Sanatçılar ahşap heykel sempozyumunu anlattı: Güzeldi çünkü bir aradaydık

Gözde MEYDAN
Kocaeli

27. Uluslararası Zühtü Müridoğlu Ahşap Heykel Sempozyumu bu yıl 19 Temmuz-6 Ağustos tarihleri arasında Değirmendere’de gerçekleştirildi. Türkiye’nin en uzun soluklu ahşap heykel sempozyumuna pandemi nedeniyle 2 yıl ara verilmişti. Aranın ardından gerçekleştirilen sempozyum; yerli ve yabancı heykeltıraşların yeni eserlerine ev sahipliği yaptı. Sanatçılar Tansel Çeber, Çağrı Gözkonan, Saeid Mohammadmoslem, Hossein Nakha’ee ve Milena Taneva ile eserlerini ve sempozyumun nasıl geçtiğini konuştuk.

Sempozyumun katılımcılarından heykeltıraş Tansel Çeber, ‘Cezalı’ adını verdiği heykelin daha çok pandemi döneminde hissettiği duyguların bir yansıması olduğunu söyledi. Çeber “Heykelin tamamı benim bedenimin bir kopyası. Yani cezalı olan ben, aslında tüm insanlık. Pandemi döneminde kısıtlamaların, bende uyandırdığı duygu biraz böyleydi.” dedi.  Sempozyuma dair düşüncelerini de aktaran Çeber, “Burada çalıştığımız süre boyunca pek çok kişiyle konuşma fırsatım oldu. Değirmendere halkının ilgisi oldukça iyiydi. Yurt dışından gelen heykeltıraşlarla konuşmak ve paylaşmak da çok kıymetliydi” ifadelerini kullandı.

"ÇALIŞMA ORTAMIMIZ OLDUKÇA İYİYDİ"

Heykeltıraş Çağrı Gözkonan ise sergilenen eseri ve sempozyumla ilgili şunları dile getirdi: “Kübistler, doğanın temelinde geometri olduğunu düşünüyor. Ben de bu düşünceye ithafen altında küplerden oluşan el formunun; tekrar doğanın temeline ulaşmasını amaçladım. Parka gelen çocuklarında ilgisini çeken, tırmandıkları bir heykel oldu. Bu durum beni mutlu da ediyor açıkçası. Sempozyum boyunca çalışma ortamımız oldukça iyiydi. Halka açık bir ortamda çalışıyor olmanın bir sonucu olarak, insanların sorularıyla, meraklı bakışlarıyla bir arada çalıştık.”

İranlı Saeid Mohammadmoslem, Hossein Nakha’ee ve Bulgar Heykeltıraş Milena Taneva Türkiye’ye ilk kez geldiklerini ve burada oldukları için mutlu olduklarını ifade etti. Tahran Üniversitesinde öğretim görevlisi olan Hossein Nakha’ee İran mimarisinin kadın bedenini andıran kimi özellikleri olduğunu ve eserinde de bunu yansıtmaya çalıştığını belirtti. Nakha’ee burada bulunduğu süre boyunca insanların oldukça arkadaş canlısı olduğunu söyledi.

"SEMPOZYUMDA BULUNMAKTAN ÇOK KEYİF ALDIM"

Üst üste duran iki insan suretinin yer aldığı ahşap heykelinin yanında konuştuğumuz Saeid Mohammadmoslem ise şunları anlattı: “Burada iki suret var. Yaşamın temelini simgeleyen alttaki suret bir kadına ait çünkü kadınlar yaşamın temelidir. Yukarıdaki suretin ise henüz erkek mi yoksa kadın mı olduğundan emin olamıyoruz çünkü henüz tamamlanmamış bir suret var. Benim düşünceme göre erkek henüz değişiminin tamamlamamış bir varlık, kadın ise tamamlanmış bir parçadır” İranlı sanatçı Türkiye’ye ilk kez geldiğini ve sempozyumda bulunmaktan çok keyif aldığını belirtti.

Milena Taneva ise “Burada yüzünü dönmüş ve başında beyaz bir kuş olan bu heykel aslında bir beklentiyi, umudu temsil ediyor” dedi. Sanatçı sempozyuma dair ise “Güzeldi çünkü bir aradaydık.” ifadelerini kullandı.