Mahkum Eren Doğan: Cezaevlerinde hukuksuzluk hukuk haline geldi

Cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri, mahkumların hak arayışları ve cezaevlerindeki durumları duyurabilmek için gazetemize yüzlerce mektup geliyor. Cezaevlerindeki hasta mahkumların durumlarını gözler önüne seren bu mektuplarda hukuksuz verilen tutuklama kararları, ellerinden alınan hakları ve adaletsizlikler öne çıkıyor. Hukuksuzlukların hukukla yapıldığını, mahkumların tahliye haklarının gasbedildiği, ‘iyi halli değil’ gerekçelerinin kolaylıkla gösterilebildiğini gazetemize yazdığı mektupla anlatan Bolu F Tipi Cezaevinde mahkum Eren Doğan, “Yaşadığımız dönem itibariyle ele alındığında cezaevlerinde yaşananları, postmodern bir 12 Eylül dönemi olarak tanımlamak abartılı bir değerlendirme olmayacaktır. O dönem farklı metotlarla yapılanlar bugün ‘kanun’, ‘genelge’, ‘mevzuat’ adı altında yapılmaktadır” diyor.

"CEZAEVLERİNDE BASKI, HAK İHLALLERİ VE KEYFİ UYGULAMALAR ARTMIŞTIR"

Cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerinin ancak tutuklu ve hükümlülerin açlık grevleri ve can kayıpları sonrasında gündeme geldiğini ifade eden Eren Doğan, Bolu F Tipi Cezaevinden yazdığı mektubunda, “Özellikle birkaç yıldır cezaevlerinde sistematik olarak baskı, hak ihlalleri ve keyfi uygulamalar artmıştır” dedi. 15.04.2020 tarihinde Meclisten geçip yasallaşan ‘Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı’ hakkındaki kanunla birlikte bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair çıkarılan kanunu ve bu kanunla bağlantılı olarak 5275 sayılı Kanun’un 89. maddesinde yapılan değişikliği hatırlatan Doğan, “ ‘Gözlem ve Sınıflandırma Merkezleri ile Hükümlülerin Değerlendirmesine dair Yönetmelik’ 01.01.2021 tarihinden itibaren uygulanmaya konulmuştur. Bu düzenleme bağlamında cezaevlerinde ‘İdare ve Gözlem Kurulu’ adlı verilen bir yapılanma oluşturulmuştur. Bu kanun ve yönetmeliğin asıl amacı iddia edildiği gibi ‘iyileştirme’ değil esas itibariyle siyasi hükümlüleri cezaları bittiği halde rehin tutmadır” dedi. Kanun ve yönetmeliğin beşinci, altıncı, yedinci, on birinci ve on üçüncü maddelerinden bahseden Doğan şu ifadeleri kullandı: “Bunlar özellikle siyasi hükümlülerin cezası bittiği halde tahliye edilmesini engelleme amaçlı yürürlüğe konulmuş düzenlemelerdir. Böylelikle paralel bir mahkeme ve hukuk düzeni oluşturulmuştur. Bu kurallar siyasi hükümlüler söz konusu olduğunda bilinçli ve siyasi güdülerle hareket ederek neredeyse istinasız her hükümlü hakkında ‘İyi halli değil’ şeklinde raporlar hazırlanmıştır.” 

"İNTİKAM GÜDÜSÜYLE HAREKET EDEN BİR ANLAYIŞ"

Söz konusu kanun ve yönetmeliğin hem Anayasa hem de TCK’nin amir hükümlerine açıkça aykırılık teşkil ettiğini söyleyen Doğan, “TCK’nin 7/2maddesinden yola çıkarsak, kanun ve yönetmeliklerde yapılan değişiklikler, ceza almış hükümlülere, geriye dönük olarak uygulanamaz” dedi. Tahliye tarihi geldiği halde tahliye edilmeyen hükümlülerin ezici çoğunluğu 30 yıldır hapiste bulunan hükümlüler olduğuna ve hiçbir hükümlünün 36 yıl bittikten sonrada tahliye edileceğinin garantisi olmadığına dikkat çeken Doğan, “Mevcut uygulamayı yaratan anlayış intikam güdüsüyle hareket eden bir anlayıştır. Bunun için kendi anayasa ve kanunlarını bile çiğnemekten çekinmeyen, hukuksuzluğu hukuk haline getiren anlayış, esas itibariyle kamuoyunun ve basının bu hususu gündemine almamasından ve sessizlikten cesaret almaktadır” diye belirtti. Bulunduğu ceza evinde 4 mahkumun tahliyesinin engellendiğini ve 200 civarı siyasi hükümlünün hakkında ‘İyi halli değil’ kararı verildiğini iddia eden Doğan, “200 arkadaşımızın tahliye tarihi gelseydi bile tahliye edilmeyeceklerdi. Bu hukuksuzluğun, keyfiliğin ve pervasızlığın aşılması ancak hukuka, demokrasiye, adalete inananların ses çıkarmasıyla mümkündür” diye anlattı. (HABER MERKEZİ)