07 Eylül 2022 04:44

Özel okul öğretmenleri: Örgütlenmeli ve birlikte mücadele etmeliyiz

Özel okul öğretmenleriyle çalışma koşullarını ve taleplerini konuştuk. Öğretmenler, düşük ücrete ve mobbinge karşı mücadele çağrısı yaptı.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Özlem Songül ABAYOĞLU
İstanbul

Öğrenci ve velileri müşteri, eğitimi kâr alanı olarak gören özel okullarda son yıllarda kayıt fiyatlarında fahiş artış yaşanırken bu okullarda çalışan öğretmenlerin çalışma koşulları ağırlaşıyor, ücretleri ise neredeyse yerinde sayıyor. Belirli süreli sözleşmelerle güvencesiz çalıştırılan ve düşük ücrete mahkum edilen öğretmenler için hayatta kalabilmenin yolu fazla mesailer olmuş durumda. Geçim sıkıntısının yanı sıra güvencesiz çalışma nedeniyle gelecek kaygısı da yaşayan özel okul öğretmenleriyle çalışma koşullarını ve taleplerini konuştuk.

ZAM TALEBİNE ‘DAHA YENİSİN’ YANITI

2 yıldır bir özel okulda çalışan Seren, “Asgari ücret 4 bin 250 lirayken 5 bin 750 lira artı ek ders ücretine anlaşmıştık. Asgari ücret zamlandı ancak çalıştığım kurumda ücretler iyileştirilmedi” diyor. Yüksek enflasyonla neredeyse her şeyin 3 kat zamlandığını söyleyen Seren, ücretlerde düzenleme yapılması taleplerine “Sabırlı olun, sakin kalın” yanıtı aldıklarını söyledi. Yeni eğitim-öğretim yılı hazırlıkları kapsamında fazla mesaiye bırakıldıklarını ve pano, sınıf süslemeleri gibi angarya işlerde çalıştırıldıklarını söyleyen Seren, 17.00 yerine 21.00 gibi okuldan çıkmalarına karşın bu sürenin fazla mesai olarak yazılmadığını belirtti.

Kendisi gibi pek çok öğretmenin geçim sağlamakta zorlandığını ifade eden Seren, “Genç öğretmenler zam istediklerinde ‘15 yıllık öğretmenler var. Zam istiyorsun ama daha yenisin’ diye geri çevriliyor. Bekar öğretmenlere ‘Geçindirecek çocuğun ya da bir ailen yok’ deniliyor” dedi. Uzun yıllar özel sektörde öğretmenlik yapan öğretmenlerin “Yerimizde sayıyoruz” ifadesine dikkat çeken Seren, kendisinin de geleceğe dair umudu kalmadığını dile getirdi.

‘KİRADAN KALANLA KREDİ BORCUNU ÖDÜYORUM’

Özel okullarda çalışan öğretmenlerin öğretmen sayılmadığını söyleyen Seren yaşadığı geçim sorununu ise şöyle özetliyor: “Maaş yatar yatmaz kirayı ve faturaları gönderiyorum. Kazandığımız para yetmediği için mecburen kredi kartı kullanıyoruz. Kira ve faturalardan arta kalan parayla kartların borcunu da ödeyince bir şey kalmıyor ve yine aynı kısır döngüye giriyoruz. Tatil için bir yere gidemiyoruz, herhangi bir hobi için para harcayamıyoruz, kişisel bakım ürünlerimden bile feragat etmeye başladım.”

‘10 AYLIK SÖZLEŞMEYLE BİRLİKTE SENET İMZALATILIYOR’

Mezuniyet sonrası staj adı altında bir yıl hiçbir ücret almadan çalıştığını söyleyen Diyar ise “Önce staj sonrası sözleşme yapacaklarını söylediler. Sözleşme dönemi başladığında benimle çalışmayacaklarını söylediler” diyor. Başka sektörde çalışmaya başladığını söyleyen Diyar, öğretmenlikten vazgeçme kararını “İş bulamıyorum. Bir tarih öğretmenini 6 kurumu idare edecek şekilde çalıştırıyorlar. Bu sebeple kendi branşımda iş bulamıyorum” diye açıkladı Gelecek kaygısı nedeniyle de pek çok öğretmen arkadaşının öğretmenlik yapmaktan vazgeçtiğini söyledi.

Özel okullardaki sözleşme döneminde öğretmenlere 10 aylık sözleşmeyle birlikte borç senedi de imzalatıldığını söyleyen Diyar “İşe borçlandırılarak başlıyorlar ki seslerini çıkaramasınlar. Bunların yanı sıra bir de mobbinge uğruyorlar” diyor. Diyar yaşananlar karşısında Milli Eğitim Bakanlığının da sessiz kaldığını vurguladı.

SÖZLEŞMESİNİ YENİLEMEYENE YAZ MAAŞI YOK

Bir başka özel okulda çalışan Canan sonraki eğitim öğretim yılı için sözleşmelerin nisan-mayıs aylarında yapıldığını söyleyerek çalıştığı kurumda asgari ücrete yakın maaş aldığını dile getirdi. Serek gibi Canan da asgari ücrete yıl ortasında yapılan zam sonrası pek çok kurumda ücret iyileştirmesi yapılmadığını anlattı: “Bizim sektörde çoğu öğretmen ya asgari ücret ya da asgari ücretten birazcık fazla alıyor. Saat ücretiyle çalışan öğretmenler ise asgari ücretten bile düşük maaş alıyor. İlk başladığım yıllarda asgari ücret aldım. Sonra asgari ücretten 500-600 lira fazla bir maaşla çalışabildim.”

Daha önce İstanbul’da çalıştığını ancak geçinemedikleri için eşiyle İzmir’e taşındıklarını söyleyen Canan, “İstanbul’da çalıştığım kurumda yaz maaşı almadım. Sözleşme yaparken ‘Hocam size 10 ay 5 bin 600 lira vereceğiz. Yazın çalışmadığınız 2 aylık süreçte ise şu anki asgari ücreti ödeyeceğiz’ dediler. Çoğu öğretmen bunu mecburen kabul ediyor. Seneye asgari ücret 6 bin olsa da önceki yılın asgari ücreti veriliyor. Bunun yanı sıra her sene sözleşmeler yenilenerek kıdem tazminatının önüne geçiliyor. Yeni sözleşme yapmayacağımızı söylediğimizde ise yaz maaşı da alamıyoruz” dedi.

Çalıştığı süre içerisinde mobbinglere maruz kalındığını da söyleyen Canan, “Çoğu kurum veli memnuniyeti için çalışıyor. Örneğin öğrenci girdiğim derste başarılı değilse suçu sizde arıyorlar. Öğretmenlerden mesai dışında velileri aramaları istendi. Öğretmenlere bazen ‘Sizin sınıfınızda seneye kayıt çok az olmuş, neden?​’ diye soruluyor. Danışmanlık yaptığınız sınıftaki tüm öğrencilerin seneye kayıt yapması ve sizin hakkınızda iyi konuşması bekleniyor” diye konuştu.

‘BİRLİK OLALIM, OMUZ OMUZA MÜCADELE VERELİM’

Özel Sektör Öğretmenleri Sendikasının Ankara’da gerçekleştirdiği buluşmayı ve iktidarın özel okul öğretmenlerini hedef göstermesini sorduğumuzda üç öğretmen de “Hiçbir öğretmen arkadaşımızı siyasi kutuplaşmanıza yem etmeyeceğiz” diyerek sendikanın cevabını hatırlatıyor.

Bakanlığın görüşme talebini kabul etmesinin sorunların çözüldüğü anlamına gelmediğini söyleyen Canan, “Daha fazla ses çıkarmamız gerekiyor. Kazanım için birlikte hareket etmeliyiz” dedi. Tüm özel okul öğretmenlerine sendikaya üye olma çağrısı yapan Canan, “Sendikalı olmaktan korkmayalım. Haklarımızı birlikte omuz omuza arayalım” dedi.

Hakları için mücadele eden öğretmenlerin siyasi olarak hedef gösterilmesini eleştiren Diyar ise “Sektörde yaşadığımız sıkıntılar ele alınmalı” ifadelerini kullandı. Pek çok öğretmenin işsiz kalma korkusuyla sendikalaşmaktan çekindiğini vurgulayan Seren ise, “Örgütlenmek, insanları cesaretlendirmek ve beraber mücadele vermek gerekiyor. İlgili kurumları problemlerimizi ve taleplerimizi duymaya zorlamamız gerektiği için sendikalaşmalıyız” diyerek birlik olma çağrısı yaptı.

 

ÖNCEKİ HABER

Tanoba Belde Belediye Başkanı MHP’li Vural Özdemir’in makam aracına saldırı

SONRAKİ HABER

Ahmet Davutoğlu: 2016'da Erdoğan, Alevi beyannamesini 'önüme gelirse imzalamam' diyerek engelledi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa