11 Ağustos 2022 05:18

Çocukluk ve okul çağı aşılarında 'kırmızı alarm': Kökü kazınan hastalıklar yeniden salgın yapabilir

Plansızlık, aşı reddi ve iktidarın umursamazlığı, çocukluk ve okul çağı aşılamalarını düşürdü. Uzmanlar, aşıyla kökü kazınan hastalıkların yeniden salgın yapabileceği tehlikesine dikkat çekti.

Çocukluk ve okul çağı aşılarında 'kırmızı alarm': Kökü kazınan hastalıklar yeniden salgın yapabilir

Fotoğraf: Freepik

Eylem NAZLIER
İstanbul

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve UNICEF’in verilerine göre 2021 yılında çocukluk çağı aşılarında son 30 yılın en büyük düşüşü yaşandı. Uzmanlar, bu düşüşün eradike edilen (kökü kazınan) kızamık ve çocuk felci gibi hastalıkların yeniden salgın yapabileceği tehlikesine dair uyardı.

Türkiye’de çocukluk çağı aşılarının yanı sıra okul çağı aşılarında da sıkıntılar yaşanıyor. Sağlık Bakanlığının 2020’den itibaren bir plan yapmadan Toplum Sağlığı Merkezlerinde (TSM) yapılan okul çağı aşılarını Aile Sağlığı Merkezlerine (ASM) devretmesi sorunları artırdı. Bu kararla birlikte iş yükü artan ASM’lerin okul çağı aşısı gelen çocuklara ulaşmasının mümkün olmadığını dile getiren uzmanlar, ellerinde net veriler olmasa da okul çağı aşılarında düşüş olduğunu söylüyor. Bu durumun kızamık ve çocuk felci gibi hastalıkların yeniden salgın yapmasına yol açabileceğine dikkat çeken uzmanlar, “İnsanlar kızamığın, çocuk felcinin nasıl bir hastalık olduğunu unuttular. Bu hastalıklar aşıyla bitti ama tekrar gelme riski mevcut” uyarısında bulundu. Aşı karşıtlığı ve reddi konusunda Sağlık Bakanlığının bir yaptırımı olmadığına da vurgu yapan uzmanlar, “Aşı çocuğun üstün hakkıdır, anne babanın kararına bırakılamaz” dedi.

"25 MİLYON BEBEK AŞILARI KAÇIRDI"

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Pandemi Çalışma Grubu üyesi ve Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Zencir, DSÖ ve UNICEF’in pandemi nedeniyle aşılamada ciddi sorunlar yaşandığına dair açıklamalarını hatırlatarak “Çocukluk çağı aşılamalarında 2021’de son 30 yılın en büyük düşüşü yaşandı. Çocuk sağlığı açısından ‘kırmızı alarm’ veren bir düşüş bu. Dünyada 25 milyon bebek, hayat kurtaran aşıları olma fırsatını kaçırdı. Difteri, tetanoz ve boğmacaya (DTP3) karşı üç doz aşı alan çocukların oranı 2019 ve 2021 yılları arasında yüzde 5 düşerek yüzde 81’e geriledi” bilgisini verdi.

Mehmet Zencir

Mehmet Zencir | Fotoğraf, kişisel arşivinden alınmıştır.

"OKUL ÇAĞI AŞILARI DA AZALDI"

Okul çağı aşılarında durumun daha kötü olduğunu tahmin ettiklerini dile getiren Zencir, bunun nedenlerini şöyle sıraladı:

“Türkiye’de daha önce Toplum Sağlığı Merkezlerince toplu olarak yapılan okul çağı aşıları 2020’de aile hekimlerine devredildi. Ancak pandemiyle birlikte artan iş yükü, ASM’lerde personelin yetersiz olması gibi birçok sorun var. Ayrıca zaman zaman aşının olmaması, ailelerin isteksizliği vb. birçok sorun nedeniyle de okul aşılarında azalma olduğunu düşünüyoruz. Ülkemizdeki mülteci (sığınmacı) çocukların aşılanma durumlarına dair bilgilerimiz ise çok daha sınırlı.”

"YENİDEN SALGIN YAPMA RİSKİ VAR"

Rutin çocukluk çağı ve okul çağı aşılarının eksikliğinin özellikle kızamık ve çocuk felci gibi hastalıklar için yeniden salgın yapma potansiyeline neden olacağını belirten Zencir, “Okullar açılmadan bu eksikliğin giderilmesi kritik önemde. Yoksa eradike edilen (kökü kazınan) çocuk felci ve eliminasyon aşamasındaki (en az sayıya indirilen) kızamık hastalığı aktive olabilir ve uzun yıllar süren çabalar da boşa gider” ifadelerini kullandı.

Okul çağı aşılamaların aksamasıyla çocukların hastalıklara karşı istenilen bağışıklık düzeyini sağlayamadığına dikkat çeken Zencir, “Kritik eşiğin altına düşme, o hastalığın toplumda varlığını devam ettirme ve salgınlar yapma riskini doğurur. Bu hastalıkları sadece aşı yaparak önleyebiliyoruz” dedi.

