Emeklinin tatili ağaç gölgesinde geçiyor

Emekliler ‘Dertlerine çözüm bulsun’ diye seçtikleri siyasetçilere “Çare bulamıyorsanız bırakın” diye seslendi.

23 Ağustos 2022 04:20
Paylaş

Volkan PEKAL
Tuğba EROĞLU

Yaz aylarında bol nemli sıcağıyla ünlü Adana’da ağaç gölgesinde bir çay ocağı önünde konuştuğumuz yurttaşlar açlık sınırı altındaki emekli maaşları ile ne yaylaya gidebiliyor ne de yazlıkları var. Emekliler ‘Dertlerine çözüm bulsun’ diye seçtikleri siyasetçilere “Çare bulamıyorsanız bırakın” diye seslendiler.

Adana, nemli geçen yaz ayları ile ünlü bir şehir. Baraj gölü, Ceyhan ve Seyhan Nehirleri ile kent içerisinden geçen sulama kanaları ve denizin etkisi ile gelen yüksek nem oranı Toros Dağları ile çevrelenmiş olan kentte ağustos ayında 38-40 dereceleri bulan hava sıcaklığının daha da yüksek hissedilmesine neden olur. Yaylası olan Toroslar’a kaçarak, yazlığı olan deniz esintisinden istifade ederek yazı geçirebilir. Adana’da kalmak zorunda kalan emekli vatandaşlar bırakın yazlığa, yaylaya gitmeyi, evde klimayı bile açamadığını anlatıyor.

"KLİMAYI EVE SÜS OLARAK TAKTIK"

Emekli olduğu halde çay ocağı işleten Sefa Akgöker, astım hastası olmasına rağmen evine ekmek götürebilmek için Adana’da kalmış. Ağaç altında serinlediklerini ifade eden Göker, “İnan nefes alamıyorum. Astımım var. Herkesi kışın etkiler, beni yazın etkiliyor. O yüzden yaz aylarını sevmem. Bir tane vantilatörüm var. Evde onunla, burada da ağaç altında serinliyorum. Klimayı süs diye astık orada duruyor. İmkansızlıktan bir yere gidemiyoruz. Ben de yaylaya gitmek isterim” dedi.

Sıcak havanın tansiyonlarını yükselttiğini ifade eden Sabahattin Anger, “Nerede serin yer varsa oraya oturuyoruz. Bir yere kımıldayamıyoruz. Çünkü yaşlı insanız. Tansiyonumuz yükselir. Klimayı eve süs olarak taktık. Çalıştırmıyoruz. En azından 1500 lira elektrik faturası geliyor. Klimayı çalıştırmadığım halde 409 lira elektrik faturası ödedim. Yaylaya gidecek durumumuz yok. Emekli insanız. Aylığımız ay başının yarısında bitiyor. Ondan sonra sağdan soldan borç alıyoruz” dedi.

"BAŞTAKİ AĞALAR MAAŞIMIZA ZAM YAPSA TATİLE GİDEBİLİRİZ"

Cevdet Toprak, yurt dışında çalışarak emekli olmuş. 30 yıl Arabistan’a gidip gelen Toprak, “5 çocuğumu evlendirdim. 5’inin de düğününü göremedim. Ben gönderiyorum, onlar düğün yapıyor. Gelsem düğün olmayacak. Başka türlü olmayacaktı” dedi. Yıllarca memleketinden ve sevdiklerinden uzak çalışmasının karşılığı ise güçlükle alabildiği bir ev ve 3 bin 500 lira emekli maaşı. Toprak bu maaşla tatile gidemiyor. Eşi yaz boyunca çocuklarında kalan Toprak, yüksek elektrik faturalarına karşı çözümü bol bol suyun altına girip, balkonda oturmakta bulmuş.  “Saat 3 gibi çıkıp buraya geliyorum. Ağacın altında Allah’ın vermiş olduğu rüzgarla serinlemeye çalışıyoruz” diyen Toprak, “Vantilatör çalıştırmadan haftada 200 250 lira fatura geliyor. Çalıştırsam 400-500 gelir. Denize gidecek bir halimiz yok. Zaten sıcağa alışkınım 30 sene Arabistan’da çalıştım. Parası olan denize, yaylaya gidiyor, parası olmayan da kurban olduğumun verdiği vantilatörle serinlemeye çalışıyor. Baştaki ağalar maaşlarımıza zam yapsa, kendileri camız kaymağı yemese biz de tatile gidebiliriz” diyor.

75 YAŞINDA 1080 LİRA İLE GEÇİNMEYE ÇALIŞIYOR

75 yaşındaki Fahri Elmastaş da 1080 lira yaşlı aylığı ile geçinmeye çalışıyor. “1080 liraya ev kirası mı verelim, yaylaya mı gidelim?” diye yakınan Elmastaş, “6 nüfus ne yapacağız? Bir kilo domates 10 lira. Biz de yemiyoruz. Bir kebap 70 lira olmuş. Öğle yemeğini simitle geçiriyoruz. Fakir ne yapar? Paramız yok ki, ev kirası verelim. Ne yapayım bilmiyorum. Nerede bir gölge bulursak orada oturuyoruz. Kahvede oturup eve gidiyoruz” şeklinde konuştu.

63 YAŞINDA SEBZE SATARAK GEÇİNMEYE ÇALIŞIYOR

63 yaşındaki Tevfik Üçkardeş yıllarca çalışıp emekli olamamış. 8 yıl çalıştığı işyeri kapanınca sebze, yeşillik satarak geçimini sağlamaya başlayan Üçkardeş, “Tatile gidecek imkan yok.  Evini geçindiremiyorsun, çaresiz kalmışız gelip kahve köşelerinde oturuyorsun. Gece 3’te kalkıp maydanoz yeşillik satarak evimi geçindiriyorum. 3 gün iş varsa 2 gün yok. Evimi geçindiremiyorum ki primimi yatırayım. 15 gündür boştayım. 3 tane çocuğum var. Birini bile evlendirememişim. Nasıl evlendireceksin? Ev kirası yıllık 25 bin lira. Can sıkıntısından gelip burada oturuyoruz. İçtiğimiz bir çay. Ben istemez miyim çocuğum rahat yaşasın. Bu hükümet gitmedikten sonra zor” dedi.

"ÇARE BULAMIYORSANIZ BIRAKIN"

Bu fiyatlarla kimsenin hayatından memnun olmadığını ifade eden Üçkardeş, “Etrafa bir bakın; insanların yüzü gülmüyor, kimse evine girmek de istemiyor. Eve bir şey götüremezsen huzur olmaz. Peynirin kilosu 70, zeytin 60 lira olmuş. Asgari ücretle bir insan nasıl geçinecek? Milletvekilleri hadi geçinsin bakalım. Halk inim inim inliyor, halkı niye görmüyorsunuz? Oya gelince ‘Vatandaşım, canım, ciğerim’ diyorsunuz ama bizim gerçek dramımızı görmezden geliyorsunuz. 56 milyar maaş almak değil, halkın içine inmek önemlidir. Beklediğim çözüm adaletli olmak, insanları görmek. Biz onları derdimize çare bulsunlar diye getiriyoruz. Çare bulamıyorsanız bırakın” şeklinde konuştu.

ÖNCEKİ HABER

Rusya, Dugina cinayetinin arkasında Ukrayna özel servislerinin olduğunun tespit edildiğini öne sürdü

SONRAKİ HABER

Mağaza Market-Sen: ŞOK işçisinin net maaşı en az 7500 lira olmalı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa