Yazlık sinema merkezi: Sular Yolu
Mustafa Emre Adana'nın eski yazlık sinemalarını yazdı.
Fotoğraf: Volkan Pekal
Mustafa EMRE
Bir zamanlar Adana’da Sular Yolu’nda yazlık sinema merkezi vardı. 1960 ile 1980 arasında Yeni İstasyon’a giden yolun iki yanında dizilmişti yazlık sinemalar. Sinemaların adları şöyleydi: Gar, Venüs, Dünya, Sular, Bahar, Köşk.
O dönemde Adana’da 200 dolayında yazlık sinemadan söz ediliyordu. Sinema halkın eğlencesi, sanatı, toplumsal yanıydı. Henüz televizyon yoktu. Her kesimden insanlar akşam oldu mu yollara çıkar, Sular Yolu’na adeta akardı. Çoğu yanına leblebi, çekirdek alırdı. Tahta sandalyelerde oturdukları için yanlarına minder alanlar da vardı. Yazlık sinemalarda birlikte filmi izler, birlikte güler veya birlikte hüzünlenirdi. Yazlık sinema mekanlarının değiştirici ve dönüştürücü bir işlevi de olurdu.
Sinemalar akşam gösterilecek film için gün boyu hazırlık yapardı. Temizlik yapılır, akşama doğru sinema önleri sulanırdı. Film afişleri duvara dizilirdi. Gelen geçen bakar, dalar giderdi. Genel olarak yerli filmler olurdu. Birçok yeni film ilk kez bu sinemalarda gösterilirdi. Bir işletme oluşmuştu. Bölge film işletmecileri Yeşilçam’a film önerileri sunardı.
‘Konu şöyle olsun, başrollerde şu oyuncular rol alsın.’ Her sinemanın önü aydınlatılırdı. Sıcak akşamlarda, gecelerde yıldızlar kımıldardı. Kalabalıklar sinemadan sinemaya geçer, birine girerdi. Filmlerin başlaması ile herkes kendi dünyasına dalar giderdi. Sinemalarda gala olduğu zaman şenlik başlardı. Ünlü sinema oyuncuları ilgi çekerdi. Yılmaz Güney, Cüneyt Arkın, Türkan Şoray, Fatma Girik bu oyuncuların başını çekerdi.
Sinemalarda çalışanlar (kapıcı, yer göstericisi, gişeci, büfeci, gazoz satıcısı) genellikle gençlerdi. Onlar da öğrenci olurdu çoğunlukla. Yazın hem boş durmamak hem de biraz gelir sağlamak için çalışırdı. Arada bir tiyatro oyunları, konserler de olurdu. Örneğin, Sular Sinemasında ‘Hisseli Harikalar Kumpanyası’ büyük ilgi görmüştü. Bahar Sineması da Sular Yolu kadar büyük bir sinemaydı. Yaklaşık bin kişi alırdı. Bahar Sinemasında Selda Bağcan’ın verdiği konser büyük ilgi toplamıştı. Dönemin ünlü orkestrası Vasfi Uçaroğlu’nundu. Köşk Sinemasında Timur Selçuk, Emel Sayın, konserleri de başka bir renk oluşturuyordu. Gar Sinemasında Kent Oyuncularının ‘Salıncakta İki Kişi’ adlı oyunu tiyatroseverler için bir fırsattı. İki kişilik oyunda Yıldız Kenter ile Müşfik Kenter rol almıştı.
Sular Yolu bir yazlık sinema merkezi olmakla birlikte kentin her mahallesinde yazlık sinema vardı, hatta kimi mahallelerde üç-beş sinema olurdu. Sinemalar bulunduğu mahallenin adını almakla birlikte sinema sanatçılarının adını da taşırdı. Güney, Şoray gibi.
Sular Yolu’nda sinemacılar kralı Mehmet Bey’di. Akşamüstü oldu mu pırıl pırıl giyinmiş olarak gelir, ortalığı gözden geçirirdi. Gar Sinemasının sahibi ise İstanbullu soyadını taşıyordu, ama Adanalıydı. Gar Sinemasının kışlığını Atatürk Parkı karşısına açmıştı. Ünlü bir sinema işletmecisi de Ünalan kardeşlerdi. Asri, Ünal sinemaları onlarındı. Bir de Kanalköprü semtinde Alim sineması vardı Ünalanların.
Bu arada toplumsal olaylar başladı. 12 Eylül darbesi geldi. Televizyon da çıkınca toplum evlere çekildi. Yazlık sinemalar da yavaş yavaş kapandı. Kimi otopark, kimi depo, kimi tamirhane oldu. Bir aradan sonra Altın Koza Film Şenliği tekrar yapıldı. Yine bir gelişme olarak Çukurova Üniversitesinde televizyon, sinema bölümü açılması, Adana Sinema Müzesi’nin kurulması birer kazanç oldu kent için. Yüzyılın başında açılmaya başlayan yazlık sinemalar görkemli bir dönem geçirdikten sonra tarihe gömüldü. Şimdi yazlık sinema kalmadı maalesef, birkaç kışlık sinema varlığını sürdürmeye çalışıyor.