15 Ağustos 2022 03:12

Arap Coğrafyasında Geçen Hafta: Irak’ta neler oluyor?

Hükümetin bir türlü kurulamadığı Irak, farklı grupların protestolarına şahit oldu. Sadr hareketi, İran destekli Koordinasyon Çerçevesi ve Irak Komünist Partisi ayrı eylem ve çağrılarda bulundu.

Fotoğraf: Murtadha Al-Sudani/AA

Paylaş

Hükümetin bir türlü kurulamadığı Irak, geçtiğimiz cuma günü farklı grupların protestolarına şahit oldu. Çağrı yapanları üç ana grupta toplamak mümkün.

Bu protesto dalgasının ilk tarafı ekim 2021’de yapılan parlamento seçimlerinde en çok sandalyeyi kazanan Sadr hareketi. Kısaca hatırlayacak olursak, erken seçim yapılmasının nedeni merkezinde gençlerin yer aldığı Ekim 2019 Ayaklanması’ydı. Başkent Bağdat başta olmak üzere ülke genelinde “işsizlik, yolsuzluk ve kamu hizmeti yoksunluğu” gibi nedenlerle düzenlenen gösterilerde onlarca kişi ölmüş ve yaralanmış, hükümeti erken seçim kararı almak zorunda bırakmıştı. Ardından Mukteda Sadr’ın liderliğinde oluşan siyasi blok 73 sandalye kazanarak seçimlerin galibi oldu. Sadr, Ulusal Çoğunluk Hükümeti kurmayı hedeflediğini ilan etti. Parlamentodaki diğer hareketlerin dağılımı ise şöyle gerçekleşmişti; 38 sandalye ile Eski Meclis Başkanı Muhammed Halbusi’nin (Sünni) liderlik ettiği Takaddum (İleri Partisi) ikinci büyük kitleyi oluşturdu. Eski Başbakan Nuri el Maliki’nin Kanun Devleti Koalisyonu 33 vekille üçüncü sırada yer alırken, Kürdistan Demokratik Partisi de (KDP) 33 sandalye kazanma başarısı gösterdi. İran’ın desteklediği Haşdi Şabi silahlı gruplarının yer aldığı Fetih Koalisyonu 14, eski başbakanlardan Haydar Abadi ile Şii Dini ve Siyasi Lider Ammar el Hekim’in ittifakı ise 4 sandalye kazanabilmişti.

Protesto dalgasının ikinci tarafı İran’a yakınlığıyla bilinen hareketlerin oluşturduğu ve Sadr’ın ortak bir hükümette bulunmayı reddettiği “Koordinasyon Çerçevesi” ittifakı. Sadr bu hareketin taraftarlarına kendi protesto hareketine katılma çağrısı yaparken, liderleriyle görüşmeyi ve ortak bir siyasal süreç işletmeyi reddediyor. Sadr, baştan itibaren İran’a yakınlığı ile bilinen ve son seçimlerde 33 sandalye kazanan Nuri Maliki’nin Hukuk Devleti Koalisyonu başta olmak üzere diğer Şii grupların hükümette yer almasını reddetmişti.

Bir başka protesto çağrıcısı ise Irak Komünist Partisi. Al Araby al Cedid gazetesi yayınladığı analizde, “Üçüncü taraf olarak Irak Komünist Partisi de destekçilerini Bağdat’taki Firdevs Meydanı’nda gösteri yapmaya çağırdı ve görünüşe göre talepleri Sadr’ınkine benziyor. Parti Sekreteri Raed Fahmi, attığı tweette şunları söyledi: “Kota yaklaşımı ve yolsuzluğa neden olan siyasi sistem, siyasi süreci bir çıkmaza soktu ... Vatandaşlık  kavramına yönelik kapsamlı değişim bir zorunluluk haline geldi.” Fahmi, Firdevs Meydanı’ndaki cuma gösterisinin; kotalardan, yolsuzluklardan ve milislerden arınmış bir Irak’ı arzulayan herkes için bir buluşma yeri olduğunu vurguladı.

Komünist Parti’nin internet sitesinde de 12 Ağustos Cuma gerçekleşen ve çeşitli siyasi partiler tarafından da imzalanan açıklama yazılı halde yayımlandı.

Mukteda Sadr, ülkedeki siyasi krizden ve yozlaşmadan, özellikle İran’a yakınlığıyla bilinen siyasi grupları sorumlu tutuyor. Bu nedenle, Sadr ve destekçileri yine Şii bir karakter olmasına rağmen  Koordinasyon Çerçevesi ittifakını oluşturan gruplarla karşı karşıya geliyor. Koordinasyon, Sadr ile rekabeti “sokağa” taşımaya karar verdi. Sadr’ın yandaşları da, yeni hükümetin kurulmasını engellemek amacıyla Meclisin feshedilmesini talep etmek için yargıya bir dizi dava başvurusu yapmaya karar verdiler.

