1 Eylül Dünya Barış Günü: Barış ve dostluk içinde yaşayan bir ülke istiyoruz
1 Eylül Dünya Barış Günü nedeniyle emek ve meslek örgütleri, barış talebi dile getirerek çatışma ve savaş tehdidine karşı mücadele vurgusu yaptı.
Fotoğraf: MA
Almanya’nın 1939 yılında Polonya’yı işgal ederek 6 yıl sürecek olan İkinci Paylaşım Savaşını başlattığı gün olan 1 Eylül, Dünya Barış Günü olarak anılıyor. Emek, meslek örgütleri ve siyasi örgütler, 1 Eylül'ün yıldönümünde barış taleplerini dile getiriyor.
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz imzasıyla yapılan açıklamada, "Silahın ve şiddetin yarattığı korkuya karşı, barışın umuduna ihtiyacımız var. Eşitlikten, özgürlükten, adaletten yana tüm insanları, barış umudunu büyütmeye çağırıyoruz" denildi.
"EMPERYALİSTLERİN DÜNYAYI TAHAKKÜM ALTINA ALMA HIRSI SAVAŞLARIN EN BÜYÜK NEDENİ"
Ortadoğu ve Ukrayna olmak üzere dünyanın pek çok yerinde savaş ve çatışmaların artarak devam ettiğini belirten Koramaz, savaş kışkırtıcılığının en üst düzeye çıktığını, emperyalist güçlerin içinden geçtikleri derin krizi bir kez daha savaş ve saldırganlık politikaları ile aşmaya çalıştığını vurguladı. Yaşanan çatışmalar, patlayan bombalar nedeniyle her gün yüzlerce insanın yaşamını yitirdiğini, milyonlarca insanın yaşadıkları topraklardan göç etmek zorunda kaldığını, savaşın yarattığı şiddet ve düşmanlığın dünyanın her yerini savaş alanı, dünyada yaşayan herkesi savaşın hedefi haline getirdiğini ifade eden Koramaz, şu ifadelere yer verdi:
"Emperyalist güçlerin tüm dünyayı tahakküm altına alma hırsı ve enerji kaynaklarını kontrol etme arzusu yaşadığımız savaşların, şiddetin ve yıkımın en büyük nedenidir. Yaşanan bu savaşlara ve şiddete dur diyebilmenin ilk adımı, emperyalizme dur diyebilmekten geçmektedir.
Türkiye’de yaşayan bizler, savaş ve çatışmaların uzun yıllardan beri devam ettiği bir coğrafyanın parçasıyız. Uzun yıllar boyunca ülkemizde ve bölgemizde yaşanan çatışmaların yarattığı acıların en yakın tanıklarıyız. Bu ülke halklarının barış ve kardeşliğe olan ihtiyacına rağmen, ülkemiz her geçen gün daha fazla savaşın ve şiddetin parçası olmaya devam ediyor. Kürt Sorunu’nda çatışma ve şiddet politikalarına dayalı yaklaşım, siyasi iktidarın müdahaleci dış politikası ve komşu ülkelerimizle bitmeyen gerilimler ülkemizin sürekli bir çatışma ve savaş tehdidi altında olmasına neden olmaktadır.
Sonucu ne olursa olsun kazananı daima emperyalist odaklar, kaybedeni ise yoksul bölge halkları olan bu savaşlardan artık bıktık ve yorulduk. Barışa ve kardeşliğe olan özlemimiz ve ihtiyacımız her geçen gün katlanarak büyüyor.
Bu ülkenin mühendisleri, mimarları, şehir plancıları olarak bizler, çatışmaların ve silahların sustuğu, komşularıyla barış ve dostluk içinde yaşayan bir ülke istiyoruz. Sınırları içinde yaşayan farklı inançların, kültürlerin, kimliklerin barış içinde kardeşçe yaşayabildiği bir ülke istiyoruz. Bu ülkenin mühendisleri, mimarları, şehir plancıları olarak bizler “yurtta barış, dünyada barış” istiyoruz!
Silahın ve şiddetin yarattığı korkuya karşı, barışın umuduna ihtiyacımız var. Eşitlikten, özgürlükten, adaletten yana tüm insanları, barış umudunu büyütmeye çağırıyoruz. 1 Eylül Dünya Barış Günümüz kutlu olsun"
"TOPLUMSAL İHTİYACIMIZ BARIŞTIR"
TMMOB Maden Mühendisleri Odası da 1 Eylül'ün yıldönümünde yayımladığı açıklamada İkinci Dünya Savaşında 25 milyon askerin, 60 milyon insanın yaşamını yitirdiğini hatırlatarak "İnsanlık bu deneyimden ders almamış olacak ki, yaşadığımız 21. yüzyıl hala savaşlarla anılmakta, ölümler artarak sürmekte, insanlar yerlerinden yurtlarından edilerek mülteci konumuna sürüklenmektedir. Bir yandan ABD-Çin arasında artan gerginlik, diğer yandan Avrupa’da Ukrayna topraklarında yaşanan işgal ve çatışma yeni bir dünya savaşı, yeni kitlesel ölümler ve yeni bir açlık dönemini yaşama riskini barındırıyor. Ülkemizde de durum farklı değil. Bir yandan komşumuz Irak ve Suriye’ye, diğer yandan sınırımızın bile bulunmadığı Libya’ya yönelik askeri müdahaleler güvenlik kaygılarımızı artırmakta, ekonomik kaynaklarımızı tüketmekte, ülkemizin bir mülteci sorunu yaşamasına da neden olmaktadır. Son günlerde Irak’ta yaşanan çatışmaların artması ve Suriye’ye yönelik yeni bir operasyon hazırlıkları mevcut sorunlarımızı daha da artıracaktır. Oysa toplumsal ihtiyacımız barıştır. Hem ülkemiz insanının hem de insanlığın barışa ihtiyacı giderek artmaktadır. “Barış" ekmek kadar, aş kadar, iş kadar temel bir insan hakkıdır. Daha geç olmadan barışa bir şans tanınmalıdır." dedi.
TKH: DÜNYA BARIŞININ EN BÜYÜK DÜŞMANI EMPERYALİZMDİR
Türkiye Komünist Hareketi (TKH) de açıklamasında emperyalizmin neden olduğu ve milyonlarca insanın yaşamını yitirdiği savaşın Sovyet sosyalizmi tarafından durdurulduğunu hatırlatarak "Sosyalizmin geri çekilmesiyle emperyalizmin emekçi halklara dönük müdahaleleri ve saldırganlığı büyük bir artış göstermiştir. Son otuz yıl tam da emperyalizmin barış düşmanı politikalarının en büyük örnekleri ile doludur. Karşı devrim çizgisinin ve gericiliğin tüm dünya üzerinde mevzilerini ilerletmek için canla başla uğraştığı bir dönem henüz varlığını korurken, ilericilerin anti-emperyalist mücadelesi barışın sağlanmasının temel garantisi olmaya devam etmektedir. O açıdan dünyada yeniden bir barış ortamının sağlanmasının yegâne yolu emperyalist saldırganlığı geri püskürtmekten geçmektedir." ifadelerine yer verdi.
AKP iktidarının emperyalistlerle olan ilişkisine değinilen açıklamada "Emperyalizmden kopmayan ve ona karşı mücadele etmeyen, dünya üzerinde barış için mücadele edemez. Tüm bu tablonun gösterdiği temel yön bellidir: Emperyalizmin işbirlikçileri eliyle sürdürdüğü ve savaşlara dönüşmesinden çekinmediği müdahalelere karşı emperyalizmle ve onun gerici işbirlikçileriyle sonuna kadar mücadele etmek tek çıkış yoludur. Tüm dünyada adil ve kalıcı barış için sömürü düzenine ve emperyalizme karşı mücadele bir zorunluluktur" denildi. (HABER MERKEZİ)