Okul çağı aşılarının eskiden çok kısa sürede tamamlandığını hatırlatan Zencir, “Çünkü okulda toplu şekilde yapılıyordu, bundan vazgeçildi. Aşının yapılıp yapılmayacağı sadece ailenin inisiyatifine bırakılmış durumda. Aile doğal olarak sadece kendi çocuğunu düşünüyor. Sosyal medyada dönen haberlerle kafası karışıyor ve aşıyı yaptırmayabiliyor ama aşıyı sadece kendi çocuklarımız için değil tüm çocuklar için yaparak toplum olarak hastalığa karşı korunuyoruz” dedi.  

"KARARSIZLIK ORTADAN KALDIRILMALI"

Toplumun, ailenin, velilerin, öğrencilerin ve öğretmenlerin bilgilendirilmesinin Sağlık Bakanlığının yükümlülüğünde olduğunu belirten Zencir şunları söyledi: “Aşı konusunda tereddüdü olanlarla özgün, daha ayrıntılı bilgilendirmeler yapılarak ailenin kararsızlıkları ortadan kaldırılmalı. Sağlık Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı iş birliğinde yürütülecek bu programlar çok kıymetli.”

"AŞI KARŞITLIĞI TOPLUMSAL BİR TEHDİT"

TTB Aile Hekimliği Kolu (AHEK) Başkanı Dr. Emrah Kırımlı, okul çağı aşılarının ASM’lere devredilmesiyle kendilerine yeni bir iş yükü yüklendiğini söyleyerek “Kanser taraması, tansiyon takibi ve Kovid aşısı da yapıyoruz. Hepsi bir araya geldiğinde milyonlarca kalem iş oluyor ama hepi topu 25 bin aile hekimiyiz” dedi.

Pandemiyle birlikte aşı karşıtı söylemlerin arttığına dikkat çeken Kırımlı “Bu aşı karşıtlığı söylemi diğer aşılara da yansıdı. Aşı karşıtlığı toplumsal bir tehdit. Aşı karşıtı birine aşının önemini anlatmaya çalışmak tehlikeli olabiliyor. Bundan dolayı şiddete uğrayan arkadaşlarımız da var” dedi.

Emrah Kırımlı

Emrah Kırımlı | Fotoğraf, kişisel arşivinden alınmıştır.

"BAKANLIK AŞI KARŞITLARINA SES ÇIKARMIYOR"

Aşı karşıtlığı konusunda Sağlık Bakanlığının bir yaptırımda bulunmadığına, Sağlık Bakanlığının ‘Aşı çocuğun üstün hakkıdır’ demediğine işaret eden Kırımlı “Bakanlık, aşı karşıtı anne babaya ‘sen çocuğunun sağlık hakkını da engelliyorsun’ demiyor” dedi.

Konya’da Dr. Ekrem Karakaya’nın öldürülmesinin ardından hemen yayın yasağı getirildiğini hatırlatan Kırımlı, “Ancak RTÜK aşı karşıtı yayınlara hiçbir yaptırımda bulunmadı. Ne yazık ki aşı karşıtlığıyla ilgili bir yayın düzenlemesi de yok” dedi.

"AŞI ÇOCUĞUN ÜSTÜN HAKKIDIR"

Birinci basamak sağlık hizmetlerinin güçlendirilmesi gerektiğine vurgu yapan Kırımlı “Aşı karşıtlığının ve çocuk sayısının yoğun olduğu bölgelere özel eğilmek gerekiyor. Yoksa 5-10 yıl sonra 40 yıl önce gördüğümüz salgınları tekrar görebiliriz” dedi.

İnsanların kızamığın nasıl bir hastalık olduğunu unuttuklarını dile getiren Kırımlı “Korkutmak istemem ama mezarlığa gidip bebeklerin hangi yıllarda öldüklerine baksınlar. Seksenli yıllarda çok çocuk öldü. Çocuk felci aşıyla bitti ama tekrar gelme riski mevcut. Aşıyla ilgili yasal düzenleme talep ediyoruz. Bakanlık bir türlü aşıyla ilgili bu ‘çocuğun hakkıdır’ demiyor. Aşı çocuğun üstün hakkıdır. Kendi karar veremez 1 yaşındaki çocuk, anne babanın sorumluluğuna bırakılamaz” diye konuştu.

"AŞI YAPTIRMAYANA YAPTIRIM YOK"

Okul çağı aşılarının koordinasyonsuz bir şekilde aile hekimlerine devredildiğine dikkat çeken Birinci Basamak Sağlık Çalışanları Birlik ve Dayanışma Sendikası 1 No’lu Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Ahmet Mehlepçi, “Planlama yok. Bazen elimizde aşı olmuyor, bu da tartışma yaratıyor ama bizim de ne kadar aşı yapacağımız çoğu zaman belli olmuyor” dedi.

Ahmet Mehlepçi

Ahmet Mehlepçi | Fotoğraf, kişisel arşivinden alınmıştır.

Çocuklarına aşı yaptırmayan ailelere hiçbir yaptırım olmadığını da dikkat çeken Mehlepçi, “Aileler çocuklarını getirmediği zaman tekrar tekrar arıyoruz. Aradığımızda karşı taraftan küfür, hakaret duyduğumuz bile oluyor. Ne bakanlığın ne iktidarın aşı konusunda hiçbir yaptırımı yok. Aşı karşıtlığını görmezlikten geliyorlar. İktidarın açıklamaları da aşı karşıtlarını destekler tarzda” dedi.

Evrensel'i Takip Et