Bu vergiler nereye gidiyor: Brüt ücret 17 bin 400 lira, net ücret 9 bin 54 lira
Derince'den iki işçi yazdı: Biz kim için çalışıyoruz kendimiz için mi yoksa pandemi de bile bizi açlığa mahkum eden devlet için mi?
Fotoğraf: Evrensel | Illustrasyon: Freepik Kolaj: Evrensel
Gıda ve metal işçileri
Derince
Merhaba Evrensel okurları,
Kocaeli Derince’de oturan, gıda ve metal olmak üzere iki farklı sektörde çalışan iki işçiyiz. Farklı koşullarda çalışsak da neredeyse bütün sorunlarımız aynı. Bu sorunların bir kısmını size kısaca anlatmak istiyoruz. Dünya çapında yaşanan pandemi ile ikimiz de birkaç ay çalışmadık. Ücretlerimizin bir kısmını işsizlik fonundan -yani devletin pandemide işçisinin vatandaşın yanında gibi öve öve anlattığı değil bizim olanı bize vererek yatırdıkları ücretler- aldığımız parayla geçirdik. Önümüzdeki süreçte eğer işsiz kalırsak ya da bazılarımız emekliliği görür ise zaten bu aldığımız kısa çalışma ödeneklerinin bizlere etkisini göreceğiz. Bir yılı aşkındır özellikle metal sanayi hızlı bir üretim dönemine girdi. Yaz döneminin son bir haftasında tam ay çalışıp, üstüne fazla mesai yapmamıza rağmen ay sonunu getiremiyoruz. İkimiz de milyonlarca emekçi gibi geçinemiyoruz.Bekarız, ona rağmen bir yaz tatili planı yapamadık. Otobüs bileti fiyatları haziran ayı başında 480 lira iken ağustosta 650 lirayı buldu. Gitmek istediğimiz yerler ise hayalimizde kaldı. Yaz dönemi işlerin yetişmesi için zorunlu fazla mesailer ile geçti. Hem fazla mesai yaparak yorgunluktan ölüyoruz, aldığımız ücretlerle yorgunluğumuzu atacak bir bütçeye sahip olamıyoruz.
Ben metal işçisi olarak temmuz ayında 34.5 saat fazla mesai, 64 saat gece çalışması yaptım, toplam brüt aldığım ücret 17 bin 400 lira iken yasal ve özel kesintiler toplamından sonra elime geçen net ücret 9 bin 54 lira. Yani bu kadar fark olur mu? Şimdi böyle bakınca biz kim için çalışıyoruz kendimiz için mi yoksa pandemi de bile bizi açlığa mahkum eden devlet için mi? Vergi dilimi diye bir şey var işte ona girdin mi istediğin kadar çalış eline üç kuruş para geçmesini engelleyemiyorsun. Bu ülkede milyonlarca çalışan işçiden bu kadar vergi kesiliyor peki bu vergiler nereye gidiyor diye sormaya kalkınca da terörist, hain filan ilan ediliyorsun. Ben de gıda işçisi olarak zorunlu mesailere kalıyorum. Çalıştığım restoranda temizlikti, gün sonu idi derken angarya işlerle bizim vaktimizden çalmalarına rağmen karşılığında bir ücret alamıyoruz. Ben 6 bin lira net ücret alıyorum, günde 9 saat çalışıyorum, üstüne yol parasını da kendimiz karşılıyoruz. Her gün 1 saat ücretsiz mesaili çalışıyorum gibi. Hizmet sektöründe çalışınca bir şeyi talep ettiğinde kapının gösterilmesi daha kolay oluyor. Asgari ücretin biraz üstünü vererek, beğenmiyorsanız kapı orada diyenler dünyanın en büyük sermayeli zincirleri olabiliyor. Biz durmadan çalışırken maaşlarınızdan daha cebimize girmeden kesilen vergiler, el konulan fazla mesai ücretleri, zorlaşan koşullar içerisinde tek çözümün birleşmek birlikte mücadele etmek olduğunu biliyoruz. Söz gelmişken sesimizi duyurduğumuz bizi işçileri muhatap olarak gören gazetemiz Evrensel’e baskı kuranlara karşı Evrensel’in yanındayız. Güzel günlere birlikte yürümek için Evrensel bizim rehberimiz olmaya devam edecek. Kapatmak isteyenler bizim vazgeçeceğimizi sanıyorlarsa yanılıyorlar.