Venedik Film Festivali'nden Çiğdem Mater'e selam: Film yapmak veya yapmayı düşünmek suç değil
Venedik Film Festivali’nde gerçekleştirilen “Sinemacılar Saldırı Altında” başlıklı panelde, çekmediği bir film için 18 yıl hapis cezası verilen Çiğdem Mater gündeme taşındı.
Fotoğraf, @freecigdemmater Twitter hesabından alınmıştır
Venedik Film Festivali’nde düzenlenen “Sinemacılar Saldırı Altında” başlıklı panelde, Gezi davasında hakkında 18 yıl hapis cezası verilen Çiğdem Mater gündeme taşındı. Yönetmen Sinem Sakaoğlu, konuşmasında “Çiğdem yapmadığı, yapmayı sadece düşündüğü, çekilmemiş bir film ile suçlanarak ceza aldı ki film yapmak veya yapmayı düşünmek kanunen suç da değil” ifadelerini kullandı. Panele mektup yollayan Mater, “Özgür zamanlarda, festivallerde buluşmak ümidiyle” dedi.
"BURADA, ARAMIZDA OLMALIYDI"
“Sinemacılar Saldırı Altında” panele Venedik Film Festivali Başkanı Alberto Barbera, Rotterdam Film Festivali Başkanı Vanja Kalurdjercic, Amsterdam Belgesel Film Festivali Başkanı Orwa Nyrabia, Yönetmen Sinem Sakaoğlu, Avrupa Film Akademisi Başkanı Mike Downey ve İranlı yapımcı-yazar Kaveh Fernam katıldı. Mater’in arkadaşı ve yönetmen Sakaoğlu, “Çiğdem Mater, eleştirel düşünen, bağımsız bir sinemacı. Venedik Film Festivali’nden ödüller almış bir yapımcı, bugün burada, aramızda olmalıydı. Onun yerine, Gezi davasında saçma suçlamalarla 18 yıl ceza aldığı için İstanbul'da bir hapishanede.” ifadelerini kullandı.
Film yapmanın suç olmadığını vurgulayan Sakaoğlu şunlara dikkat çekti: Çiğdem bir sabah 6’da, bir film çekimi için, yani işini yapmak için bulunduğu bir kasabada kaldığı otel odasında gözaltına alındı. O gözaltıyla başlayan hukuki süreç, belki de hukuki taciz süreci demek daha doğru olur, üç yıl sonunda hapis cezasıyla sonuçlandı. Çiğdem'in de mahkemeye pek çok kere söylediği gibi kötü bir film senaryosunu andıran dava detaylarına girip bu saçma davaya meşruiyet kazandırmak istemiyorum. Tek bir detayına değineceğim ki o da Çiğdem yapmadığı, yapmayı sadece düşündüğü, çekilmemiş bir film ile suçlanarak ceza aldı ki film yapmak veya yapmayı düşünmek kanunen suç da değil.”
"BASKI REJİMİNE İŞARET EDİYOR"
Türkiye’de birçok sinemacının baskı altına alınmaya çalışıldığını belirten Sakaoğlu, “Bu tabii ki sadece Çiğdem özelinde bir durum değil, aynı davadan ceza alan belgeselci Mine Özerden, yakın zamanda tamamen uydurma suçlarla gözaltına alınan ve tutuklu yargılanan kurgucu Erhan Örs, yakın dönemde dava süreçleri ile taciz edilen diğer meslektaşlarımız... Hapisteki meslektaşlarımızın yanında, pek çok muhalif sinemacının maruz kaldığı sansür ve finansman kesintileri, genel bir iklime, baskı rejimine işaret ediyor. Bu durumda ses çıkarmak, buna karşı dayanışma göstermek, biz dışarıdakiler için olduğu kadar, sesi kesilmeye çalışılan meslektaşlarımıza seslerini geri vermek adına da çok önemli.” ifadelerini kullandı.
"ÖZGÜR ZAMANLARDA BULUŞMAK ÜMİDİYLE"
Sakaoğlu, konuşmasının devamında Çiğdem Mater’in Bakırköy Kapalı Kadın Cezaevi’nden göndermiş olduğu mektubu okudu. Mater’in Venedik Film Festivali ekibine yazdığı mektupta şu ifadeler yer aldı:
Sevgili Venedik Film Festivali ekibi, sevgili sinemacılar, İstanbul Bakırköy’deki bir kadın cezaevinden yazıyorum size, sesimin İran’dan, Afganistan’dan, Ukrayna’dan, Rusya’dan duyulacağını umarak. Zor zamanlarda, hiç öyle görünmese de zor bir işi yapmaya niyetlenmişiz meğer. Her gün dünyanın bir yerinden tutuklanmış sinemacıların haberini almamız boşuna değil. Yine de, dayanışma ve küresel destekle, doğru yolda, doğru bildiklerimizi yaptığımızı her an hissediyorum. Tahran’daki bir hücrede ya da Kabil’de yeraltına çekilmek zorunda kalmış bir sanatçıda söylediklerimin karşılık bulacağına, bulduğuna eminim. Özgür zamanlarda, festivallerde buluşmak ümidiyle, çok teşekkürler! (KÜLTÜR SERVİSİ)