31 Ağustos 2022 06:00

Evrensel yazdı, yazıyor, yazacak!

Gençlik kitlelerinin üzerinden günlük olarak kendi mücadelesini örgütleyeceği, sayfalarında kendi siyasetini tartışacağı bir gazetenin varlığı doğrudan hedefe konuluyor.

Evrensel yazdı, yazıyor, yazacak!

Fotoğraf: Evrensel

Erdal Eren KARACA

Bilge Su YILDIRIM

İstanbul

Basın İlan Kurumu, resmi ilan ve reklam yayınlama hakkını üç yıldır askıya aldığı Evrensel gazetesinin bu hakkını 22 Ağustos itibariyle tümüyle iptal etti. BİK Genel Müdürlüğü tarafından Evrensel gazetesine iletilen tebligatta gazete okurlarının bayilerden tek seferde birden fazla gazete alması iptal kararına gerekçe olarak gösterildi, okur dayanışması suç sayıldı.

Şüphesiz, BİK’in Evrensel gazetesine yönelik son saldırısı, tek adam yönetiminin kendinden taraf olmayan basın yayın organları üzerinde kurmaya çalıştığı tahakkümün en güncel yansımalarından biri. Öyle ki tek adam yönetimi, faşizmin inşa sürecini her gün üstüne koyduğu yeni tuğlalarla sürdürürken BİK gibi zapturapt altına aldığı belli başlı kurum ve kuruluşlar aracılığıyla halkın haber alma hakkını doğrudan hedef almaya devam ediyor.

Evrensel gazetesi, 27 yıllık yayın hayatı boyunca işçilerin, emekçilerin, gençlerin, ezilen ve ötekileştirilen halk kesimlerinin sesini sayfalarına taşıdı, taşımaya da karşılaştığı bütün baskı ve saldırılara rağmen devam ediyor. Aslında, dile kolay, çeyrek asrı geçkin bir sürenin her yeni gününde yeniden evlere, iş yerlerine, atölyelere, okullara uzanan ömrünü de tam da buna borçlu. Evrensel 27 yıldır ona sahip çıkan, yalnızca okuru olmakla kalmayıp yazarı, çizeri, dağıtıcısı olan halk kesimleri sayesinde baskıya çıkıyor her gün.

EVRENSEL’İN VARLIĞI DAYATILAN SEÇENEKSİZLİĞE BİR GÖLGE

Erdoğan yönetimi için kritik bir seçim sürecine girilirken abluka altına alınan muhalefete karşı dayatmalar, bölgede seçilmiş belediyelere atanan kayyumlar, sosyo-kültürel açıdan gençlik kesimlerine her alanda uygulanan baskı ve şiddet artıyor. Tek adam yönetiminin bağımsız basın kuruluşlarına uyguladığı hem ekonomik hem de siyasal susturma ve boğma operasyonu karşımızda duruyor. Evrensel’in Boğaziçi Üniversitesinde, Akkuyu’da, bölgedeki son askeri gelişmelerde gösterdiği halkın habere ulaşma hakkına yönelik gösterdiği tutum hedef alınıyor. Türkiye’deki her kesimin günbegün yaşadığı sorunları, gerçekleri görmezden gelen iktidar, gerçekleri yazmakta ısrar eden bütün haber kuruluşlarını adeta hizaya getirmek için her yolu deniyor. İktidarın elinde oyuncak haline gelen RTÜK ve BİK, seçim koridoruna girdiğimiz bugünlerde gençlik kesimlerinin, işçi ve emekçilerin yaşadığı sosyo-ekonomik darboğazın yansımasının halkın farklı kesimlerine ulaşmasını engelleyerek “sansür kurulları” olarak uygulanmak istenen dayatmalara yardımcı oluyor. Tek adam iktidarının yönetimde kalma kaygısı her geçen gün artarken aynı zamanda da tutuklamalar, gözaltılar, polis saldırıları da hız kesmeden devam ediyor. Seçimler yaklaştıkça bu saldırıları daha da çeşitlendireceğini bildiğimiz Erdoğan yönetimi, aldığı son kararla birlikte de yanılmadığımızı göstermiş oldu. Ancak bu yasak ve sansür zihniyetini sadece seçim sürecine bağlamak, iktidarın sadece bu dönemlerde yaptığı bir “baskı kültürü” pozisyonuna indirgemek eksik kalacaktır. Tek adam yönetimi giderek boyutunu artırdığı saldırılarıyla, aslında, üstünde tahakküm kurarak kendisine yedeklemek istediği, bunu başaramadığı ölçüde ise daha fazla baskı kurarak mücadelesinin büyümesini engellemek istediği gençlik kitlelerinin; üzerinden günlük olarak kendi mücadelesini örgütleyeceği, sayfalarında kendi siyasetini tartışacağı, satırlarında kendi hikayelerini anlatacağı bir gazetenin varlığını doğrudan hedefe koyuyor. Zira gençlik kesimlerinin yeri gelince yazarı yeri gelince muhabiri yeri gelince ise dağıtıcısı olduğu, her aşamasında bizzat rol alıp kendilerinin var ettiği sayfalar üzerinden yine kendipolitikasını bir yanındakiyle tartışma imkânı bulduğu bir gazetenin varlığı, tek adam yönetiminin sağlamaya çalıştığı “seçeneksizlik” üzerine büyük bir gölge düşürüyor.Evrensel’in bir gün Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri kayyum rektöre karşı direnişini bir diğer gün tüm yasak ve engellemelere rağmen ODTÜ’de düzenlenen alternatif mezuniyetin haberini yapması, yeri gelince gençlik kampında düzenlenen bir işçi toplantısına ses olurken yeri gelince liselerde günden güne niteliksizleşen eğitimi masaya yatırması, tek adam yönetiminin ablukasının sınırlarını aşıyor; saydığımız ve sayamadığımız pek çok örneğin gençlik mücadelesinin güçlenmesindeki anahtar rol, bugün, Evrensel’e yönelik tüm bu saldırıların temel nedenini oluşturuyor.

EVRENSEL’LE DAYANIŞMAYA!

Erdoğan, Türkiye gençliğinin üzerinde kurduğu ablukayı günden güne ilerletmeye, geriye kalmış hâlâ nefes alabildiğimizi hissettiğimiz alanları teker teker hedefine alarak yok etmeye kararlı. Sesimizi, sözümüzü söyleyebildiğimiz sayılı alanlar da yok edilmeye çalışılırken bu alanlara sahip çıkmak, hiç olmadığı kadar elzem. Bu baskı ortamı içerisinde, bütün bu saldırılara geçit vermeyerek her hak arayışımızda yanımızda olan, sesimizi satırlarına taşıyan Evrensel’le dayanışmak, kendimize gazete alırken bir tane de sıra arkadaşımıza götürmek, gazeteye abone/E-abone olmak bugün, hem Evrensel’le dayanışmak hem de sesimizi kısmak isteyenlere karşı söyleyecek sözümüzü daha da yüksek ifade etmek içinyapabileceklerimizden bazıları. Dayanışmanın yaşattığını da biliyoruz, nelere kadir olduğunu da. Evrensel yazdı, Evrensel yazıyor, Evrensel biz arkasında durduğumuz sürece yazacak.

Evrensel'i Takip Et