AYM’den Aysel Tuğluk’a tahliye yok!
Aysel Tuğluk’un infazının ertelenmesi ve tahliye edilmesi yönündeki başvuruyu karara bağlayan AYM, Tuğluk’un tahliyesinin reddine ve hakkında tedbir kararı uygulanmasına karar verdi.
Aysel Tuğluk | Fotoğraf: MA
Anayasa Mahkemesi (AYM) Kandıra 1 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevinde tutulan Demans hastası Kürt siyasetçi Aysel Tuğluk hakkında, tedbir kararı uygulanarak infazının ertelenmesi ve tahliye edilmesine yönelik başvuruya dair ara kararını verdi
AYM, kurduğu ara kararda, Tuğluk’un cezasının infazının ertelenmesi ve tahliye edilmesine yönelik tedbir talebinin reddi yönünde hüküm kurdu.
AYM kararında, Aysel Tuğluk'un rahatsızlık sürecine de yer verildi. Tuğluk hakkında verilen hastane, ATK ve TİHV raporlarının da yer aldığı kararda cezaevi idaresinin görüşüne de yer verildi. Yanı sıra infaz erteleme prosedürünün hukuki boyutu da kararda geniş yer aldı.
Anayasa’nın 17. maddesinin, cezaevlerinde tutulan bir hükümlü veya tutuklunun içinde bulunduğu şartların insan onuruna yakışır bir şekilde olmasını da koruma altına aldığı hükmünün hatırlatıldığı kararda, “İnfazın yöntemi ve infaz sürecindeki davranışların, mahkumları özgürlükten mahrum kalmanın doğal sonucu olan kaçınılmaz elem seviyesinden daha fazla sıkıntılı veya eziyetli bir duruma sokmaması gerekir. Ceza infaz kurumlarında tutulmanın pratik gerekleri çerçevesinde mahkumların sağlık ve esenlikleri gibi hususların yeterli bir şekilde güvence altına alınması ve gerekli tıbbi yardımın sağlanması da insan onuruna yakışır koşulların sağlanması için gereklidir. Bu çerçevede hasta bir kişinin uygun olmayan fiziki ve tıbbi koşullarda tutulması da Anayasa'nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasına aykırı bir muamele olarak kabul edilebilir” ifadeleri kullanıldı.
ATK RAPORU ESAS ALINDI
Tuğluk’un tek başına hayatını idame ettiremediğini gösteren çok sayıda özel bakım reçeteleri, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) ve İstanbul Tıp Fakültesi bilimsel mütalaaları, Cezaevi Hükümlü Değerlendirme Dışı Bırakma Kararları gibi çok sayıda belge olmasına rağmen AYM sadece ATK raporunu esas aldı. Kararda, Tuğluk’un rahatsızlığının düzenlenen raporlarda "demans", "atipik hızlı seyirli demans sendromu" ve "hafif bilişsel bozukluk” olarak tariflendiği belirtilerek, infazın ertelenmesi talebine dair şu ifadeler yer aldı: “5275 sayılı Kanun, hastalık nedeniyle cezanın infazının ertelenmesi için tıbbi rapor düzenlenmesi hususunda Adli Tıp Kurumunu yetkili kılmıştır. Bu kurumun ilgili ihtisas ve üst ihtisas kurullarının başvurucu hakkındaki tıbbi belge ve kayıtları inceleyerek yaptıkları değerlendirmelerde, tutarlı olarak, başvurucunun yaşamını yalnız idame ettirebileceği ve hastalığı nedeniyle infaz ertelemesi gerekmediği belirtilmiştir.”
KARARDA TUĞLUK İÇİN "YAŞAMINA YÖNELİK TEHLİKE OLUŞTURDUĞU SÖYLENEMEZ" DENİLDİ
Kararda, “Bu açıklamalar ve başvuru dosyasındaki bilgi ve belgelere göre başvurucunun halihazırdaki sağlık durumuyla ceza infaz kurumunda tutulmasının yaşamına ya da maddi veya manevi bütünlüğüne yönelik ciddi bir tehlike oluşturduğu ya da doğal olarak ortaya çıkan hastalığından kaynaklanan acının tutulma koşullarından dolayı artma riski bulunduğu söylenemez
İTİRAF
Tedbir kararı uygulanmasına da hükmeden AYM, kararında şu ifadelere yer verdi: “Başvurucunun yaşamının, maddi ve manevi bütünlüğünün korunması için gerekli tedbirlerin alınmasına yönelik tedbir kararı verilmesine, tedbir kararı kapsamında başvurucunun tedavisine devam edilmesinin yanı sıra, nöroloji ve psikiyatri polikliniklerinde düzenli bir şekilde muayenesinin sağlanmasına, hastalığının seyri ve ilerleme durumuna göre belirli aralıklarla cezasının infazının ertelenmesi ve tahliyesinin gerekip gerekmediğinin değerlendirilmesine, başvurucunun halen Kocaeli 1 Nolu F Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda tutulduğu gözetilerek Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığının Anayasa Mahkemesini süreç hakkında gecikmeksizin bilgilendirmesine.” (HABER MERKEZİ)