Sadr’ın yandaşları başkent Bağdat’taki oturma eylemlerine ek olarak 10 ilde (Zi Kar, Babil, Vasit, Divaniye, Maysan, Basra, Muthanna, Diyala, Salah al-Din ve Ninova) protesto gösterileri düzenledi. Koordinasyon’un destekçileri de, cuma protestolarını “oturma eylemi”ne dönüştürmeye karar verdiler.

SADR, KOALİSYON ÇERÇEVESİ’NİN DESTEKÇİLERİNİ KENDİ HAREKETİNİ DESTEKLEMEYE ÇAĞIRIYOR

Sefa el KEBİBİ
al Araby al Cedid

Sadr Hareketi’nin lideri Mukteda Sadr, cuma öğleden sonra Yeşil Bölge önünde gösteri yapmaya hazırlanan “Koordinasyon Çerçevesi” ittifakının destekçilerine çağrıda bulundu. Takipçilerinin oturma eylemine; parlamentonun feshedilmesi, erken seçim yapılması ve yolsuzlukla mücadele çağrısı yapan eylemlerine destek istedi.

Sadrın bu çağrısı, Koordinasyon Çerçevesi’ne bağlı hareketlerin sokağı yoğun bir şekilde harekete geçirme çağrıları arasında geldi. Koordinasyon; tüm illerdeki aşiretlerdeki ve halktaki destekçilerini, “devletin korunması” için Bağdat’ta, diğer tarafında Sadr’ın destekçilerinin bulunduğu Yeşil Bölge’nin kapısında toplanmaya çağırdı.

Sadr, yaptığı açıklamada, “Anladığım kadarıyla biz ve Koordinasyon camiası yolsuzluğun varlığı ve ülkedeki yaygınlığı konusunda liderleriyle aynı düşünmesek bile ihtilaf içinde değiliz. Sadr Hareketi sizin için de  gösteri yapıyor. Bu yüzden işgale, yolsuzluğa, teröre esir düşen ülkeyi kurtarmak için yaptığımız eylemlerde bize destek vermemeniz şaşırtıcı.”

Sadr, Tahran’ın desteklediği Koordinasyon Çerçevesi destekçilerine “Gösterilerin barışçıl olması ve sivil barışı koruma” çağrısında bulundu. “Ellerimiz, Koordinasyon’un taraftarlarına uzanıyor” dedi. Sadr’ın sözcüsü, hareketin destekçilerini her vilayette gösteriler düzenlemeye çağırmıştı.

Sadr’ın temsilcisi Muhannad Mussawi, Bağdat’taki Yeşil Bölge’de, hareketinin binlerce üyesinin huzurunda düzenlenen Birleşik Cuma Hutbesi’nde “Talepler gerçekleşene kadar oturma eylemine devam etme” çağrısında bulundu.

BAĞDAT’TA ÜÇLÜ PROTESTO

Irak’ın başkenti Bağdat, Cuma sabahına, Sadr hareketi, “Koordinasyon Çerçevesi” ve Komünist Parti destekçilerinin gösteri hazırlıklarıyla bağlantılı güvenlik önlemleriyle uyandı. Bu durum, Mukteda Sadr’ın destekçilerinin sürtüşme ve çatışma korkuları arasında kamp kurduğu başkent Bağdat’ın merkezindeki Yeşil Bölge’yi güvence altına almak için önlemler alınmasına yol açtı.

Geçtiğimiz pazartesi günü gerçekleşen Koordinasyon yanlılarının gösterileri, sayıca hareketin liderlerinin beklediği düzeyde olmadı. Yaklaşık iki saat sonra bitirmek için acele edilirken cuma gösterisi için seferber olundu.

Gösteriler, Sadr Hareketi liderinin, parlamentoyu feshetme kararı alması için önümüzdeki hafta sonuna kadar yargıya süre tanımasının ardından geri dönülmez noktaya gelen Irak’taki siyasi çıkmazın zirvesinde yapılıyor. Kendisini parlamentoda “büyük blok” olarak gören ve yeni hükümeti kurmayı umut eden Koordinasyon Çerçevesi’nin önünü kalıcı olarak kapatan başka tedbirler de talep ediyor.

Beklentiyi artıran şey ise Koordinasyon’un bu gösterileri sokaktaki varlığını kanıtlamak için son bir şans olarak görmesi. Özellikle Sadr, Yeşil Bölge’de ve tüm valiliklerde binlerce destekçisini ve kendisine sadık aşiretleri seferber ettikten sonra popülerliğini güçlü bir şekilde kanıtlayabildiğinden beri...

Sadr’ın destekçilerinden, Maysan vilayetinden Mazen al Saadi, al Araby al Cedid’e kentlerinde, aşiretlerinden ve halktan yüzlerce kişinin Sadr hareketini desteklediğini doğruladı. Sadr’ın çağrısına yanıt olarak sokağa çıkmaya hazır olduklarını belirtirken, “Gösterilerimiz barışçıldır, yolsuzluğa ve yoksulluğa karşıdır ve onları popüler yapan da budur” dedi.

Üçüncü taraf olarak Irak Komünist Partisi de destekçilerini Bağdat’taki Firdevs Meydanı’nda gösteri yapmaya çağırdı ve görünüşe göre talepleri Sadr’ınkine benziyor. Parti Sekreteri Raed Fahmi, attığı tweette şunları söyledi: “Kota yaklaşımı ve yolsuzluğa neden olan siyasi sistem, siyasi süreci bir çıkmaza soktu… Vatandaşlık  kavramına  yönelik kapsamlı değişim bir zorunluluk haline geldi.” Firdevs Meydanı’ndaki cuma gösterisinin; kotalardan, yolsuzluklardan ve milislerden arınmış bir Irak’ı arzulayan herkes için bir buluşma yeri olduğunu vurguladı.


IRAK: MEŞRUİYET VE YASALLIK ARASINDA REJİM*

Mustafa FAHS
Şarkul Avsat

Sadr Hareketi’nin lideri Mukteda Sadr, Irak Meclisi’ndeki bloğunun parlamentodan istifa ettiğini açıklamasından bu yana, (Şii) Koordinasyon Çerçevesi’ndeki muhalifleriyle bir halat çekme oyunu oynuyor. (…)

Maliki parlamentonun rolünün ihlal edilmesini reddedip rolüne bağlı kalmayı desteklerken Sadr, Koordinasyon Çerçevesi’nin bileşenleri arasındaki anlaşmazlıktan yararlandı. Özellikle de bazı bileşenlerinin Sadr’ın girişimine yanıt verip bunun tartışılabileceğini söylemesi Sadr’ın işine yaradı. Koordinasyon Çerçevesi’nden bazılarının Maliki ile Sadr arasındaki hesaplaşma savaşında yer almaya hazır olmadığı göz önüne alınırsa bu, gelecekte Koordinasyon Çerçevesi’nin birliğini tehdit edecektir. Bu savaşta yer almak istemeyenler, daha çok girişimiyle ilgili olarak Sadr’la, Irak’ı ciddi bir çöküşe sürükleyeceği kesin olan kanlı bir çatışmadan uzak tutmak için yaptığı diyalog çağrısıyla ilgili olarak da Başbakan Mustafa Kazımi iletişim kurma ve sakinleşme taraftarılar. Bir kez daha siyasi güçlere Irak’ın çıkarları ve geleceği için siyasi tıkanıklık sorununu çözerek sorumluluklarını üstlenmeleri çağrısında bulunan Kazımi “Herkesin siyasi tıkanıklığı çözmek için var gücüyle çalışmasını ve anlaşmazlıkları tatlıya bağlamak için diyaloğa başvurmasını diliyorum. Diyalog kurmaktan başka çaremiz yok” dedi.

Yeni Irak siyasi sisteminin bozukluğunun ilk işaretleri, kuruluşundan bu yana ortada. Şimdi gelinen nokta ise otorite güçlerinin devleti ve sistemi yönetmedeki başarısızlığının zirvesidir. Bu, mevcut sistem varken parlamento seçimlerinin yapılmasının ne fayda getireceği konusunda geniş çaplı bir tartışmayı beraberinde getiriyor. Bazı güçler parlamentodaki varlığını kaybetse ve diğerleri ilerlese bile kriz yeniden patlak verecek. Ancak Irak standartlarında, temsiliyet konusunda büyüklüğünü ve devletteki ve sistemdeki varlığını parlamenter varlığının büyüklüğüne bağlamayı reddeden olağandışı bir meşruiyet var. Bu, herkes için başka yorucu çatışmalara kapı aralayacaktır.

Aslında, iki taraf arasında derin bir uçurum var. Bu daha çok tek bir bileşen içinde dikey bir bölünmeye benziyor. Aralarındaki bölünme, sistemin şekline ilişkin anlaşmazlığı aşıp daha çok kimliği üzerine yoğunlaşıyor.

Sadr’ın muhaliflerinin Sadr’a karşı kullanmaya çalıştıkları şey, onun politikaları ve taleplerinin Şiilerin baş yürütme pozisyonlarını kaybetmelerine veya uzlaşmayı reddetmeleri nedeniyle zayıflamalarına yol açabileceği argümanıyken; Sadr, ulusal çoğunluk hükümetinin kurulmasının ve uzlaşmanın reddedilmesinin Şii siyasi İslam partileri için bir güç kaybı ile sonuçlanacağını düşünüyor. Bu anlaşmazlık, gelecekte rejimin kimliğini ve ideolojisini belirleme ve bundan zarar görecek yerel ve söz sahibi bölgesel güçlerin bu dönüşümün gerçekleşmesine izin verip vermeyeceği konusunda derin bir tartışma yaratacaktır.

Buna göre, ‘Ekim İntifadası’nda ortaya çıkan halk çoğunluğuna ilişkin olarak, 2003 rejiminin kimliğinden farklı olarak şekillenmekte olan karmaşık bir Irak ulusal kimliği var ve bu iki kimliğin bir arada yaşama olasılığı artık kalmadı. Mevcut siyasi çıkmaz bir seçim krizinin sonucu değildir. Bu yüzden yeniden seçim yapılarak çözülemez.

*Şarkul Avsat Türkçe’den  alınmıştır.


IRAK KOMÜNİST PARTİSİ: DEĞİŞİM GERİ ADIM ATILAMAYACAK BİR GEREKLİLİK HALİNE GELDİ

iraqicp.com

On yılı aşkın bir süredir halk ve onun sivil ve ulusal güçleri, tüm bu sistemin gerçek reformlara şiddetle ihtiyaç duyduğunu teyit ediyor, ancak hiçbir iktidar partisi ve siyasetçi buna yanıt vermiyor.

Kota yaklaşımının, anayasanın çiğnenmesinin, yasaların ihlal edilmesinin, mezhepçi ve ırkçı hizalanmanın ülkenin her düzeyde çöküşüne yol açacağını ve siyasi güçler arasında daha da şiddetlenen çatışmalar yaratacağını, bunun da vatandaşın yaşamını olumsuz etkileyeceğini defalarca söyledik. Ve iktidardaki tüm egemen güçler bu durumun sorumluluğunu taşımaktadır.

Bugün, siyasi imkansızlık durumunun temsil ettiği kota ve yolsuzluk sistemindeki derin kriz karşısında, değişimin geri adım atılamayacak ulusal bir gereklilik haline geldiğini ve halkın değişim çağrısına yanıt vermemenin, bunu reddedenler için siyasi maliyetinin çok yüksek olacağını teyit ediyoruz.

Halkımızın onurlu bir yaşam, bağımsız ve müreffeh bir vatan özlemlerine yanıt verecek ve iç barışı koruyacak değişimin barış, demokrasi ve yurttaşlık ilkelerine dayanması, birleştirici ulusal kimliği yüceltmesi, hak ve özgürlükleri koruması ve sosyal adaleti sağlaması gerekmektedir.

Sivil ve demokratik güçler, barışçıl mücadelelerini sürdürürken, halkın iradesinin çatışmada belirleyici faktör olduğuna inanıyoruz ve Iraklıların geleceği için yurtsever bir bakış açısıyla hareket edeceğiz.

Kotalardan ve onun başarısız güçlerinden kurtuluş için bir mücadele... Göstericilerin katillerine karşı bir mücadele... ve hangi mensubiyete sahip olursa olsun yolsuzluk yapanlara karşı bir mücadele... silahların devletin elinde hapsedilmesi için bir mücadele... vatandaşlık, hak ve adil hukuk devleti için bir mücadele.

Parlamentonun feshedilmesi ve bir yıl içerisinde, kendi şart ve koşullarında (adil bir seçim yasası, bağımsız bir komisyon, partiler yasasının uygulanması) özgür ve adil seçimlerin yapılması gerekliliğini bir kez daha yineliyoruz... Iraklıların iradesinin gerçek temsilini yansıtan seçimler yapılmalı. Ve başarısız yönetişim yaklaşımına geri dönülmemeli. Son sözü kriz ateşiyle boğulan Iraklılar söylemeli ve karar onlara bırakılmalı.

İmzalayan örgütler: Irak Komünist Partisi, Sosyal Demokrat Parti, Irak Ulus Partisi, Ulusal Sivil Hareket, Irak Demokratik Hareketi, İstişare Konseyi, Demokrasi Hakkı Hareketi, Evimiz Irak Hareketi, Ekim Demokratik Hareketi

ÖNCEKİ HABER

Mardin Büyükşehir Belediyesi kayyumu kararı tanımadı, engelli işçiyi işe almadı

SONRAKİ HABER

Haklarını isteyen inşaat işçileri Boğaziçi Köprüsü'nde eylem yaptı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa