Maden çalışmaları için açılan oyuklar kapatılmadı: Toz ve kimyasallar tarımda verimi düşürdü
Dicle’de 10 yıl önce maden çalışmaları kapsamında açılan oyuklar kapatılmadı. Bölge halkı, maden tozları ve kullanılan kimyasalların tarımsal üretimde verim kaybına neden olduğunu söyledi.
Fotoğraf: MA
Maden çalışmaları için 10 yıl önce açılan oyuklar kapatılmadı: Toz ve kimyasallar tarımda verimi düşürdü
Diyarbakır’ın Dicle ilçesine bağlı Pirejman ve Tunekrak Mahalleleri ile çevredeki bölgede başlatılan maden arama çalışmaları devam ederken, arama çalışmalarının neden olduğu doğa tahribatına bölge halkı tepki gösterdi. 2012’de başlatılan çalışmalarda açılan oyuklarda beklenen kalitede bakır, çinko ve kurşun maddeni bulunamayınca oyuklar kapatılmadan bırakıldı. Ölmez Doğu Madencilik’in ilk aşamada 24.94 hektarlık alanda yürüttüğü arama çalışmalarının kapsamı daha sonra 532.77 hektara çıkarıldı. Halk, arama çalışmalarında patlayıcı madde kullanımının ve çevre tahribatının durdurulmasını istiyor.
AÇILAN OYUKLAR 10 YILDIR KAPATILMADI
Maden arama çalışmalarıyla bölgedeki canlı çeşitliliğinin yok edildiğini söyleyen Zülfiye Kişmir, “Bu maden zehir saçıyor. Kaynaklarımız kurudu, meyve ağaçlarımız kurudu, yollarımız berbat oldu, yani yaşam alanımız tamamen tahrip edildi” dedi.
Şirket tarafından açılan oyukların kapatılmadığını da söyleyen Kişmir, “Şimdi bir sahayı açtın, o çalışmayı bitirdiğinde, o sahayı kapatman ve orayı tekrardan ağaçlandırman gerekiyor. Aradan on yıl geçmiş ve o çukurlar hâlâ açık. Doğamızdan çekip gitsinler, bu doğamızı da nasıl girdilerse, bir daha o hale getirsinler” ifadelerini kullandı.
HER PATLAMA DEPREM HİSSİ YARATIYOR
Bölge illerinde 2004’ten sonra maden arama çalışmalarının hız kazandığını hatırlatan Kişmir, “Girmedikleri yer yok. Devletin bunlara yardımcı olduğunu söyleyebiliriz. Kanunsuzluk olmasa bu kadar şey yapılabilir mi? Köye bir kilometre uzaklığı bile olmayan maden ocağında dinamitler patlatıyorlar. Dinamit patlatıldığı zaman bu dağlar deprem olmuş gibi sallanıyor. Bu da yarın bir gün toprak kaymasına sebebiyet olabilir. Sadece bu değil, ormanlarda, o dağlarda yaşayan canların ölmesine sebebiyet verecek” diye konuştu.
Bölgedeki orman yangınlarına müdahale edilmemesini de hatırlatan Kişmir, “Hiçbir yerde yangın ya da doğanın tahrip edilmesini istemiyoruz, ama burada hemen her gün yangın çıkıyor ve ağaç kıyımı yapılıyor, fakat ses çıkmıyor. Devletin baskısı var. Başka yerlerde ormanlarımızı sevelim, ciğerlerimize sahip çıkalım deniliyor, ağaç dikiliyor, ama burada ağaç kıyımları yapılıyor ve bunlar devlet desteği ile yapılıyor” dedi.
"MADEN ÇALIŞMALARI AĞAÇLARIMIZI KURUTTU"
Madencilik faaliyetleri nedeniyle tarımsal üretimin zarar gördüğünü söyleyen bölge sakinlerinden Hüseyin Kahraman ise, “Burada bağlarımız vardı, üzümlerimiz kazı esnasında çıkan tozdan dolayı simsiyah oldu, üzüm alamadık. Ağaçlarımız kurudu. Bu köyde o kadar badem var hepsi döküldü hiçbir şey almadık elimizde bir şey kalmadı. Çoğu köylü buradan göç etti bundan dolayı. Bu maden zehirlidir, bu yüzden istemiyoruz” diye belirtti.
Maden ocaklarından çıkan hafriyatın kendi tarlalarına döküldüğünü öne süren Kahraman, “Babam bu arsaları tapulamasına rağmen oraları molozla doldurdular. Kazdıkları yerler için bizlere 1 TL bile vermediler ve biz arazilerimizi terk ettik. Tapu kadastrodan geldiler müteahhit onları da ayarladı ve bırakmadı tapulayalım. Orası da şimdi tapusuz, ama eskiden babamın üzerindeydi” dedi.
MADEN TOZUNDAN DOLAYI VERİM DÜŞTÜ
“Bizim yaşam alanımız kalmadı” diyen bölge sakinlerinden Ali Karatekin de, şunları dile getirdi: “Tozdan dolayı bir şey kalmadı, toz da kimyasal maddedir zaten. Benim bağım madene yakın değil ama tozdan dolayı bir verim alamıyorum ve bununla kalmayarak kazdıkları yerleri doldurmadılar korkudan oraya gidemiyoruz, çünkü düşeceğimizi biliyoruz.” (Diyarbakır/MA)