28 Ağustos 2022 03:40

Yitik umutların gece bekçisi

Alâettin Bahçekapılı ile nehir söyleşiyi yapan Korkut Akın ve bugüne kadar hakkında yazılan yazıları, yapılan söyleşileri bir araya getiren Firdes Eren ile konuştuk.

Alaettin Bahçekapalı ve Kadir İncesu, Fotoğraf: Kadir İncesu'nun kişisel arşivi

Paylaş

Kadir İNCESU

Trabzon/Maçka’da başladı yaşam yolculuğu… 29 Ekim 1946’da doğdu; ancak nüfusa 1948’de yazıldı.  Gençlik hevesi ile yazdığı şiirlerinden oluşan “Kanaryam” adlı ilk kitabı lise öğrencisiyken yayımlandı; ilk sayfasında “Saçma da olsa yazmak istiyorum,” notuyla… O nota sonraki hiçbir kitabında yer vermedi. Sözlüğünden bile çıkardı… “Hep O Gözler” adlı romanı Sonhaber gazetesinde tefrika edildi. Sonrasında “Susuksuz” adlı bir şiir kitabı daha yayımlandı. Tek hayali gazeteci olmaktı. Ona göre okudu yüksekokullarını. Yaşadığı hiç bir zorluk onu yolundan döndüremedi, kişisel ve örgütsel mücadeleyi asla bırakmadı.TRT’de çalışmaya başlayınca şiiri bırakıp; radyo izlenceleri aracılığıyla söyleşi, deneme, araştırma ve incelemeler yazmaya başladı. 2 bini aşkın radyo programı üretti. Hâlâ da yazıyor. Bırakmaya niyeti de yok. Bırakmasın da. TRT’den emekli olduktan sonra kendi ajansını kurup çalışma hayatına devam eden, yüksek tirajlı aylık bir dergi ve gazete çıkaran, pek çok önemli kitaba imza atan Alâettin Bahçekapılı yaşamak için nefes almak kadar üretmek gerektiğinin farkında… Yaşamak, üretmekle anlam buluyor onun için…

DİRENÇ, MÜCADELE VE SEVDA

Geçtiğimiz günlerde Alâettin Bahçekapılı ile yapılan nehir söyleşiden oluşan 1900 sayfalık 4 ciltlik bir set yayımlandı. Gazeteciliğinin 50. yılında “Yitik Umutların Gece Bekçisi Alâettin Bahçekapılı” adlı nehir söyleşiden oluşan üç kitabı yakın dostu TV Yönetmeni Korkut Akın, yazın dünyasında bıraktığı izlerin, kitaplarına girmemiş söyleşilerinin, hakkında yazılanların yer aldığı dördüncü cildi de 13 yıl birlikte çalıştıkları Görsel Yönetmen Firdes Eren hazırladı.

Bir söyleşisinde “Gizlim, saklım yok,” diyen Bahçekapılı’nın gizlisi saklısı olup olmadığına 4 ciltlik “Yitik Umutların Gece Bekçisi Alâettin Bahçekapılı” setini okuyarak en iyisi siz karar verin. O zaman “Benim yaram içimde, karam dışımdadır” demesinin nedenlerini de öğrenmiş olursunuz. Toplumsal ve kişisel tarihimizin pek çok dönemeçlerinin yorumlarıyla birlikte…

Çünkü, 4 kitapta yalnızca A. Bahçekapılı’nın yaşamı yok, ülkemizin toplumsal, ekonomik ve siyasal yaşamına ilişkin değerlendirmeler de yer alıyor. “Yitik Umutların Gece Bekçisi Alâettin Bahçekapılı” bir gazetecinin, aydının yaşamını sorgulamıyor, yansıtmıyor sadece. Aynı zamanda bir insanın yaşadığı dünyaya da sahip çıkışını, direncini, mücadelesini, sevdasını, tutkusunu anlatıyor.

Serinin ilk kitabı yayımlandığında yaptığımız bir söyleşide, “Bir ömrün, yolun yarısından sonraya gelmiş bir yaşanmışlığın kilometre taşları var” demişti. Yine o söyleşideki bir tümce kalmış aklımda, “İçimde cam kırıkları”… A. Bahçekapılı’yı kitapları okuyunca daha iyi tanıyacak, zaman zaman o cam kırıklarının içinize savrulduğunu gördüğünüzde, emin olun hiç şaşırmayacaksınız. Bu denli bütünleşmiş yaşadığı toplumla, duyarlı insanlıkla…Bahçekapılı ile 3 kitaplık nehir söyleşiyi yapan Korkut Akın ve yazın dünyasına ilk adımlarını attığı yıldan başlayarak günümüze değin geçtiği süreçleri, bugüne kadar hakkında yazılan yazıları, söyleşileri bir araya getiren Firdes Eren ile konuştuk. Son sözü de Bahçekapılı’ya verdik.

‘EN ÇOK AYRINTILAR ÜZERİNE TARTIŞTIK’

Bahçekapılı ile 40 yılı aşan bir tanışıklığı olan Korkut Akın, çalışmanın ilk zamanlarında, Bahçekapılı’nın önceliğinin habercilik olması nedeniyle zorlandıklarını ifade ediyor.  Radyoculuğunun ve gazeteciliğinin bir bütün olarak değerlendirildiğinde Bahçekapılı’nın daha iyi anlaşılacağına dikkat çeken Akın, “En çok ayrıntılar üzerine tartıştık. Titizlendiğinden, anlattıklarının altını doldurmak için örnekler veriyordu ve her seferinde, ‘Ağabey, bunu öğrenmek isteyen birazcık gayret göstersin, arasın bulsun, öğrensin’ diyordum. Radyoculuğundan olsa gerek, hedef kitlesinin çok geniş katmanları kapsaması nedeniyle her dinleyiciye ‘doğru’sunu anlatmak için hem detay veriyor hem belge aktarıyordu,” diyor.

