28 Ağustos 2022 03:01

Yozlaşan iktidar basından korkar | Yaptırım sopası: BİK

Anayasa Profesörü ve CHP İstanbul Milletvekili İbrahim Ö. Kaboğlu, Basın İlan Kurumuna (BİK) ilişkin yazdı: "Basın-yayın organlarına BİK’in yaptırım uygulaması, uluslararası sözleşmelere a aykırıdır."

Basın İlan Kurumu logosu

Paylaş

İbrahim Ö. KABOĞLU

Basın İlan Kurumu (BİK), “Adil ilan dağılımını sağlama” amacıyla 1961’de 195 sayılı Yasa ile kuruldu. Son yıllarda, ağır siyasal baskılara karşın kamuoyunu bilgilendirme işlevini yerine getirmeye çalışan gazetelere uyguladığı cezalar açısından, “Adil ilan dağıtımını engelleme” ötesinde, adeta kendini bir sansür makamı yerine koymaktadır.

Basın özgürlüğü, demokratik toplumun temel taşıdır. İnsan Hakları Avrupa Mahkemesinin de sık sık vurguladığı üzere çoğulculuk, hoşgörü ve açık fikirlilik (saydamlık), demokratik toplumun bileşenleri olduğuna göre, basın özgürlüğü demokrasilerin olmazsa olmazıdır.

Özü itibarıyla siyasal iktidarların faaliyetleri başta gelmek üzere, ülke ve toplumun bütününü ilgilendiren haber ve bilgileri yayma görev ve sorumluluğuna ilişkin kamuoyunun da bilgi alma hakkının yapı taşıdır.

Bu nedenle, Avrupa Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesi kararları, tanımı ve güvencesine ayrı bir vurgu yapar: Topluma iletilen haber ve bilgiler, yönetim sorumluluğunu üstlenenlerden kaynaklanıyorsa ve bütün toplumu ilgilendiriyorsa, basın özgürlüğü, ifade özgürlüğünün en geniş korumasından yararlanır.

Basın özgürlüğü, anayasal ölçekte de o denli önemsenmiş ki, doğrudan düzenleme ve güvence alanı, başka hiçbir hak ve özgürlüklerde öngörülmeyen genişliktedir: madde 28’den 32’ye kadar.

Bu beş maddenin yanında, madde 2 (insan haklarına dayanan demokratik hukuk devleti),  ve 13 (hak ve özgürlük güvence ölçütleri), 25 (düşünce), 26 (ifade) ve 27 (bilim-sanat),  basın özgürlüğü olmaz ise, anlamsız kalır: “Demokratik hukuk devleti” nin insan haklarına dayanması, ancak demokratik toplum ile sağlanır. Demokratik toplum, ölçülülük, hakkın özü ve laik cumhuriyet ile birlikte, hak ve özgürlüklerin güvencesini oluşturur. Basın özgürlüğü, demokratik toplum ve demokratik devleti birleştirme halkasıdır. Anayasal denge ve denetim düzeneklerinin büyük ölçüde tasfiye edildiği bir ortamda kamuoyunun uyanık bekçiliği ancak basın özgürlüğü ile sağlanabilir.

BİK, KAYNAĞINI ANAYASA’DAN ALMAYAN YETKİ KULLANAMAZ

Cumhurbaşkanı devletin başıdır. Yürütme yetkisi Cumhurbaşkanına aittir” hükmü ile, tarihimizde ilk kez devlet başkanlığı ve hükümet, tek kişide birleştirilmiş; buna parti başkanlığı da eklenmiştir.

Böyle bir anayasal kurgu ve uygulaması, BİK’in görev ve sorumluluğunu daha da ağırlaştırmış bulunmasına karşın, BİK, tam tersine, basındaki adaletsizliği derinleştirme eğilimine girmiştir.

Oysa, “Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasa’dan almayan bir Devlet yetkisi kullanamaz” (md.6). Bu nedenle, başta Sözcü, Cumhuriyet, BirGün, Evrensel olmak üzere, hesap vermeyen yönetimin işlem ve eylemlerine ilişkin olarak, vergi yükümlüsü bireylerden oluşan toplumun bilgilenme hakkına katkıda bulunmaya çalışan basın-yayın organlarına BİK’in yaptırım uygulamasının, Anayasa’ya ve Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere açıkça aykırı olduğu, Anayasa Mahkemesinin basın özgürlüğüyle ilgili yakın tarihli kararları ile ortaya konmuştur.

PİLOT KARARLAR VE BİK SORUMLULUĞU

AYM’nin 10 Ağustos 2022 günü Resmi Gazete’de yayımlanan Uğurlu Gazetecilik Basın Yayın Mat. Rek. Ltd. Şti. (3), Estetik Yayıncılık Anonim Şirketi (2) ve Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ ve diğerleri kararlarında; basın özgürlüğünün resmi ilan ve reklamların kesilmesi bağlamında demokratik bir toplumdaki meşru kapsam ve sınırlarının belirlenmesinde başvurulması gereken ölçütler ortaya koyulmuş, BİK’in bu konudaki yetkisinin kullanımında dikkatli bir değerlendirme yapması gerektiği belirtilmiş, yayın organına yargılanma hukukuna ilişkin güvencelerin kullandırılması ve çatışan haklar arasında dengeleme yapılması gereği vurgulanmıştır. Bu çerçevede, ilgili haber veya makalenin kamuyu bilgilendirme değeri, toplumsal ilginin varlığı ve konunun güncel olup olmadığı gibi BİK’in ve derece mahkemelerinin keyfi kararlar vermelerini engelleyecek somut inceleme ölçütleri, AYM tarafından sıralanmıştır. BİK’in  yayımlanan haber nedeniyle resmi ilan ve reklamların kesilmesi şeklindeki bir kararla cezalandırılmasının yol açtığı basın özgürlüğü ihlalinin yapısal bir sorundan kaynaklandığını tespit eden Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ ve diğerleri pilot kararıyla, yapısal sorunun çözümü için keyfiyetin TBMM’ye bildirilmesine ve aynı konuda ve karardan sonra yapılacak başvuruların incelenmesinin bir yıl ertelenmesine karar vermiştir. AYM kararları, böylece, BİK’in ifade ve basın özgürlükleriyle demokrasi bakımından yarattığı ağır tehdidi açıkça teşhir etmiştir.

TBMM’yi de yeni bir düzenleme yapma yükümlülüğü altına sokan AYM’nin bu pilot kararı yokmuş gibi işlem tesis etmeye devam eden ve kararın öncelikli muhatabı olan BİK’in, Anayasa dışı ve keyfi karar almayı sürdürmesi, karar sahipleri için de hukuki ve cezai sorumluluklar yaratmaktadır.

ÖNCEKİ HABER

Kılıçdaroğlu’dan Yeni Şafak’ın manşetine tepki: Ağlak bir Saray da hiç çekilmiyor

SONRAKİ HABER

Bakan Kurum'dan Kanal İstanbul açıklaması: Tabii ki iptal etmedik

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa