Selma Gürkan ile Emek ve Özgürlük İttifakını konuştuk | "Ortak mücadele zemini ittifaktan büyük"
EMEP Genel Başkan Yardımcısı Selma Gürkan, ittifakın büyümesi için partiler, sendikalar, meslek odaları, inanç örgütleri ve yöre derneklerine kadar geniş kesimlere ulaşmak istediklerini söyledi.
Selma Gürkan | Fotoğraf: Evrensel
Birkan BULUT
Ankara
HDP, EMEP, TİP, TÖP, EHP ve SMF’nin birlikte mücadele için ortaklaştığı Emek ve Özgürlük İttifakına ilişkin tartışmaları değerlendiren Emek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selma Gürkan,ittifakın büyümesi için partiler, sendikalar, meslek odaları, inanç örgütleri ve yöre derneklerine kadar geniş kesimlere ulaşmak istediklerini anlattı. Gürkan, ittifakın dışında emek ve demokrasi platformları, barış inisiyatifleri, sosyal güvenlik yasalarına karşı platformlar, kadın platformları gibi mücadele birliklerinin de geniş bir mücadele zemini sunduğunu vurguladı.
Gürkan, Türkiye’nin ekonomik ve siyasi koşullarında özgün bir dönemle karşı karşıya olduklarını söyledi. Özellikle son 5 yılda tek adam rejiminin inşasıyla karşı karşıya olduklarını belirten Gürkan, “Ayrıca iktidarları boyunca uygulanan ekonomi politikalarının gittikçe derinleştiği ve yüksek işsizlik, yüksek enflasyon ve derin yoksulluk olarak bütün çıplaklığıyla kendisini gösterdiği bir dönemi yaşıyoruz. İktidarın, muhalefeti ve hak mücadelelerini baskılarla, yasaklarla bastırmaya çalıştığına tanıklık ediyoruz. Grev hakkından toplu iş sözleşmelerinin işletilmesine, basın ifade özgürlüğünden toplu gösteri ve yürüyüş hakkına kadar ihlaller yaşanıyor. Tüm fikirlerin cumhurbaşkanına hakaret ya da halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçlamasıyla karşılaştığı, HDP’ye kapatılma davasının sürdüğü, gazetecilere, bilim insanlarına, muhalif siyasetçilere yönelik baskıların artması bu dönemin özgünlüğünü ortaya koyuyor. Türkiye faşist politikalarla güçlenen otoriter bir rejime doğru gidiyor. Ancak asgari talepler etrafında birlikte mücadele eden güçlerin de iktidarın baskı ve tehditlerine rağmen bir direnç noktası var. Dolayısıyla hem ekonomik alanda hem iç ve dış politikada karşılaştığımız sorunlara karşı mücadele birlikteliğinin önemi ortada. Enflasyon karşısında eriyen ücretlere ek zam ve sınır ötesi operasyonlara karşı çeşitli ortak eylem ve etkinlikler yaptık. Son bir iki aylık çalışmamızı ittifakın olgunlaşma süreci olarak değerlendirdik. Bundan sonra da mücadelenin örgütlenmesine doğru bir hat belirleyeceğiz” dedi.
TEKELLERİN İKTİDARINI SÜRDÜRMEK İSTİYORLAR
Cumhur ve Millet İttifakının ortaya koyduğu platformlar üzerinden bir rejim tartışması sürdüğünü ifade eden Gürkan, tek adam yönetimi ve güçlendirilmiş parlamenter sistemin gerçek bir demokratik rejimi ifade etmediğini söyledi. Halk egemenliğine dayanan, demokratik hak ve özgürlüklerin güvence altına alındığı, siyasal özgürlüklerin kazanıldığı, halk için ekonominin sağlandığı bir rejim için bu mücadele birlikteliğine ihtiyaç olduğunu vurguladı. Bu anlamda öncelikle birleştikleri noktanın seçimle sınırlı bir seçenekle olmadığının altını çizen Gürkan, sandığa ve seçimlere değil, mücadeleye dayanan bir kazanım üzerinde durduklarını anlattı. Ülkenin laiklik, ekonomi, Kürt sorunu, emekçilerin örgütlenme hakkının güvenceye alınması, basın ve ifade özgürlüğü gibi çözülmemiş ve derinleşmiş sorunları olduğunu dile getiren Gürkan, “Bu iktidar bir avuç tekelin çıkarları doğrultusunda ekonomi politikalarını yürütüyor. Tekellerin iktidarını sürdürebilmek için baskı politikaları uyguluyor. Tekellerin çıkarlarını temsil etmek için dış politikada yeni Osmanlıcı, yayılmacı bir hat izliyor. Dolayısıyla bu hattı değiştirecek çözüm önerileriyle taleplerimizi, çözümlerimizi ortaya koyduk” dedi.
‘SGB İLE RAKİP DEĞİLİZ’
Diğer yandan Sol Parti, TKP, TKH ve Devrim Hareketinin Sosyalist Güçbirliğini kurmasına ilişkin tartışmaları değerlendiren Gürkan, öncelikle iki ittifakın birbirinin rakibi olmadığını vurguladı. Emek ve demokrasi mücadelesinde ortaklaştıkları talepler etrafında mücadelenin sınırlarını geniş tutmak istediklerini belirten Gürkan, “Aynı ittifak çatısı içerisinde yer alamasak bile Sosyalist Güç Birliği ve birçok toplumsal kesimle mücadele ortaklığına ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz. Sadece SGB değil, bazı dönemlerde sosyal demokratlarla, bu ülkede demokrasi ve özgürlük isteyen kesimlerle ortak talepler etrafında mücadeleden geri durmamak gerekir. SGB ile dostane eleştirilerimiz olabilir ama mücadele ortaklığı zeminini yok etmemek gerekiyor” dedi.
İTTİFAK DIŞINDA DA GENİŞ MÜCADELE BİRLİKTELİKLERİ VAR
İttifakın nasıl büyüyebileceğini sorduğumuzda ise Gürkan, emek ve meslek örgütlerinin doğrudan bir siyasal oluşum içerisinde kurumsal olarak yer almaları zor olsa da mücadele ortalığı şeklinde bir zemini oluşturmaya çalıştıklarını söyledi. Sendikalar ve meslek odalarının yanı sıra inanç örgütleri, yöre dernekleri gibi geniş kesimlere ulaşmak istediklerini belirten Gürkan, ittifakın dışında emek ve demokrasi platformları, barış inisiyatifleri, sosyal güvenlik yasalarına karşı platformlar, kadın platformları gibi mücadele birliklerinin de geniş bir mücadele zemini sunduğunu söyledi.