Basın meslek örgütleri AYM’nin BİK kararını değerlendirdi: AYM kararı bir an önce uygulanmalı
Basın meslek örgütleri, en yüksek mahkemenin BİK’in cezalandırma aracına dönüştüğünü teyit ettiğini belirtirken, AYM kararının bir an önce uygulamaya konulması gerektiğini vurguladı.
Basın İlan Kurumu logosu
Gözde TÜZER
İstanbul
Basın meslek örgütleri; Anayasa Mahkemesi’nin, Basın İlan Kurumunun (BİK) ilan kesme cezalarını basın ve ifade özgürlüğü ihlali olarak değerlendirmesinden sonra yaptıkları açıklamada AYM’nin kararının olumlu olduğunu ancak bir an önce uygulanması gerektiğini belirttiler.
Anayasa Mahkemesi; Evrensel, BirGün, Cumhuriyet ve Sözcü gazetelerinin Basın İlan Kurumunun ilan ve reklam kesme cezalarına dair verdiği ihlal kararının gerekçesini açıkladı. Kararda Basın İlan Kurumu kararlarının “… düzenleme amacından öteye giderek artık kimi basın mensupları açısından caydırıcı etki yaratabilecek bir cezalandırma aracına dönüştüğü ve bu durumun sistematik bir soruna neden olduğu gözlenmiştir” denildi. Kararı gazetemize değerlendiren Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) İstanbul Şube Başkanı Banu Tuna, "Basın İlan Kurumu yaptırımlarının eleştirel gazetecilik üzerinde bir cezalandırma, yıldırma, susturma aracı olarak kullanıldığı ülkenin en yüksek mahkemesi tarafından teyit edilmiş oldu” derken, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Yönetim Kurulu “TBMM BİK’e yönelik Anayasa Mahkemesi kararını uygulamalıdır” başlıklı bir açıklama yayımladı. Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu ise “Medyayı düzenleyen kurumların, demokratik işlerliğinin sağlanması daha fazla geciktirilemez” ifadelerini kullandı.
‘EN YÜKSEK MAHKEME TEYİT ETTİ’
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) İstanbul Şube Başkanı Banu Tuna Evrensel, Cumhuriyet, Sözcü ve BirGün gazetelerinin, basın meslek örgütlerinin BİK ile ilgili yıllardır her fırsatta dile getirdiği, yetkililer nezdinde tekrarladığı sorunları Anayasa Mahkemesi kararı olarak görmenin sevindirici olduğunu belirterek “Basın İlan Kurumu yaptırımlarının eleştirel gazetecilik üzerinde bir cezalandırma, yıldırma, susturma aracı olarak kullanıldığı ülkenin en yüksek mahkemesi tarafından teyit edilmiş oldu. Üstelik bu bir pilot karar. Yani ortada yapısal ve sistematik bir sorun olduğunu, bu sorunun sadece başvuruyu yapanlar için geçerli olmadığını, bugün ve gelecekte yeni ihlallere yol açacağını söylüyor.” dedi.
‘MECLİS AKP’NİN BİR ORGANI GİBİ’
“Peki şimdi ne olacak?” diye soran Tuna iyimser olmadığını ifade etti ve şöyle devam etti: “AYM, BİK’in cezalara gerekçe olarak gösterdiği 195 sayılı Kanun’un 49. maddesinin yeniden düzenlenmesi isteyerek hükmün Meclise gönderilmesine karar verdi. Mevcut sistemde Meclisin demokratik bir parlamento olarak etkisi veya yetkisi maalesef yok, adeta AKP’nin bir organı gibi. Demokratik ülkelerde aylarca hatta yıllarca tartışıldıktan sonra geçen yasalar, bizde 20-25 günde geçiriliyor. Meclisteki çok değerli milletvekillerinin varlığını görmezden geliyor değilim ancak durum ortada. Dolayısıyla ilgili maddenin yeniden düzenlenmiş hali gazetecileri memnun etmeyebilir.”
Daha önce yerel mahkemelerin Anayasa Mahkemesi kararlarına direndiğini de hatırlatan Tuna “Barış Akademisyenleri, AYM kararına rağmen göreve dönemedi, Mehmet Altan, Şahin Alpay ve Enis Berberoğlu davalarında yerel mahkemeler AYM kararlarını tanımadı, geçen yıl AYM, AYM kararlarına uyulmamasının hak ihlali olduğuna dair bir karar dahi verdi.” ifadelerini kullandı.
‘TBMM ANAYASA MAHKEMESİ KARARINI UYGULAMALIDIR’
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Yönetim Kurulu da bir açıklama yayımlayarak “TBMM seçime giderken haberin serbest dolaşımının, gazetecilerin ve yurttaşların habere erişiminin önündeki engellerin kaldırılmasına katkı sunmalıdır” dedi.
Açıklamada basın özgürlüğünün Anayasada “resmi makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini” kapsadığını hatırlatan TGC “Ancak kamu kurumu olan Basın İlan Kurumu (BİK) bugüne kadar verdiği resmi ilan kesme cezalarıyla basın özgürlüğüne düzenli olarak müdahale etmiştir. Eleştirel yayın yapan gazetelere resmi ilan kesme cezaları rutin bir uygulamaya dönüşmüştür” dedi.
BİK’in ‘Basın Ahlak Esaslarına Dair Genel Kurul Kararı’nın belirsiz, muğlak, geniş takdir yetkisi tanıdığını ve normlar hiyerarşisine aykırı olduğunu daha önce pek çok kez açıkladıklarını belirten TGC, TBMM’ye çağrı yaparak şöyle devam etti: “TBMM, söz konusu Anayasa Mahkemesi kararını önemsemeli, demokratik bir toplumun gereklerine uygun, ifade ve basın özgürlüğünü en geniş şekilde koruyucu, Basın İlan Kurumuna yönelik yeni düzenlemesini sorumlulukla yerine getirmelidir. Seçime giderken haberin serbest dolaşımının, gazetecilerin ve yurttaşların habere erişiminin önündeki engellerin kaldırılmasına katkı sunmalıdır.”
‘GEREKLİ TÜM ÖNLEMLER ALINMALI’
Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye Temsilcisi ve Bianet Medya Özgürlüğü Raportörü Erol Önderoğlu ise resmi ilan dağıtımının ayrımcı tarzda ve demokraside yeri olmayan bir pratikle bu zamana kadar idare edilmesinin editoryal müdahalelerin de bir parçası olduğunu hatırlatarak “Anayasa Mahkemesi kararına uygun bir şekilde Meclisten, resmi ilanın bundan böyle basın özgürlüğüne müdahale için bir sindirme aracı olarak araçsallaştırılmaması için gerekli tüm önlemleri almasını istiyoruz.” dedi.
Önderoğlu “İktidar çevresinin mali bakımdan sistemli şekilde beslediği gazetelerden olmayanlar, yıllardır yayın çizgilerinin cezasını ekonomik yaptırımlarla ödediler” derken, medyayı düzenleyen kurumların demokratik işlerliğinin sağlanmasının daha fazla geciktirilmemesi gerektiğini belirtti.
GAZETECİ MİLLETVEKİLİ ÇAKIRÖZER: BİK’İN KEYFİ YETKİSİ SINIRLANDIRILMALI
CHP’li Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer de, AYM’nin ‘hak ihlali’ kararı sonrası yaptığı açıklamada "AYM Meclis’ten kanuni düzenleme istedi. Meclis açılır açılmaz düzenleme yapılmalı ve BİK’in bu keyfi yetkisi sınırlandırılmalı” dedi. Çakırözer, BİK’in gazetelere verdiği haksız, hukuksuz ilan kesme cezalarından doğan mağduriyetlerin giderilmesi için AYM’nın ihlal kararı doğrultusunda gazetelere kesilen cezalar oranında ilan hakkı verilmesi çağrısında da bulundu.
NE OLMUŞTU?
Basın İlan Kurumunun Evrensel, BirGün, Cumhuriyet ve Sözcü gazetelerine verdiği ilan ve reklam kesme cezaları Anayasa Mahkemesi’ne taşınmış, mahkeme mart ayında “basın ve ifade özgürlüğü ihlali” kararı vermişti. AYM, gerekçesinde basın ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin kararın oy çokluğuyla alındığını belirtti. AYM, BİK kararlarının düzenleme amacından öteye giderek artık kimi basın mensupları açısından caydırıcı etki yaratabilecek bir cezalandırma aracına dönüştüğünü ve bu durumun sistematik bir soruna neden olduğunu belirtti.
Anayasa Mahkemesi kararında, resmi ilan ve reklam kesme cezalarına ilişkin koşulların çerçevesinin çizilmesi, belirli bir açıklık ve kesinlikte olan ifadelerle kanun maddesinin şekli ve maddi yönden yeniden düzenlenmesi gerektiği ve BİK’in değerlendirmeleriyle ilgili sistematik sorun olduğu aktarıldı.
Anayasa Mahkemesi ayrıca basın ahlak esaslarına bakıldığında da yaptırımın objektif ve hakkaniyete uygun bir şekilde uygulanmasını sağlayacak açık ve sınırları belirli kriterlerin ortaya konulmadığını yazdı.