Bülent Şık'tan anne babalar için rehber bir kitap: Çocuklar ve Gıda Güvenliği
Akademik düzeyde gıda güvenliği alanında yıllardır çalışmalar yapan Gıda Mühendisi Bülent Şık, “Çocuklar ve Gıda Güvenliği” adlı yeni bir kitaba daha imza attı.
Fotoğraflar: Bülent Şık fotoğrafı Kişisel arşiv & Manav fotoğrafı AA | Kolaj: Evrensel
Ramis SAĞLAM
İzmir
Zehirli kimyasallarla yapılan üretimin hem toprağı hem de üzerinde yetişen ürünü zehirlediği günümüzde güvenli gıdaya erişim her geçen gün daha da zorlaşıyor. Adaletsiz bölüşüm ve ekonomik kriz de eklenince insanlar ucuz, merdiven altı üretimlere itiliyor. Böylece gıda, insan sağlığını tehdit eden etkenlerin başında gelmeye başladı. Üstelik bu sorun sadece bugünü değil gelecek kuşakları da tehdit ediyor. Özellikle çocukların güvenli gıdaya erişimi her geçen gün zorlaşırken toksik kimyasal maddeler, gelişim çağındaki çocuklara, yetişkinlere kıyasla daha fazla zarar veriyor.
Akademik düzeyde gıda güvenliği alanında yıllardır çalışmalar yapan Gıda Mühendisi Bülent Şık, “Çocuklar ve Gıda Güvenliği” adlı yeni bir kitaba daha imza attı. Kitabında annelere, babalara, eğitimcilere, gazetecilere, medya çalışanlarına, gıda ve çevre sorunlarına duyarlı herkese seslenen Bülent Şık ile kitabında öne çıkan başlıkları, çocukların gıda güvenliğini ve bu konuda neler yapılabileceğini konuştuk.
"ODAK NOKTASI ÇOCUK SAĞLIĞI OLMALI"
Çocukların gerek mikrobiyolojik etkenlere ve gerekse toksik kimyasal maddelere karşı daha hassas olduğunu belirten Şık, bağışıklık sistemleri gelişmekte olan beş yaşından küçük çocukların gıda kaynaklı hastalıklar açısından yüksek risk altında olduklarını söyledi.
Küçük çocukların gelişme çağında bağışıklık sistemlerinin enfeksiyonlara karşı zayıf olduğunu ve yetişkinler kadar karşı koyamayacağını vurgulayan Şık, “Toksik kimyasal maddeler çocuklara yetişkinlere kıyasla daha fazla zarar verir. Çocuklar toksik maddeleri vücutlarından yetişkinlere kıyasla daha uzun zamanda atabilirler. Bu konuda ülkemizde halen çok ciddi bir sorun olan çocuklarda sinir sistemi gelişimine ağır zarar veren klorpirifos isimli pestisit kritik bir örnek oluşturur. Bir başka deyişle, bu zehir bir yetişkine kıyasla çocuklarda 6 kat daha fazla süre olumsuz etki yaratır. Bu nedenle gıda güvenliği çalışmalarının odak noktasına çocuk sağlığını korumayı koymak gerektiğini düşünüyorum. Kitabın da ana savı bu zaten” dedi.
"ÇOCUK SAĞLIĞINDA ÖNEMLİ SORUN OBEZİTE"
Kitabında çocuk sağlığı için birer tehdit olan etkenlerden çocukların nasıl korunacağı, nasıl sağlıklı beslenecekleri sorularına yanıt vermeye çalışan Şık, gıda kaynaklı hastalıkların yaklaşık yüzde 40’ını ne yazık ki 5 yaşın altındaki çocukların taşıdığını belirtti.
Evde, mutfakta ya da kreş, okul, yurt vb. gibi toplu beslenme yapılan yerlerde gıda güvenliğini sağlamak için alınması gereken önlemlere kitapta geniş yer verilmiş. Kitapta, gıda güvenliği açısından kritik önem taşıyan bazı meseleler üzerinden mikrobiyoloji, toksikoloji, sağlıklı beslenme bilgilerine yer veren Şık, “Böylece okurlara bir bakış açısı kazanmayı sağlamak istedim” dedi.
Şık, “Kitapta çocuk sağlığı için çok önemli bir sorun olan obezite meselesine de ayrıntılı bir şekilde değindim. Ultra işlenmiş ve abur cubur olarak nitelenen gıdalara katılan ilave şeker çocukluk çağı obezitesi sorununun en önemli nedenlerinden biri. Bu sorunun üstesinden gelebilmek için alınabilecek önlemlere yer verdim” diye ekledi.
Kitapta, çocuklara hitap eden yiyecek ve içeceklerdeki şeker miktarının nasıl hesaplanabileceği somut örneklerle yer almış. Çeşitli yiyeceklerin hazırlanması sürecinde dikkat edilmesi gerekenlere yer verilen kitapta kıymetli besin maddelerinin pişirme tekniklerine; brokoli, karnabahar, lahana gibi güçlü bir aromaya sahip gıdaların çocuklara nasıl yedirilebileceğine yer verilmiş.
"GIDA GÜVENLİĞİ VE SAĞLIKLI BESLENME HAKKINDA ANALİTİK BAKIŞ AÇISI KAZANACAKLAR"
Kitabın konusu ev içiyle, yani bireysel uygulamalarla daha çok ilgili gibi görünse de gıda güvenliği için tehdit oluşturan etkenlere de dikkat çekiliyor. Kamu sağlığının korunması, çevre kirliliğinin önlenmesi, gıda üretim-tüketim sürecinin ekolojik bir bakış açısı ile ele alınması gerektiğini belirten Şık, “Diğer kitaplarımda ayrıntılı bir şekilde değinmeye çalışmıştım. Dolayısıyla bu kitapta bireysel yaklaşımlara, evimizde, mutfağımızda gıda güvenliğini nasıl sağlayabileceğimiz meselesine odaklandım daha çok. Amacım fiziksel, kimyasal ve biyolojik tehlikeler ve bu tehlikeleri nasıl kontrol edebileceğimiz, riskleri nasıl bertaraf edebileceğimiz hakkında genel olarak geçerli olabilecek bir bakış açısı oluşturabilmekti. Bir gıda güvenliği sorunu olarak görülmeyen ama çocuk sağlığı için kritik önemde olan obezite sorununu ele almaya çalıştım. Kitaptaki yazılar birbirini tamamlayan bir içeriğe sahip ve yazıların tamamı okunduğunda okurların gıda güvenliği ve sağlıklı beslenme hakkında analitik bir bakış açısı edinebileceklerini umuyorum” diye konuştu.
"PAYLAŞMAK GIDA GÜVENLİĞİ İLKESİDİR"
Kitapta ana fikir olarak, gıdalar ve beslenmeyle ilgili her şey, birlikte yemek yapmak, birlikte yemek, evrim sürecimizin, kültür ve uygarlığın gelişiminin bir parçası olarak yansıyor. Paylaşmanın insanlar arasında ilişkiler kurmanın ve geliştirmenin doğal, basit ama derin bir yolu olduğunu vurgulayan Bülent Şık, gıda güvenliğinin bir numaralı ilkesinin de paylaşmak olduğu ifade ediyor. Çevre kirliliğini önlemeye, yaban hayatı korumaya, demokratik bir toplumsal hayatı oluşturmaya yönelik çalışmaların çok önemli olduğunu söyleyen Şık, “Yaşamın her alanında olduğu gibi mutfakta gıda güvenliğini sağlamaya, yaşadığımız toplumun sorunlarına da müdahil olmaya çağırırken, çocukları korumanın, sağlıklı beslenmelerini sağlamanın yolu buradan geçiyor” dedi.