‘HEYECANI BAYRAM ÖNCESİ GİBİDİR’

Firdes Eren ise Bahçekapılı’yı öğrendiğini, bildiğini, bulduğunu vakit geçirmeden paylaşmaya dayalı tutkulu, çocuk ruhlu bir insan, bir gazeteci olarak tanımlayarak şöyle konuşuyor; “Telaşı size bir an denizde patlayacak fırtınayı hatırlatır, sanki fırtınada her şeyini kaybedecek gibi başlar telaşla bildiklerini, öğrendiklerini yazmaya… Vakit kaybetmeden paylaşmak ister okuyucuyla…  Heyecanı ise bayram öncesi gibidir, bakmışsınız sizi de sarmış heyecan, başlarsınız saniyeleri geri saymaya, haberi oluşturabilecek görselleri ayıklamaya, mizanpajı oluşturmaya, haber kanallarını ayarlamaya… Sonrasında da aynı heyecanla okuyuculardan geri dönüşleri beklemeye başlar...”

Uzun yıllardır yaşadığı Ataşehir’de Ataşehir Ev Kültür adlı aylık bir dergi ile Haberci Gazete’yi çıkaran; bugüne kadar aralarında “Susuksuz”, “Trabzon Kültür Sanat Yıllığı 87” (M. Duman, G. Kayaoğlu ile), “Gebze’nin Altın Yılları”,  “Çevre Kurtuluş Savaşı Hemen Şimdi”, “Sesleri Bende Kaldı”, “Zeki Kıral”,  “İnsanlık Cüzdanı”, “Ataşehir’in 100’ü”, “Gelincik Tarlası Gibi”, “Nâzım Sen Gittin Gideli”, “Ruhi Su Sen Gittin Gideli” (N. Belekoğlu ile), “Sen Değersin” (S. Aydın, N. Şahinoğlu Çokay, G. Bahçekapılı ile) gibi 20’yi aşkın kitaba imza atan Bahçekapılı’nın basılmayı bekleyen 10 çalışması daha var.  Gazetecinin yaşı olmaz düşüncesiyle, hâlâ sokaklarda… Bakmak ve görmek arasındaki farkı çok iyi bilen Bahçekapılı her akşam evine onlarca sayfa not ve fotoğraflarla dönmeye devam ediyor.

‘YAŞASIN BELLEĞİM, YAŞASIN BELGELİĞİM’

“Kolay işleri herkes yapar,  ben zorları başarmalıyım,” diyerek yola çıkan A. Bahçekapılı’dan dört kitaplık “Yitik Umutların Gece Bekçisi Alâettin Bahçekapılı”yı  bir yabancı gibi değerlendirmesini istediğimde, “Bu değerlendirmeyi okurlara bıraksak,” diyor önce… Israrlarım üzerine ise şöyle diyor; “Tarihten ekonomiye, siyasetten kültüre son yüzyılın benim ve düşüncelerinden destek aldığım aydınların penceresinden renkli, derinlemesine, ışık saçan bir görüntü… Merkezinde ben ve mesleğim olsa da, dikkatli, duyarlı, değerbilir, asla pes etmeyen, boyun eğmeyen, dik duran, dik yürüyen her kişiliğin örnek alabileceği, kendini bulabileceği yaşanmışlıklar… Kimi yerlerde didaktik olsa da, mutlaka incelik taşıyan bir anlatım… Victor Hugo’nun arkadaşına ‘Mektubum uzun oldu, vaktim azdı’ yazışındaki gibi, dar vakitte uzun konuştuk; ama noksanı var, fazlası yok…”

Bahçekapılı, uzun ve zor bir süreç sonrası 4 kitaba imza atan arkadaşları için de, “Korkut kardeş ayrıntılı ve ilginç sorular sordu. Yanıtlaması da zordu, kitap biçimine getirilmesi de… Firdes Eren’in hazırladığı cilt için de öyle… Yaşasın belleğim, yaşasın belgeliğim… Yaşasın mesleğim!” şeklinde konuşuyor.

Saatlerdir süren sohbetimizin sonuna geldik derken, “Geçen gün, yengen bilgisayarın başında uzun uzun Anadolu Üniversitesinin sayfasına baktığımı görünce anladı, ‘Sen çıldırdın mı, 75 yaşından sonra bir okul daha mı okuyacaksın!’ diye çıkışmasaydı, ‘Şimdi okullu olduk, sınıfları doldurduk’ şarkısını söylüyor olacaktım,” diyor kahkahalar atarak…

Not: BRT Yayınları tarafından yayımlanan “Yitik Umutların Gece Bekçisi Alâettin Bahçekapılı” setini edinmek için brtreklam@gmail.com’a yazabilirsiniz.

ÖNCEKİ HABER

ETF işçileri patronun evinin önünde eylem yaptı: İşçiler burada, Sanem Dikmen nerede?

SONRAKİ HABER

Kutsal Motor'dan Evrensel'e destek

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa