23 Ağustos 2022 05:49

Önlem almadılar kurban kestiler!

İş güvenliği önlemlerinin alınmaması arkadaşımızın hayatını yitirmesine sebep oldu. Patronlar ise iş güvenliğini doğru düzgün almak yerine kaza tekrar yaşanmasın diye kurban kesti.

Önlem almadılar kurban kestiler!

Fotoğraf: Tersane işçileri

Tersane işçisi
Tuzla - İstanbul

Sevgili Evrensel okurları merhaba. Ben Tuzla tersanelerinde çalışan bir montaj ustasıyım. Geçtiğimiz günlerde Sefine Tersanesinde bir işçi arkadaşımız gemiden düşerek hayatını kaybetti. Ben de tersanelerdeki çalışma koşullarını ve iş güvenliğini sizlere örnek ile anlatmak istedim.

Bundan yaklaşık 4-5 ay önce bir işçi arkadaşımızı kaybettik. Vince yüklenmiş borular gemiye transfer edilirken vinçten bir boru kayıyor. Kayan boru, işçinin ve yardımcısının üzerine doğru geliyor. Arkadaş yardımcısını kenara iterek hayatını kurtarıyor fakat kendi kaçacak fırsatı bulamıyor. Normalde vinç ile bir şey taşınırken bir İSG uzmanı orada olmalı, vincin geçtiği bölgeyi ve altını kontrol etmeli, çevresinde işçi bırakmamalıdır. Kaza yaşanmadan önce bir tane İSG uzmanı bile alanda bulunmamaktaydı. İş güvenliği önlemlerinin alınmaması arkadaşımızın hayatını yitirmesine sebep oldu. Aslında bir işçi arkadaşımız hayatını kaybettiği halde o taşeronun işçileri dışında üretimi durduran olmadı. Patronlar ise iş güvenliğini doğru düzgün almak yerine kaza tekrar yaşanmasın diye kurban kesti. Katledilen işçinin arkasından kestikleri kurbanla tersanede mangal yapıldı. İşçi hayatını kaybettiği için adeta kutlama yapıldı.

BU KADER OLAMAZ

Çalışma koşullarına dair bir sorun da taşeron patronlarının baskısı. 8 saatte yapılacak işi 3-4 saate sıkıştırmaya çalışıyorlar. Bu zaman zarfında ise işçileri mobbing, hakaret ve tehdide maruz bırakıyorlar. Böyle zamanlarda da iş kazaları kaçınılmaz oluyor. Bunu gören patronlar ise “Biz de işçiydik, bizim de başımıza kaza geldi, sizin gibi yapmadık, canınız çok tatlı, çalışmak istemiyorsan kapı orada bırak git” şeklinde konuşuyorlar. Bu kadar yoğun çalıştığımız halde ise avans ve maaş günleri bir haftaya kadar sarkabiliyor. İşçiler işe gelebilmek veya evin acil ihtiyaçlarını karşılayabilmek için kendi içlerinde borçlanarak maaş günlerinin gelmesini bekliyor. Durum artık o kadar vahim ki işçilerin yüzde 80’i günlük yevmiyeden çok fazla mesai olup olmadığına bakarak işe giriyor. Fazla mesai olmayan yerlerde iş bırakıp mesai olan yere gidiyorlar. Çünkü başka türlü geçinemiyorlar.

İşçiler birlik olmadığı müddetçe bu düzen değişmez. Bizim kaderimiz iş kazalarında yaralanmak, ölmek veya evimizden uzakta düşük ücretlere çalışmak değildir. Biz işçiler örgütlenemediğimiz takdirde bu yaşam kaderimiz olmaya devam eder.

Evrensel'i Takip Et