15 Ağustos 2022 16:29

Şehir Plancısı Ülger Deniz: Doğru, bütüncül anlayışla yapılmış kent planlamasına ihtiyaç var

Her sağanak sonrası oluşan bu manzaraya mahkum muyuz? Nedir bu durumun sebebi? Çözümü yok mu? Şehir Plancısı Ülger Deniz Evrensel'e değerlendirdi.

Fotoğraf: DHA

Paylaş

Nazife YAŞAR
İstanbul

İstanbul, Bursa, Yalova ve Tekirdağ’da etkili olan sağanak sonrası yine alışık olduğumuz manzaraya tanık olduk. Yolları, evleri, dükkanları su bastı. Hatta istinat duvarı bir işçinin üzerine yıkıldı. Kimileri evlerine, dükkanlarına dolan suyu boşaltmaya çalıştı, kimilerinin arabaları suya gömüldü, kimileriyse saatlerce kilitlenen trafiğin açılmasını bekledi. Sözün kısası, yine hava olayları sosyal yaşamı durma noktasına getirdi. İşin garibi günler öncesinden çağrılar yapıldı, ‘vatandaşlarımız dikkatli olsun’ diye. Ama evine, işyerine, bindiği otobüse dolan sel sularıyla vatandaş nasıl mücadele eder, işin orasını dert eden yok. Peki, her sağanak sonrası oluşan bu manzaraya mahkum muyuz? Nedir bu durumun sebebi? Çözümü yok mu? Şehir Plancısı Ülger Deniz’e sorduk.

“KENT PLANLARINA UYULMUYOR”

Kent planının gündelik hayatımızdaki akışı belirlediğini söyleyen Deniz, “Bu tip olağanüstü durumlarda, İstanbul’da kent planlama süreçleri maalesef sağlıklı işler bir halde değil. Şu anda bizim gördüğümüz sonuç, belli bir altyapı yetersizliği” dedi. Her yağmurda vatandaşın aynı mağduriyeti yaşamak zorunda olmadığını belirten Deniz, “Yaşananlara mahkum değiliz. Şehir Plancıları Odası olarak hep söylediğimiz bir şey var: Doğru, bütüncül anlayışla yapılmış kent planlaması” dedi. Kentlerin planlarının olduğunu ama uygulamada sorunlar bulunduğunu belirten Deniz şunları söyledi: “Örneğin İstanbul’da 2009 yılından beri, bizim şehrimiz için tanımlanmış bir çevre düzeni planı var. Ve bu planda kentsel yoğunluğun nerelerde ne şekilde geliştirileceği, buraya trafik akışlarının nasıl verileceği, ulaşım kartlarının nasıl kullanılacağı tanımlanmış. Ancak bunu uyan yok.” Merkezi yönetimin plan yapma yetkisini hatırlatan Deniz, bu yetki kullanılarak İstanbul’un dört bir yanında çevre planına uymayan birçok karar alındığını ve uygulandığını söyledi. Yapılmak istenen Kanal İstanbul projesinin bu duruma çok iyi bir örnek olduğunu belirten Deniz, “Yeni şehirler kurulacak Kanal İstanbul’la. Bu, 2 milyon yeni nüfus demek. Bu, İstanbul kent planının bütünlüğüne uymayan yeni plan kararlarıdır. Bu kararlar bütünlüğü bozuyor” dedi.

KUZEY ORMANLARINI KORUMAZSAN…

Deniz, İstanbul’da sağanak sonrası yaşananların nedenini Şişli’deki Cevahir AVM üzerinden anlatarak sözlerini şöyle sürdürdü: “Orası ’99 depreminden sonra deprem toplanma alanı olarak tanımlanan bir yerdi. Daha sonra, ‘Avrupa'nın en büyük alışveriş merkezi’ diye lanse edildi. Bir ticari alana dönüştü. Bu, neye sebep oldu? Şişli’nin o kısmında daha önceden var olmayan müthiş bir gündüz nüfusu akışına neden oldu. Sonuçta, özellikle trafik açısından o alanın kaldıramayacağı kadar yoğun bir durum ortaya çıktı. Bu, hava şartlarının normal olduğu zamanlarda çok dikkat çekmiyor, sadece trafik yoğunluğu olarak görünüyor. Ama bugün yoğun yağmurlu bir gün, ben biraz önce geçtim alandan, teknik altyapı sorunlarıyla da birleşince, günlük hayatı olumsuz etkiliyor. Sonuçta bu alanlar zamanında deprem toplanma alanları olarak boş bırakılan afet anları olması gerekirken, üstten gelen kararlarla, plan kararları bozuluyor, ıskartaya çıkarılıyor. Hatta o planların bir kenarda unutulmuş bürokratik kağıtlara dönmesi sağlanıyor. Bizim şu anda yaşadığımız herhangi bir sel baskını, trafik yoğunluğu, insanların yollarda kalması ve belki ölümlerle karşılaşabileceğimiz kazaların çıkış noktası bu anlayıştır.

ÇARE, UZUN VADELİ KENT PLANLAMASI

Her yağmur sonrası yaşanan manzaradan kurtulmak için çarenin ne olduğunu sorduğumuz Deniz, kısa ve uzun vadeli çözümler sundu. Kısa vadede yerel yönetimlerin, sorun yaşandıktan sonra teknik altyapı destekleriyle, sorunu gidermeye çalıştığını, bunun yaşanan aksaklıkları gidermeye yönelik olduğunu belirten Deniz şunları söyledi: “Bu değil esas çözüm. Esas çözüm İstanbul’da uzun vadeli planlama. Bu planın içinde Kuzey Ormanlarının korunduğu, nüfusun kontrol altında tutulmaya çalışıldığı, nazım imar planlarına uyulduğu, bütüncül bir kent planlama anlayışı olmalı. İstanbul'da yaşanacak olası sıkıntılara da yer vermeyecek kent planlama süreçlerinin yürütülmesi esas.”

ÖNCEKİ HABER

Karadeniz cezaevleri raporu: En temel haklar bile askıya alındı

SONRAKİ HABER

Tarım Kredi Kooperatifi vatandaşta hayal kırıklığı yarattı: Fiyatlar sopayla inmedi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa