin olarak duruyor.
Gözetim, bir zamanlar kölelerin tembellik etmeden çalıştığından emin olmak için kullanılırken fabrikadaki modern işçinin kâr üretebileceği her “an” çalışmasını sağlamak için de bir güç olarak kullanıldı. Dijital medya söz konusu olduğunda ise gözetim, ücretli bir kimsenin diğerlerini izlemesi şeklinde değil, algoritmaların veri depolaması yoluyla gerçekleşmekte. Veri, algoritmaların ve dolayısıyla platformların çalışması için gereklidir. Veri bilimi insan hayatını kolaylaştırıcı yönleriyle toplumun faydasına kullanılabilir. Ne var ki gözetim kapitalizmini iş modeli hâline getiren platformlar, veriyi yalnızca zaruri niteliğiyle kullanmamakta, veri üzerinden kâr etmektedirler. Gözetim kapitalizminin kendisini gösterdiği doruk işte burasıdır.
GÖZETİM KAPİTALİZMİ KURAMININ GÖZ ARDI ETTİKLERİ
Dijital medyanın ekonomisi; Google, Facebook (yeni adıyla Meta), Twitter, Amazon gibi platformların hızla büyümeleri ve dünyanın en büyük şirketleri aralarına girmeleriyle dikkatleri üzerine çekti. Bu dikkatin sonucu olarak çeşitli argümanlar ve kuramlar yoluyla bu açıklanmaya çalışıldı. Dijital medya ekonomisindeki bu dönüşümü açıklamaya çalışan kuramlardan birisi “Gözetim Kapitalizmi” olarak adlandırıldı. Shoshana Zuboff’un ön plana çıkardığı ve çeşitli alt terimlerle desteklediği gözetim kapitalizmi kuramı, ana akım literatürde hâlihazırda egemen olan paradigmayı yansıttığı gibi onun büyümesine ve yayılmasına katkıda bulundu.
Bu kuramın da üzerinde geliştiği yaklaşım, piyasada kârı yaratan esas unsurun ücretli emek olduğu ve eşitsiz güç ilişkilerinin marketteki yansımalarının sınıflı toplumların bir kaidesi olduğunu göz ardı eden burjuva ideolojisini yansıtmaktadır. Zuboff, gözetim kapitalizmini, herkesin takip edilmesi ve platformların verinin etkili kullanımı yoluyla insanları yönlendirmesi bakımından eleştirirken ironik biçimde onun kapitalist özüne saldırmaz. Burada artık suçlu, sınıflı toplum ya da kapitalizmin kendisi, burjuvazinin kâr hırsıyla sınıf olarak toplum üzerinde oluşturduğu tehdit değildir. Hedef, veri kapitalizminin bu iki unsuruna sıkıştırılıp burjuva demokrasisinden medet beklenir. Modern toplumun ürünlerine karşı kapsamlı bir eleştirinin yerine Google, Amazon vb. gibi münferit öcüler vardır.
Yine aynı yaklaşımın bir ürünü olarak veri kapitalizminin esasen platformların dışında yaratılan devasa boyutlarda gerçekleşen sömürüyü, artı değeri gereksindiği olgusu üstü örtülü biçimde kapatılır. Verinin, var olması ve işe yarar hâle getirilmesi için algoritmaların geliştirilmesi mecburidir ve bunu yapan mühendisler, dijital medya ekonomisiyle doğrudan ilişkili artı değeri üreten zümredir. Bununla birlikte, platformların kârlarının esas kaynağı, şirketlerin bu platformlara verdiği reklamlardır. Veri, üçüncü partilerle paylaşılır ve platforma kârı, üretimde yaratılan artı değeri transfer etme yoluyla sağlar. Bu büyük şirketlerin sadece kullanıcıların, “kullanıcı” olarak ürettiği bir “artı değer” yoluyla kâr yaratımında bulunduğu hatalı söylemi, kapitalist sömürünün kapsamlı analizini engellemekle kalmaz, emperyalist sömürünün ulaştığı hacmi de gizler. Eğer bu platformların kârını sağlayan reklam gelirleri, yani bu platformlara reklam vermek için kârının yalnızca bir kısmını ayıracak kadar sömürü yaratan şirketler, yani bu şirketlerde ücretli olarak çalışıp sömürülen işçiler olmasaydı; veri kapitalizmi, bir iş modeli olarak varlığını sürdüremezdi.
ELEŞTİRİ KAPİTALİZMİN KENDİSİNE YÖNELMELİ
Gözetim kapitalizmine eleştirel yaklaşımlar, nihaî olarak doğrudan kapitalizme yönelmediği sürece yetersiz kalmaktadır. Dijital teknolojilerin, herkes için medya ve bilgiye erişimi sağlayarak daha demokratik bir ortam yaratacağı yönündeki beklentiler, sömürüye dayalı sınıflı toplumun bağrında gelişen toplumsal bir sürecin insanca değerlere kanalize olmayacağının bir kez daha görülmesiyle karşılıksız kaldı. Büyük dijital medya platformlarının gözetim faaliyetlerine tedbir olarak burjuva demokrasisinden medet ummak da şimdiye kadar hiçbir zaman tatmin edici bir sonuç vermiş değil. Onca skandala karşın platformların bu verileri toplamayı sürdürmesi ve hatta algoritmalarını daha da verimli hâle getirmeleri, bunun açık göstergesi olarak karşımıza çıkmakta.
Dijital medya algoritmayı daima kullanacaktır. Skandallar ve mahremiyetin ihmal edilmesi, bu verilerin gözetim ve kâr aracına dönüştürülmeleri sürecinde meydana gelecektir. Gözetim kapitalizminin yarattığı endişelere karşı mücadele etmenin tek etkili yolu; egemen sınıf için değil, toplum için dijital medyanın inşa edildiği bir toplumsal sistem için birleşmekten geçer.