Merkez Bankasının faiz indirimi kararı | Prof. Dr. Mustafa Durmuş: İnşaat balonu patlamasın diye…
"Merkez Bankası sürpriz bir biçimde politika faizini yüzde 14’ten yüzde 13’e çekti. Böylece uzunca bir süredir beyin ölümü gerçekleşmiş olan para politikasının da fişi komple çekilmiş oldu."
Mustafa Durmuş | Fotoğraf: Kişisel arşiv
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, politika faizinin yüzde 14'ten 13'e indirdiğini duyurdu. Kararın arından dolar/TL 18 lirayı geçti.
Kararın sürpriz olduğunu söyleyen ekonomi politikçi Prof. Dr. Mustafa Durmuş, "Böylece uzunca bir süredir beyin ölümü gerçekleşmiş olan para politikasının da fişi komple çekilmiş oldu” dedi.
Prof. Durmuş, “Çok ciddi ekonomik ve sosyal sonuçları olacağının bilinmesine rağmen bu indirim kararı neden alındı” sorumuzu şöyle yanıtladı:
“Bu kararı alanların gerekçelerini bir yana bırakırsak, akla gelen ilk gerçekçi neden, konut satışlarının ülke çapında geçen temmuzdan bu yana yüzde 12,9 oranında düşmüş olması. Üstelik aylık düşüş çok daha sert. Öyle ki bu yılın haziran ayında 150 bin 509 olan satış adedi, temmuzda 93 bin 900’e geriledi. Bilindiği gibi konut satışlarının bir kısmı ipotekli konut kredileri (mortgage) ile gerçekleşiyor. Böyle olunca da faiz oranları bu satışlarda etkili oluyor. Şimdi dikkat: Bu yılın haziran ayında 44 bin 732 olan ipotekli konut satışı temmuz ayında 28 bin 688’e düştü. Kısaca yüksek enflasyon nedeniyle sektöre olan talebin artmasıyla sektör bir süredir şişmekte olan balonun patlama riski (inşaat sermayesinin de baskısıyla) iktidara bu kararı aldırdı. Maalesef bir kez daha belli sermaye gruplarının çıkarları için toplumun bütününün çıkarları feda ediliyor, inşaat sektörü batmasın diye ekonomik çöküş göze alınıyor.”
SONUÇLARI NE OLUR?
Prof. Dr. Mustafa Durmuş’a göre kararın sonuçları ağır olacak. Durmuş, öngörülerini şöyle sıraladı:
- Kur yükselmeye devam edecektir. Nitekim kararın açıklanmasının ardından dolar kuru 18,1 oldu.
- Enflasyon artmaya devam edecektir, finansal istikrarsızlık daha da artacaktır.
- Kurun artışı dış borçların TL karşılığını yükseltecek, bu da şirketleri zora sokacaktır. Bu durum şirket iflaslarıyla, toplu işçi çıkarımıyla, işsizlik artışıyla ve nihayetinde ekonomik büyümenin yavaşlamasıyla sonuçlanacaktır.
- Halklarımız daha da yoksullaşacaktır.
- Diğer yandan döviz kurunu baskılamak için Kur Korumalı Mevduat gibi uygulamalara daha fazla yüklenileceği için, aradaki kur farkı oranında, bir avuç zengine yapılan servet transferi daha da artacaktır.
(İstanbul/EVRENSEL)