Hayallerimdeki tatil fırsatı
Otobüsü beklerken bile bir saatlik sürede kamp katılımcılarının birçoğunu tanımamamıza rağmen herkesle çok hızlı bir şekilde kaynaştık ve otobüs geldi. Evet, artık İzmir Selçuk’a doğru yola çıkmıştık.
Kaynak:Unsplash
Burak ÖZEREN
Bağcılar/ İstanbul
Bugün sizlere 19. Gençlik Yaz Kamp’ı ile nasıl tanıştığımı anlatacağım.
Ben bir MESEM öğrencisiyim. Tüm yaz ve kış dönemini aslında çalışarak geçen sözde öğrencilerden biriyim. Yıllık iznimi güncel ekonomik şartlarda evde oturmadan nasıl geçireceğim diye düşünürken başıma bir talih kuşu gibi kondu bu kamp.
Üç aylık yaz tatilinin iki aydan fazlasını çalışarak geçireceğimi düşünürken arkadaşım vasıtası ile yolum “Kültür Fabrika” * ile kesişti. En azından haftanın vermiş olduğu yorgunluğu insanlarla bir araya gelerek atıyordum. Ve aslında yaz tatilim umduğum kadar kötü geçmiyordu bu sayede. Ama ta ki yirmi günlük yaz iznimi evde oturmadan nasıl değerlendirebilirim kısmına gelinceye kadar. Aslında yirmi gün boyunca evde oturacağım ve yaz tatilim kötü geçecek derken bu oluşumun içinde bir araya gelmiş olduğum, geçmiş gençlik yaz kampı organizasyonlarından tecrübeli insanlar vasıtasıyla bu kamp ile tanışmış oldum. Kültür Fabrika nedir diye soracak olursanız insanların tüm dert, tasa ve problemlerini perde arkasında bırakarak bir araya geldikleri, kültürel gelişim ve eğlence odaklı etkinlikler düzenlediği bir oluşum diyebilirim kısaca.
HEM EĞLENMEK HEM ÖĞRENMEK İÇİN
Bu ekonomik şartlarda tatil yapmanın ve sosyalleşmenin, kültürel etkinliklerin içinde bulunmanın oldukça yüksek maliyetli olduğu şu dönemde bir haftalık bir kamp için oldukça cüzi bir ücretle bu kamp bir fırsat olarak gördüm.
Tatil benim için aslında yatılarak geçirilmemesi ama fiziksel yorgunluğa da sebebiyet vermemesi gereken, insanın hem eğlence hem dinlenme hem de kültürel ve sosyal faaliyetlere katılarak kısa bir süre içerisinde kendine bir şeyler katmasıdır. Sosyalleşmek kavramı ise aslında yeni insanlar, yerler ve kültürlerle tanışarak gerçekleştirilebilir.
Bu kamp aslında aradığım tüm tatil kriterlerine uyuyordu ve gitmeye karar verdim. Kamp günü gelip çatıncaya kadar hayal kurmaya başladım ve aslında kişisel olarak karamsar olmam kamp hakkındaki beklentilerimi düşürmüştü. Mesela çadırların ufak olmasını bekliyordum, bin kişiye yakın insanın olduğu bir ortamda problemler çıkacağına inanıyordum. Birkaç sorun türetmiştim zihnimde. Kamp günü gelip çattığında aslında hala çok da büyük bir heyecan içerisinde değildim ve otobüs kalkış saati geldiğinde arkadaşımla beraber kalkış yerine doğru yola çıktık ve ufak ufak heyecanlanmaya başladım. Otobüsü beklerken bile bir saatlik sürede kamp katılımcılarının birçoğunu tanımamamıza rağmen herkesle çok hızlı bir şekilde kaynaştık ve otobüs geldi. Evet artık İzmir Selçuk’a doğru yola çıkmıştık. Gidiş yolculuğu için çok eğlenceli geçti diyemem ama tabi ki sıkıcı da değildi.
MESEM’LERİ BİR DE BİZDEN DİNLEYİN
Kampın genel işleyişinden bahsetmem gerekirse gün içinde öğleden önce toplu şekilde gazete okuyorduk ve gündem hakkında tartışmalar yapıyorduk bu tartışmalar benim açımdan konuya bağlı olarak verimli geçiyordu, tabi ki ilgimi çekmediği zamanlarda oluyordu ama genel olarak güzel geçiyordu. Heykel, evrim, resim, sanat ve toplum gibi birçok atölye oluyordu benim ilgimi çekenler genel olarak evrim ve heykel oldu. Öğleden sonra ise lise öğrencilerinin, üniversite öğrencilerinin kendi aralarında yaptığı söyleşiler ve forumlar oldu. Benim de katılmış olduğum bu forumlarda yürürlüğe yeni girmiş olan benim de bünyesinde bulunduğum MESEM sisteminin yanlış taraflarını anlattığım bir konuşmada yaptım. Geriye kalan boş vakitte ise genelde deniz, kum ve güneş üçlüsü oluyordu, yani en güzel kısım. Aslında kamp hayatı beklentimin oldukça üzerindeydi.
* https://instagram.com/kulturfabrka?igshid=YmMyMTA2M2Y=