İBB'nin inceleme yaptığı 28 bin 900 binanın yarısı yüksek deprem riski altında
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Daire Başkanı Özlem Tut: İncelediğimiz 28 bin 900 binanın maalesef yarısı yüksek risk grubunda.

Fotoğraf: DHA
İLGİLİ HABERLER

TMMOB: Yaşanacak benzer bir deprem çok daha büyük yıkım ve kayıpla sonuçlanacaktır!

"Depremden kaçış yok, kader demesinler, önlem alsınlar"
Eylem NAZLIER
İstanbul
On binlerce insanın öldüğü Marmara depreminin üzerinden 23 yıl geçti. Uzmanlar İstanbul’da tahminen minimum 7,2 maksimum 7,6 büyüklüğünde deprem beklendiğine ilişkin uyarıda bulunuyor.
Peki İstanbul depreme hazır mı? Bu soruyu İBB Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Daire Başkanı Özlem Tut ile konuştuk.
Tut, yönetime geldikleri günden itibaren çalışmalara hız verdiklerini söyledi. Tut, Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Dairesi’nin hem bilimsel araştırmalar yürüttüğünü hem de uygulama projeleri ürettiğini söyledi, “Söz konusu deprem olunca üniversiteler ve bilim insanları ile çalışmadan karar üretmek mümkün değil” dedi.
“BİNLERCE İNSANIN HAYATI KURTULACAK”
Tut yaptıkları bilimsel çalışmaların bazılarını ise şöyle özetledi:
“Kurduğumuz İstanbul Hızlı Müdahale ve Deprem Erken Uyarı Sistemi ile Marmara Bölgesinde toplam binden fazla farklı kuruma ait ivme ölçerden entegre bir sistem oluşturacak altyapıyı hazırladık. Bu sistemle 10-15 saniyelik zaman kazanılacak. Kazanılan zaman ve sistemden edinilen bilgi ile ikincil afetlerin önüne geçmek için kritik altyapı hizmetleri durdurulacak. Yangınlar, su baskınları, elektrik kazaları engellenecek, metrolar duracak, doğalgaz iletimi kesilecek; binlerce insanın hayatı kurtulacak.”
“MARMARA’NIN GÜNCEL DEPREMSELLİĞİNİ ÖLÇTÜK”
Tut, daha önce yapılmayan başka bir şeyi daha yaptıklarını aktararak, “Marmara’nın güncel depremselliğini ölçtük. Önemli isimlerin yer aldığı çalışma raporunun sonuçları yakında kamuoyu ile paylaşılacak. Bilimsel araştırmalara dayanarak ürettiğimiz bu kararları uygulamaya geçirebilmemiz için toplumun da neden bu kararları verdiğimizi anlayabilmesi ve desteklemesi çok önemli. Bu noktada toplumsal bilinci geliştirmek için yaptığımız eğitimlerden bahsetmek yerinde olacak. Toplumsal bilinci geliştirmek için temel afet bilinci eğitimleri veriyoruz. Bu eğitimlere bütün İstanbullulara ulaşana kadar sürdürmeye devam edeceğiz. Ulaşabildiğimiz her yerdeyiz” diye konuştu. Tut, “Özellikle İstanbul, karşı karşıya olduğu deprem tehlikesi, barındırdığı nüfusun boyutu, kentin bina stokunun özellikleri, bölgesel ve ulusal ekonomi için önemi nedeniyle deprem riskinin hızla tespit edilmesi gereken en öncelikli kentlerden biri” değerlendirmesinde bulundu.
“ÇALIŞMALARA DEVAM EDİYORUZ”
Tut, “Yönetime gelir gelmez kolları sıvadık” diyerek yaptıkları çalışmalardan şöyle bahsetti: “Envanteri dahi olmayan İstanbul’un yapı stokunun risk oranını hesaplamak için hazırlıklara başladık. Geçen 2,5 yılın ardından bugün baktık ki; 650 bin 212 haneden oluşan 2 milyon 165 bin 207 kişinin yaşadığı toplam 102 bin 84 binayı ziyaret etmişiz. Ziyaretlerimizde bizi geri çevirmeyen 180 bin 159 haneden oluşan 599 bin 930 kişinin yaşadığı 28 bin 900 binayı incelemişiz. Bu incelemeler neticesinde maalesef bu binaların yarısının yüksek risk grubunda yer aldığını gördük. Taradığımız binalardan 1525 binanın hiçbir deprem kuvveti taşıma kapasitesinin bulunmadığı, yani yüzde 0 deprem güvenliği oranına sahip olduğunu tespit ettik. Hesaplamalara göre bu binalardan 318’inin kendi kendine çökme riski bulunmakta. Bu binaların bir an evvel tahliye edilip burada yaşayanların güvenli konutlara geçişinin sağlanması için strateji geliştirdik. Birinci önceliğimiz tehlikeli olduğunu tespit ettiğimiz bu konutlarda yaşayan 10 bin 320 kişinin can ve mal güvenliğini sağlamak. Tüm bunların yanı sıra İstanbul’un birçok farklı ilçesinde yer alan riskli ve rezerv yapı alanlarıyla kentsel dönüşüm ve gelişim alanlarında projelendirme çalışmalarına devam ediyoruz” dedi.
Evrensel'i Takip Et