Tozkoparan Mahallesi’ne polis girdi, boş evlerin yıkımına başlandı: Kentsel dönüşüm altında zulüm
İstanbul’un Güngören ilçesine bağlı Tozkoparan’da kentsel dönüşüm projesi tepkilere rağmen sürüyor. Çevik kuvvet ekipleri TOMA'lar ve iş makineleriyle mahalleye girdi.
Fotoğraf: DHA
Fetihtepe, Tokatköy, Hacıhüsrev, Tozkoparan; AKP’li belediyeler rant uğruna yoksul halkı yerinden etmeye çalışıyor..
İstanbul’un Güngören ilçesine bağlı Tozkoparan mahallesinde kentsel dönüşüm adı altında yıkıma başlandı. Yüzlerce polis mahalleye girdi. Tüm sokaklar polis tarafından tutulurken boş olan binaların yıkımına başlandı. Mahalleye gazeteciler ile avukatların girişi de engellendi.
Tokatköy ve Hacıhüsrev mahallelerinden sonra bir sabah baskını Tozkoparan’a yapıldı. 4 boş binanın yıkımı için sabahın erken saatlerinde bölgeye polis ekipleri sevk edildi. Mahalle abluka altına alındı. Kimsenin alana girmesine izin verilmedi. Barış Parkı’nda toplanan yurttaşların bekleyişini sürdürüyor. Mahalleli polis ablukasına ve yıkıma tepki göstererek sık sık, “Burası Türkiye İsrail değil”, “Zulme karşı omuz omuza”, “Tozkoparan bizimdir bizim kalacak” sloganları attı.
"BU NE ZALİMLİKTİR"
Yurttaşlara destek olmak için mahalleye CHP Milletvekili Gürsel Tekin geldi. Tekin, “Fikirtepe’de ayrı, Beyoğlu’nda ayrı... Bu kin, bu nefret neden? İnsanların yuvalarını başlarına yıkmayın. Siz dediniz ki ben de gecekondu da oturuyorum. Milyonlarca insan kıt kanaat ‘benimde çocuklarımın başını sokacağı evi olsun’ dedi. Bu insanlar sizi güvence aldı. Bu ne zalimliktir” dedi.
"HAKKIMIZ OLANI VERİN"
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gönüllük esasına göre kentsel dönüşümün yapıldığı sözlerini hatırlatan gazeteciye Tekin, “O zaman burada ne işiniz var? Madem gönüllülük esasıyla günlerdir bu parklarda neden dolaşıyorsunuz? Ne gönüllüğü...” diyerek “Gel kardeşim gönüllü müsün?” sorusunu mahalleliye yöneltti. Mahalleli, “Hakkımız için buradayım. Evimizi zorla gasbediyorlar. Hepimizi sinir hastası yaptılar. Bıktık yorulduk, biz kentsel dönüşüme karşı değiliz. Yerinde dönüşüm, hakkımız olanı verin. Bizi borçlandırmayın. Neyle ödeyeceğim ben” dedi.
Başka bir mahalleli ise, “Sabah 5’ten beri elektrik, suyumuzu kesecekler diye bekliyoruz. 30 yaşındayım. AKP’ye oyumu verdim. O kadar pişmanım ki.. Yıllarca çalışıp ev almanın anlamı yokmuş. Çünkü devlet zamanı geldiğinde o evin üzerine çöküyor. Bu kadar polis var, kendimi güvende hissetmiyorum. Bu polisler beni evimden atmak için varlar. Tedirginiz, korkuyoruz. 2 senedir ne gündüzümüz ne gecemiz var. Böyle bir zulüm görmedim” diye konuştu.
"BU KADAR POLİS 4 BİNA İÇİN Mİ GELDİ, TEDİRGİNİZ"
Evrensel’e konuşan mahalle sakinlerinden Mehmet Beşir Pordoğan, 4 binanın tahliye ve yıkım kararı olduğunu söyleyerek, “Sadece 4 bina için 1000-1500’e yakın polisin, sayılarını kestiremediğimiz ama her sokağa neredeyse iki gözaltı otobüsünün girdiği bu kadar kalabalık bir ekibin gerçekten 4 binayı yıkıp gitme ihtimalleri bize çok düşük geldi. Mahalle halkı şu anda Barış Parkı’nda. Halk tedirgin. Ekiplerin aldıkları talimatın 4 bina dışına taşma ihtimali demek mahalleyi harabeye çevirme ve burada yaşayan binlerce kişiyi bugün sürgün etme ihtimalini ortaya koyuyor ve bunun için biz geceden nöbetler tuttuk. Burada bekleyiş içindeyiz. Bir aradayız, alanımızı koruyoruz. Tamam boş 4 bina yıkılmış olabilir ama diğer binaların boşaltılıp yıkılmayacağının garantisi yok” dedi.
"KENTSEL DÖNÜŞÜM ADI ALTINDA ZULÜM"
HDP’li Züleyha Gülüm ise, Tozkoparan sakinlerinin uzun bir süredir direndiğine işaret ederek, “Binlerce polisi buraya yığarak, insanları evlerinden çıkarmaya çalışıyorlar. İnanılmaz bir durum. Bu iktidar döneminde olmaz dediğimiz her şeyi gördük. Bu iktidar kentsel dönüşüm adı altında yaptığı zulmü şimdi de burada yapıyor. Buraları yıkarak, bizleri apartmanlara gönderiyorlar, birbirimize yabancılaşma alanı yaratıyorlar. Bu aynı zamanda bizim kültürümüze, hayatlarımıza müdahale. Buna karşı da bir direniş var” şeklinde konuştu.
"YASANIN DEĞİŞMESİ ŞART"
Evrensel’e konuşan CHP Yoksulluk Dayanışma Ofisi Koordinatörü Hacer Foggo, Beykoz’daki Tokatköy Mahallesi, Okmeydanı’daki Fetihtepe Mahallesi’nde yaşanan süreçleri hatırlatarak, “Fetihtepe’de insanların elektrikleri, suları kesildi, Tokatköy’de de öyle. Kararlar olmasına rağmen, mahalleli, çevik kuvvet polisi ile karşı karşıya geldi, insanlara gaz atıldı. Tozkoparan’a bakıyorsunuz, bu kadar zorluklarla aldığım evime nasıl böyle el koyabilirsiniz. Bu olamaz, aslında şu net, Afet Riski Altındaki alanların Dönüşümü Yasası’nın yeniden tartışılması gerekiyor. Değişmezse işte ranttan yana bir bakan, bir belediye başkanı bunu kullanabilir. Dolayısıyla bu iş niyete bırakılmamalı, yasa kamu yararına, halktan yana yeniden yapılmalı” dedi.
"BİR YANDAN SOSYAL KONUT DİYECEKSİNİZ AMA…"
Tüm bunlar yaşanırken bir yandan da Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un sosyal konut yapılacağına ilişkin açıklamasını da değerlendiren Foggo, “Bugün kentsel dönüşüme alınan evler için 1950 lira kira yardımı veriliyor. Nereden bulacak insanlar bu fiyata risksiz bina da kiralayacak da oturacak. Bu insanların rızasını aldınız mı, imza verenler dahi, nasıl bir yerde oturacağını biliyor mu? Yanıt ne yazık ki evet değil. Bunlar olurken siz eğer ‘Sosyal konut yapacağız’ derseniz buna kimse inanmaz. Eğer gerçekten iyi niyetlilerse, eğer dertleri sosyal konut yapmaksa hemen Tozkoparan’da insanlarla masaya otursunlar, nereye gönderileceklerini kara kara düşünen Şahintepe halkı ile masaya otursunlar, Tokatköy’de, Fetihtepe’de halkı merkeze alınarak çalışma yapılsın” diye konuştu.
"DÖNÜŞÜM DEDİKLERİ YOKSULLARIN SÜRGÜN EDİLMESİ"
Sulukule’den beri dönüşüm süreçlerini izlediğini söyleyen Foggo şu ifadeleri kullandı: “Bakıyorsunuz, nerede, kentin merkezinde yoksul insanlar, yoksul mahalleler varsa, bakınız Güngören Tozkoparan, bakınız Okmeydanı Fetihtepe, bakınız Beykoz Tokatköy, bakınız Başakşehir Şahintepe… Geçmişe gidersek liste uzar. Dikkat ederseniz bu mahallelerin hepsi kentin merkezinde olan dolayısıyla rant değeri büyük olan mahalleler. Diyorlar ki ‘Burada yoksullar yaşayamaz’. O nedenle bu dönüşüm dedikleri şey aslında ‘soylulaştırma’; yoksulların sürgün edilmesi yani. Yoksullar gözden çıkartılmış bence.”
(İstanbul/EVRENSEL)