06 Eylül 2022 13:30

6-7 Eylül mesajları: Bir daha asla

Hristiyan ve Musevilere yönelik 6-7 Eylül 1955’te gerçekleştirilen pogromu kınayan HDP, “‘Bir daha asla!’ demenin sahici yolu, bu acı tarihle yüzleşmekten geçer” açıklaması yaptı.

Görseller: İstanbul Ekspres'in manşeti ve saldırı anından bir fotoğraf/Wikimedia Commons | Kolaj: Evrensel

Paylaş

HDP Haklar ve İnançlar Komisyonu Eş Sözcüleri Tülay Hatimoğulları ve Turgut Öker, 6-7 Eylül 1955’te Hristiyan ve Musevilere yönelik yapılan saldırılara ilişkin yazılı açıklama yayınladı. Açıklamada, İstanbul ve İzmir başta olmak üzere pek çok şehirde yaşanan saldırıların unutulmayacağı belirtilerek, “Büyük katliamın yaşandığı 6-7 Eylül 1955’te Hristiyan ve Musevi yurttaşların ev ve işyerleri talan edildi. Yaşanan pogromun ardından on binlerce yurttaş; baskılara, can güvenliği tehdidine karşı ülkeyi terk etmek zorunda kaldı. Siyasi tarihimizin kara sayfalarından biri olan 6-7 Eylül Pogromunun ardından ‘Bir daha asla!’ demenin sahici yolu, bu acı tarihle yüzleşmekten geçer. Oysa 6-7 Eylül Pogromu şimdiye kadar resmi olarak kınanmadı ve tazminat veya özür için herhangi bir adım atılmadı” ifadelerine yer verildi.

6-7 EYLÜL BİR DEVLET POLİTİKASI

Açıklamada, Eski Özel Harp Dairesi Başkanı ve Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Genel Sekreteri Sabri Yirmibeşoğlu’nun “6-7 Eylül de bir Özel Harp işidir. Muhteşem bir örgütlenmeydi. Amacına da ulaştı” sözleri hatırlatılarak, söz konusu olayların bir devlet politikası olduğunun altı çizildi. Açıklamada, “Pogromun bir devlet politikası olarak hayata geçirildiği, Yirmibeşoğlu’nun terfilerinin de gösterdiği üzere faillerin cezalandırılmak yerine ödüllendirildiği bir Türkiye gerçeği, maalesef hiç değişmedi” sözlerine yer verildi.

"BU UTANÇLA YÜZLEŞİLMELİ"

Açıklamada, Ermeni, Rum ve Süryani ve Yahudi halklarına yönelik dinsel, etnik veya siyasi nedenlerle yapılan şiddet hareketlerinin (pogrom) bugün de farklı halklara ve inançlar üzerinden devam ettiği belirtilerek, şunlara yer verildi: "Bizler biliyoruz ki; siyasal, toplumsal ve ekonomik krizleri gölgelemek için iktidarlar saldırı yöntemini kullanageldiler. Tıpkı bugün, nefret söylemlerinin farklı halklar ve inançlar üzerinden yükseltilmesi gibi. Bu coğrafyanın kadim halklarına dönük hayata geçirilen bu utançla yüzleşilmeli, faillerin ortaya çıkarılması, yaşanan can ve mal kayıplarının tespit edilmesi, mağdur olan kişilerin veya ailelerinin maddi ve manevi kayıplarının tazmin edilmesi, bu ülkede birlikte yaşamın ve eşit yurttaşlığı sağlamanın olmazsa olmazıdır."

MECLİSE HAFIZA GÜNÜ TEKLİFİ

Öte yandan HDP İstanbul Milletvekili Garo Paylan, 6-7 Eylül 1955 Pogromu’nun Hafıza Günü ilan edilmesine ilişkin Meclis Başkanlığı’na kanun teklifi sundu. Paylan, 1955’den bu yana faillerin terfi ettirildiğini hatırlatarak, “6-7 Eylül 1955’te yaşananların Pogrom olarak tanınmasını, 6-7 Eylül Pogromu Hafıza Müzesi ve çeşitli hafıza mekanları kurulmasını, pogromun faillerinin tespit edilmesini ve bu pogromun sebep olduğu zararların tam anlamıyla tazmin edilmesini” talep etti.

DEVA: BU ACIYI UNUTMADIK

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ise sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada “6-7 Eylül 1955’te yaşanan olaylarda hayatını kaybedenleri, evi ve dükkanı tahrip edilenleri, ülkesini terk etmek zorunda kalanları saygıyla anıyorum. Bu acıyı hiçbir zaman unutmadık. Bir daha tekrarlanmasına izin vermeyeceğiz” dedi.

İHD: DEVLET GELENEĞİNİ SORGULUYORUZ

İnsan Hakları Derneği (İHD) Irkçılık ve Ayrımcılığa Karşı Komisyon adına yapılan yazılı açıklamada ise “Bizler bugün, 6-7 Eylül Pogromu’nun 67. yılında Türkiye’de devlet geleneğini sorguluyor, Hıristiyan ve Yahudi düşmanlığını bir nefret suçu olarak bir kez daha lanetliyoruz” denildi. (HABER MERKEZİ)

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

Üzüm üreticisi isyanda: Hep zengini gören devlet, bizi gör gari

SONRAKİ HABER

Ordu'da inşaat iskelesinden düşen işçi yaralandı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa