TMMOB: Yaşanacak benzer bir deprem çok daha büyük yıkım ve kayıpla sonuçlanacaktır!
TMMOB Kocaeli Şubesi, 17 Ağustos depreminin 23. yılında anma etkinliği düzenledi, güvenlik gerekçesiyle yürüyüşe izin verilmeyen etkinlikte 23 yıl öncesinden daha iyi durumda olmadığımızı vurguladı.
Fotoğraf: Evrensel
TMMOB Kocaeli İl Koordnasyon Kurulu 17 Ağustos'un 23. yılı anma etkinlikleri düzenledi. Anma etkinlikleri kapsamında meşaleli yürüyüş yapmak isteyense de güvenlik gerekçesiyle İzmit Kaymakamlığı tarafından izin verilmedi. İzmit Deprem Anıtında basın açıklaması gerçekleştiren TMMOB Kocaeli İKK, yaptığı açıklamada deprem öncesi alınacak önlemler ve depreme hazırlık vurgusu yaptı. Açıklamayı TMMOB İKK sekreteri Mehmet Ali Elma okudu.
"YENİ DEPREMLERE HAZIRLIK KONUSUNDA MESAFE KATEDİLMEDİ"
Marmara Depreminin ardından yaşanan Van Depremi ve İzmir Depremi ile yaşananlardan ders alınmadığını ifade eden Elma “Büyük Marmara Depremi, ülkemizin depreme bakış açısının değişmesinde bir milat olarak kabul edilmektedir. 17 Ağustos Depremi’nden çıkan ders, coğrafi riskler göz ardı edilerek kurulan şehirlerin, plansız-çarpık kentleşmenin ve mühendislik hizmeti almayan yapıların insanlar için büyük tehdit oluşturduğuydu. 1999’dan sonra, deprem sonrası müdahaleden çok deprem öncesi alınması gereken tedbirlerin düşünülmesi gerektiği tüm çevrelerce benimsendi. Ortaya çıkan bu fikir birlikteliği sonucunda güvenli ve sağlıklı bir yaşam, yapılaşma ve çevre için nelerin yapılması veya yapılmaması, ne tür önlemlerin alınması gerektiği konularında fikirler öne sürülmüş; bunların değerlendirilmesi sonucunda kamu kurumlarınca strateji ve eylem planları oluşturulmuştur. Ancak bugün geriye dönüp baktığımızda depremin yarattığı yıkımın ve yaşadığımız toplumsal travmanın büyüklüğüne rağmen, deprem gerçeğiyle gerçekten yüzleştiğimiz, yeni depremlere hazırlanma konusunda mesafe katettiğimiz söylenemez” dedi.
"23 YIL ÖNCESİNDEN DAHA İYİ DEĞİLİZ"
Marmara Depreminde yaşanan felaketlerin bir daha yaşanmaması için adım atılması gerektiğini vurgulayan Elma, yapı denetim sisteminin TMMOB ve bağlı odalar, üniversiteler ve ilgili kesimlerin katılımı ile kamusal bir anlayışla yeniden düzenlenmesi gerektiğini söyledi.
“Kentlerin yeniden yapılandırılması ve depreme dayanıksız binaların yenilenmesi için gerekli olan 'Kentsel Dönüşüm' uygulamaları amacından saptırılarak inşaat firmalarına kaynak aktarılmasının, kentsel rantların iktidar yandaşlarında toplanmasının bir aracı haline getirildi. Kent merkezlerinde bulunan afet toplanma alanı statüsünde park, bahçe ve meydanlar yapılaşmaya açılarak afet sonrasında yaşamı sürdürmeye olanak verecek güvenli alanlar ortadan kaldırıldı” diye konuşan Elma, depreme hazırlık konusunda 23 yıl öncesinden daha iyi durumda olmadığımızı vurguladı.
Depreme hazırlıklı olmak için bilimin, tekniğin ve doğanın sesine kulak verilmesi gerektiğini belirten Elma şu ifadeleri kullandı:
“Bizler bu ülkenin mühendisleri mimarları ve şehir plancıları olarak, kaybedecek tek bir günümüzün dahi olmadığını hatırlatıyor, siyasal erki ve ilgili kamu idarelerini, gerekli tedbirleri almaları için derhal harekete geçmeye davet ediyoruz. Odalarımızın üzerine düşen vazifeleri yerine getirmekte hazır ve kararlı olduğumuzunda altını çiziyoruz.”
Açıklama 17 Ağustosta hayatını kaybetmiş vatandaşlar için gerçekleştirilen saygı duruşunun ardından sona erdi.
TMMOB’un depremlere karşı sunduğu kalıcı önlemler ise şu şekilde sıralandı:
- İmar afları cinayete davetiye çıkarmaktadır. İmar affından yararlanan tüm yapılar Mimarlık, Mühendislik ve Şehir Plancılığı hizmeti almamış varsayılmalı ve denetime tabi tutulmalıdır.
- Kentsel yenileme ve kentsel dönüşüm konusu, mekân düzeyinde değil sosyal, ekonomik ve mekânsal gelişmenin bir bütünü olarak ele alınmalıdır.
- Başta İmar Kanunu, Yapı Denetim Kanunu, Kentsel Dönüşüm Kanunu ve ilgili tüm Kanunlar ve bağlı yönetmelikleri, kamu yararı ilkesi gözetilerek ve bütüncül bir anlayışla yeniden düzenlenmelidir.
- Yapı denetimi sistemi TMMOB ve bağlı Odalar, üniversiteler ve ilgili kesimlerin katılımıyla kamusal bir anlayışla yeniden düzenlenmelidir. Ülke genelindeki yapılar incelenerek riskli yapılar tespit edilip güvenli hale getirilmelidir. Tüm yaşam alanlarımız bilimin ve teknolojinin rehberliğinde, insanların ihtiyaçları doğrultusunda ve doğayla barışık biçimde yapılandırılmalıdır.
- Halkın güvenli yaşam hakkının korunması için işlerin Odaları tarafından eğitilen ve belgelendirilen Yetkili Mühendis/Mimar/Şehir Plancıları eliyle yapılması sağlanmalıdır.
- Deprem konusunda denetleyici ve uygulayıcı rolü olan kamunun teknik anlamda güçlü kılınması için, kamuda yetersiz olan mimar, mühendis ve şehir plancısı sayısının artırılması gerekmektedir.
- Risk azaltma odaklı bütünleşik bir afet yönetiminin ana hatlarını içerecek şekilde düzenlenecek bir çatı yasa altında, afet mevzuatı yeniden yapılandırılmalı; diğer ülkelerde de örneğine rastlanan, deprem özelindeki çalışmalara referans olacak bir “FAY YASASI” kazandırılmalı; planlama ve yapılaşma açısından “Diri Fay Haritası Kullanımına” ve “Yüzey Faylanması Tehlikesinin Değerlendirilmesine” ilişkin alt mevzuatı oluşturulmalıdır.
- Afet mevzuatı yeniden yapılandırılırken “İmar ve Yapı Üretim ve Denetim Kanunu” yeniden yapılandırılmalıdır.
- Ulusal Deprem Strateji ve Eylem Planı(UDSEP 2012- 2023) Gereklilikleri acil Olarak yerine getirilmelidir
- Her şeyden önce en hızlı şekilde DEPREM MASTER PLANI oluşturulmalıdır.
- Vatandaşa hizmet edecek tüm kamu binaları özellikle hastaneler ve okullar acilen depreme güvenli hale getirilmelidir.
- Yapı Stok Envanterinin çıkartılıp risk bölgeleri haritaları çıkartılmalıdır.
- Acil toplanma alanları uluslararası standartlara uygun hale getirilmeli; olası bir afette İnsani ihtiyaçları karşılayacak şekilde şimdiden hazırlanmalıdır.
- Deprem sonrasında çadır ve konteyner konulacak alanların şimdiden alt yapılarının eksiksiz olarak tamamlanması gerekmektedir.
- Bilimsel ölçekte kent planları yapılmalı; nitelikli bir mühendislik eğitimi koşulları sağlanmalıdır.
- Afet anı ve sonrasına odaklanmaktan daha çok afet öncesine odaklanılmalı. Tüm ülke toprakları inşaat sektörünün bir arazisi olarak görülmemeli, bilimsel bilgi ve kent planlaması kapsamında ve ihtiyaç temelli yapılar yapılmalıdır.
- Kentsel dönüşümü; bireysel dönüşümlerden ziyade yasanın amacına yönelik, geniş alanlarda alanın tamamını kapsayacak şekilde yeniden planlayarak daha ferah ve konforlu yaşam alanları oluşturulmalıdır.
- Vatandaşlarımız “DEPREM GERÇEĞİ” konusunda sürekli bilinçlendirilmelidir.
- Afet için belirlenen Acil müdahale yollarının devamlı açık olması sağlanmalıdır. Bu yollara cephe olan yapıların deprem yönünden güvenli yapılar olması gerekmektedir ve Bu yollarda hiçbir zaman araç park etmesine izin verilmemelidir.
- Acil durum toplanma alanları olarak belirlenen okulların depreme dayanıklı olmaları gerekmektedir.
- 1999 depremindeki yaralanmaların %50 ‘si, ölümlerin %3’ü bina yapısı dışında kullanıcılar tarafından bilinçsizce yapılan tadilatlar ve değişikliklerden kaynaklanmaktadır. Kamu Yönetimleri riskli değişikliklere izin vermemeli, denetimlerini sıklaştırmalıdır.
(Kocaeli/EVRENSEL)