Tokatköy’de zorla dönüşüm devam ediyor | Gece yarısı polis mahalleye girdi, dolu evler yıkılıyor

Tokatköy Mahallesi’nde, “Kentsel Dönüşüm” adı altında başlatılan yıkım devam ediyor. Dolu evler yıkılmak için boşaltılıyor. Halk TV muhabiri ve kameramanı polis müdahalesine uğradı.

01 Eylül 2022 07:53
Paylaş

Eylem NAZLIER
İstanbul

İstanbul'un Beykoz ilçesi Tokatköy Mahallesi'nde "Kentsel Dönüşüm" adı altında başlatılan yıkım devam ediyor. Yüzlerce polis tarafından kuşatılan mahallede sokaklara barikatlar kuruldu. Belediye ekipleri polis eşliğinde evleri zorla tahliye ederek yıkıma başladı. Evinin yıkılmasını gözyaşları içinde izleyen bir mahalleli, “Anılarımız gitti, çocuklarımın yuvası gitti, benim yuvam gitti. Bu zalimlere diyecek bir söz bulamıyorum. İnsanların yaşam alanlarına göz koydular” diyerek tepkisini dile getirdi.

Tokatköy Mahallesi'nde "kentsel dönüşüm" adı altında başlatılan yıkım devam ediyor. Gece yarısı mahalleye polis ve iş makinesi girdi, dolu evler polis zoruyla boşaltırak yıkıma başlandı.

Beykoz Belediyesi tarafından yıkım emri verilen binaların kapıları kırılarak içeri girildi, vatandaşlar zorla dışarı çıkartıldı. Bu sırada evlerinin çatısına çıkarak tepki gösterenler oldu. Polis, evlerini korumaya çalışan yurttaşlardan en az 8 kişiyi gözaltına alırken Tokatköylülerin avukatı Nimet Çelen de darbedildi. Mahalle giriş çıkışa kapatıldı, gazetecilerin görüntü alması engellendi.

Mahalleli, kentsel dönüşüm projesine karşı başlatılan hukuki sürecin devam etmesine ve mahkemelerin yürütmeyi durdurma kararlarına rağmen belediyenin evleri zorla tahliye ederek yıkmak istediğini ifade ediyor. Evrensel’e konuşan bir mahalleli, şu an evlerinin davalık olduğunu, 50 senedir bu evde oturduklarını söyleyerek “Elektriğimiz, suyumuz, telefonumuz, doğal gazımız var. Yani burada her şeyimiz var bizim. Ben kentsel dönüşüm istemiyorum. Hele böyle bir kentsel dönüşüm asla istemiyorum. Dünyanın borcunu ödeyerek evimi yapmışım. Ben mahallemde kalıp burada yaşamak istiyorum. Bize bir şey vermiyor, bizi borçlandırıyor. Ne ödeyeceğimizi belli değil. Ben bu borcu nasıl ödeyeyim? Ben yerimi zaten parayla almışım, yaparken zaten belediyeye para vermişim. Belirsizlik var, o da bizi korkutuyor. Emekli maaşıyla nasıl geçineceğim? Bu zamlarla biz ne ödeyelim? O bedavaya benim evimi alıyor, arsamı alıyor.” dedi.

Mahkeme süreci devam ederken evinin ihtarsız yıkıldığını söyleyen Gülşen Sönmez “Gece 03.00'te çelik kapımız kırılarak eşyalarımız boşaltılmıştı. İnsanlar evsiz kaldı. Bunları yaparken devlet düşündü mü acaba? Onca insan evsiz, barksız kaldı, nereye gideceğini bilmiyor. Ben Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım. Bu ülkeye hizmet veriyorum, nasıl davranıyorlar! Biz bunu haketmedik. 35 yılı gömdük buraya, kim hesabını verecek bunun, hangisi çıkıp verecek, belediye başkanı mı, Cumhurbaşkanı mı verecek? Cumhurbaşkanı miting yapıyor, halkı poh pohluyor. Burada halka biber gazı sıkılıyor. Benim annem babam o evdeydi, annem o evde vefat etti. Perişan ettiler bizi" dedi.

"BENİM YUVAM GİTTİ"

Evi yıkılan başka bir mahalleli de gözyaşları içinde şunları söyledi: Anılarımız gitti. Çocuklarımın yuvası gitti, tavşanımın yuvası gitti. Benim yuvam gitti. Bu zalimlere diyecek bir söz bulamıyorum. İnsanların yaşam alanlarına göz koydular. Allah’a havale ediyorum onları. Aç gözlü insanlar, doyumsuz insanlar, 'lüks daireler yapacağız’ diyorlar ama bilmiyorlar ki eninde de sonunda şu toprağa gidecekler.

“Bu evde yaklaşık 30-35 yıldır yaşıyorum, yaşıyordum” diyerek sözlerine başlayan mahalleli Umut Er ise şunları söyledi: 3 aydır elektriğimiz, suyumuz yoktu. Zaten bu sıkıntıları yaşadık ama bugün yıkıma gelecekler, yarın yıkıma gelecekler diye diye ne gecemiz oldu ne gündüzümüz. Sadece kulaktan dolma laflarla yıkıma gelinecek, böyle olacak, şöyle olacak denile denile gecemizi gündüzümüzü karıştırdık. Benim burada 70 tane kedim vardı bir hafta önce, 70’ini çıkardım. Çünkü burada her şey, herkes mala mülke, paraya önem veriyor ama şu incir ağaçlarımız, erik ağaçlarımız, bu ağaçların hepsini buradaki komşularımız dikti. Bizim şu incir ağacını diken dedelerimiz, nenelerimiz rahmetli oldu. Buradan herkes bu incilerden yemiştir inanın. Hani onların bekçisi olarak geldim, dayanamıyorum. Sokak kedilerim var benim, sabah sekizden beridir bekliyorum. Hani olur da bir yıkım bir şey olursa hayvanlar içeride kalmasın, ezilmesin diye. Hani hiçbir hayvan zarar görmeden nasıl çıkarabiliriz, nasıl yapabiliriz veya şimdi incir ağaçları zarar görmeden nasıl tahliye edebiliriz? Bu semtte insana değer vermiyorlar ki hayvana nasıl değer versinler? Belediye Başkanında da zerre vicdan yok. Kentsel dönüşümün taraftarı değilim, hele bu şekilde yapılacak bir kentsel dönüşümün hiç taraftarı değilim. Burada ciddi anlamda bir zulüm uygulandı, uygulanıyor.

NE OLMUŞTU?

İstanbul 13. İdare Mahkemesi, AKP’li Beykoz Belediyesi’nin kentsel dönüşüm uygulamak istediği Tokatköy Mahallesi’ne ilişkin hazırlanan imar planının parsel bazında yürütmesini durdurmuştu.

Mahkeme, söz konusu planın şehircilik ilkelerine aykırı olduğuna vurgu yapmış ve "telafisi güç zararlar doğabileceğine" dikkat çekmişti.

Yurttaşlar "Bu evler depreme dayanıklı değil, diyorlar bize. Biz 1500 liralık kira yardımıyla depreme dayanıklı evlere mi çıkacağız” diyerek tepkilerini dile getirmişti.

ÖNCEKİ HABER

Sivas'ta kamyon ile minibüs çarpıştı: 8 kişi yaşamını yitirdi, 9 kişi ağır yaralandı

SONRAKİ HABER

Şermin Sarı uzaklaştırma kararı aldırdığı eski eşi tarafından öldürüldü

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa