Metal işçileri: Bekleyin dediler zammı vergiye yedirdiler
Metal işçilerinin ek zam için mücadele talebine sendikacılar kulak tıkarken, işçilerin ücretlerine yansıyan resmi enflasyon farkı, gelir vergisi oranının altında kaldı.
Arşiv | Fotoğraf: Thomas Hawk/Flickr (CC BY-NC 2.0)
MESS grup sözleşmesi kapsamında yer alan fabrikalarda çalışan metal işçilerinin ek zam için mücadele talebine sendikacılar “Eylülde enflasyon farkı alınacak” diyerek kulak tıkarken, işçilerin ücretlerine yansıyan resmi enflasyon farkı gelir vergisi oranının altında kaldı.
TÜİK’in ağustos ayı enflasyon rakamını açıklamasıyla birlikte MESS grup sözleşmesinin üçüncü 6 aylık dilimindeki ücret artışları da belli oldu. Üçüncü 6 ay için enflasyon oranında zamma imza atılan MESS sözleşmesine göre ücretlerdeki artış yüzde 26,27 olacak. Temmuz ayından itibaren yüzde 27’lik gelir vergisi dilimine girdiklerini ifade eden işçiler ise bu duruma tepkili. İşçiler gelen zammın gelir vergisini bile karşılamadığını ifade etti.
İNSANCA BİR ÜCRET İSTİYORUZ
Rakamın beklentilerinin altında kaldığını ifade eden Gebze’den bir Autoliv işçisi, “1 verip 3 alıyorlar. Şehir içi ulaşım 6,5 TL oldu, doğal gaza ve elektriğe daha yeni yüzde 20’lerin üzerinde zam yapıldı. Kış aylarının hesabını şimdiden yapar olduk. Daha cebimize girmeden katbekat fazlasını geri alıyorlar. Geçen aya oranla enflasyon TÜİK’e göre biraz daha düşmüş ama aldığımız zeytin peynirin fiyatı daha da arttı. Gelen bu enflasyon zammının bize bir faydası yok. Yüzde 27’lik vergi dilimine girdiğimiz için geldiği gibi de gitmiş olacak” dedi.
Gebze’de bulunan ZF Sachs’tan bir işçi de “Bu resmi enflasyon farkı bize çare olmayacak. Geçen ay yaptığım mesai ile 9 bin 700 lira aldım, ay sonu gelmedi. Bu ay mesaisiz yine o kadar alacağım ama aldığımız zam zaten vergiye gidecek. Maaşım değişmedi, yerinde saydı. Bu koşullarda insanca geçinebileceğimiz bir ücret istiyoruz. Banka promosyonlarımızın da makul bir seviyeye çıkarılmasını istiyoruz. Aldığımız promosyonlar gerçekten gülünç rakamlar” diye konuştu.
‘ENFLASYON FARKI ZAM DEĞİLDİR’
Toplu sözleşmede dördüncü 6 aylık dilime giren kamu işçileri de bu artışın gelir vergisine gideceğini vurgulayarak tepki gösterdi.
Bir kamu işçisi, “Enflasyon zaten düşük gösterildiği için bizim alım gücümüz git gide düşüyor” derken başka bir işçi, “Yine işçinin cebindeki delik büyüyor. Türk-İş Genel Merkezindekiler nasıl olsa işçiden fazla maaş alıyor” diye konuştu.
Başka bir kamu işçisi de “Ne zammı kardeşim, enflasyon oranı zam falan değil. Enflasyon demek zamlar karşılığında 6 ay sonra alınan fiyat artışlarının karşılığıdır. Maaşlarımız pula döndü, ek zam olmazsa bu enflasyon farkı bir şeye yaramaz” dedi.
Bir başka işçi de “Enflasyon oranı kadar artış zam demek değildir. Geçmişe yönelik kaybın telafisidir. Zam enflasyon üzerinde verilen rakamdır. Böyle de bir algı yapıyorlar. Bu algıyı ek zam isteyerek yıkmalıyız” dedi. (İŞÇİ SENDİKA SERVİSİ)
DALGA GEÇMEYİN EK ZAM YAPIN
Ford Otosan işçisi
Kocaeli
Ağustos ayının enflasyon rakamı da açıklandığına göre tamam mıyız? Hayır tabii ki değiliz. Herkesin yüzde 30 küsur alırız dediği 6 aylık enflasyon yüzde 26.97 çıktı. Yüzde 30 çıksaydı da bir şey fark eder miydi? Bence etmezdi ama hepimizin yüzde 27 vergi verdiği şu durumda bu rakam şaka gibi görünüyor.
Bir ilkokul çocuğu bile benim maaşımda hiçbir değişim olmayacağının farkına varabilir. Yüzde 27 vergi verdiğimde gelen zam sadece yüzde 00.03 oluyor. Ama bu şaka falan değil düpedüz gerçek. Bu gerçek karşısında biz ne yapacağız?
Maaş gelmeden eriyor diyorduk, zammın haberi geldiğinde elimizden kayması da bir oldu. Zammın daha elimize geçmeden eriyeceğini hiçbirimiz düşünmemiştik. Bundan sonra ek zam hepimiz için bir talep değil, şart haline geldi. Sendikanın acilen bu duruma çözüm olarak taleplerimize karşılık vermesi gerekiyor. İşçi sürekli zamlar altında eziliyor, aldığı maaş zammı ise hiçbir şeye yaramıyor.
Ek zam bizim en acil ve en önemli talebimiz olmalı. Bize sözleşme dönemi en iyi sözleşmemiz diye sundukları, sözleşme masasından bize hiçbir şey sormadan zafer kazanmış gibi kalktıkları bir dönem yaşadık. Böyle bir zaferi de sözleşmeyi de kabul etmemeliyiz.
Ek zam hakkımızdır, bu hak için mücadele etmeliyiz.
AÇLIK SINIRINDAKİ MAAŞIMIZA MI ŞÜKREDELİM?
BOSCH işçisi
Bursa
Bir kısım işçi buna şükür, vermezse vermez diyebilir. Sendikalı bir yer ve büyük firmada çalışmanın “sözde ayrıcalıklı” olduğunu düşünecek. Gerçek enflasyonu yansıtmadığı için karnından konuşarak, homurdanarak, yapacak bir şey yok, ya bu deveyi güdeceğiz ya bu diyardan gideceğiz diyerek hakkına razı olacak.
Yüzde 27’lik vergi dilimi hep var ve gerçekten işçileri zorluyor. Çoğunun eşi çalışıyor, eşi çalışmayan işçilerin durumu çok daha kötü. İşçiler uzun süredir fazla mesai, pazar mesaileri, bayram mesaileri yaparak hayatını idame ettirmeye çalışıyordu. Şimdi Bu2 (fabrikada bir ünite) hariç hiçbir yerde doğru dürüst mesai yok.
Kısa bir süre önce BOSCH 50. yıl konseri düzenledi. Oysa işçiler gitmeyip protesto etseydi, çoğunluk bunu gerçekleştirseydi en azından “Ne oluyor, bu işçiler neden gelmiyor” diye sorulurdur. İşverenin aylık çıkaracağı bültene malzeme olduk. Birçok kişi bu devasa konser için milyarlarca lira harcamak yerine işçilere dağıtılsaydı çok daha iyi olurdu diyor.
BU KIŞ ZOR GEÇECEK
Doğal gaz zammı, elektrik zammı derken faturaları çok zor ödeyeceğiz. İki kişi çalışarak zor geçinirken hele ki tek başına çalışan hem ev kredisi ya da kira ödeyen çocuklu bir ailenin bu kışı geçirmesi gerçekten çok zor. Önceleri işçiler hafta sonları ailecek dışarda yemek yiyordu. Şimdi işçiler yüzde 30-40 indirimli BOSCH evinde yemek bile yiyemiyor. Okullar açılıyor ama okul masraflarını ödemekte zorlanacak bir sürü işçi var.
Sendikaya (Türk Metal) gelince; işverenin yan kuruluşu gibi... Onun ağzıyla konuşmaktan, yemekhanede ana yemek yetmeyince gariban taşeron yemek firmasının aşçısına, yemek dağıtan işçiye bağırmaktan, yine klima az üfleyince taşeron servis şoförüne artistlik yapmaktan, milletin cuma gününü ve kandillerini kutlamaktan başka bir şey yapmıyor. Temsilcilik aylak aylak gezenlerin kahve içip, televizyon izlediği dernek lokalinden bozma bir yer. Ek zam diyorsunuz. “Gülüm işler iyi değil, adam çıkarma, işten atmalar olabilir. Çip krizi var” gibi bahanelerle işçileri susturan bir sendika. İşçiler de ek zam istemeye cesaret bile edemiyor. Sendika zaten son yaptığı sözleşmede enflasyon zammını bir lütufmuş gibi propaganda etti. Temsilciler “İşveren istese enflasyon zammını vermez” diye bir zafermiş gibi anlattı. İşçiler de bunu cepteymiş gibi görüyordu.
Devletin resmi kurumunun açıkladığı yüzde 80 enflasyon karşısında eriyen ücretimize mi yanalım yoksa yüzde 180’i aşmış gerçek enflasyon karşısındaki açlık sınırında kalan maaşımıza mı şükredelim? Artık sebze meyve almak bile lüks haline gelecek neredeyse. Bir kıyafet almak çok zor artık.