09 Eylül 2022 13:15
Son Güncellenme Tarihi: 09 Eylül 2022 18:19

Kobanê Davası | Sebahat Tuncel: Mahkeme heyetinin derdi Kürt siyasetçileri cezalandırmak

Kobanê Davası’nın 16’ncı duruşma periyodu, 8'inci oturumunda tutuklu bulunan DBP Eski Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel söz aldı. Tuncel, mahkemenin niyetinin kendilerini cezalandırmak olduğunu söyledi.

Çizer: Ercan Altuntaş

Paylaş

IŞİD’in Kobanê’ye yönelik saldırıları üzerine 6-8 Ekim 2014’te gerçekleşen protesto eylemleri gerekçe gösterilerek aralarında Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski eş genel başkanları, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de bulunduğu 20’si tutuklu 108 ismin yargılandığı Kobanê Davası’nın 16’ncı duruşma periyodu, 8'inci oturumuyla Sincan Cezaevi Kampüsü Duruşma Salonu’nda görülmeye başladı.

Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi heyeti tarafından görülen davanın duruşmasına Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) eş genel başkanları Saliha Aydeniz ile Keskin Bayındır’ın yanı sıra HDP milletvekilleri ve İnsan Hakları Derneği (İHD) yöneticileri katıldı.

Sincan Cezaevi’nde tutulan siyasetçiler duruşmada hazır bulunurken farklı cezaevlerinde tutulanlar ise duruşmaya Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlandı. Bazı siyasetçiler ise mazeret bildirerek oturumda yer almadı.

TANIK YOK AMA İFADESİ VAR

Kimlik tespitinin ardından dosyaya eklenen evrakların okunmasıyla başlayan oturumda, ilk olarak daha önce dinlenilmesine ilişkin tanık Hicran Berna Ayverdi‘nın adresi itibariyle ilgili mahkemelere talimat yazıldığı ve tanığa ulaşılamadığı belirtildi. Tanığın adresinin UYAP sisteminden araştırıldığını aktaran mahkeme başkanı, talimat yazılan adresten ayrı yeni bir adresi tespit edilememesi nedeniyle tanığın beyanının duruşmada okunulmasına karar verildi.

Söz alan Avukat Çiğdem Kozan, tanığın beyanlarının okunmasına itiraz etti. Tanığın daha önce verdiği ifadenin hukuki bir delil niteliği taşımadığını aktaran Kozan, “Tanığa soru sorma ve sorgulama haklarımız kullanılmadan ifadesinin okunmasına itiraz ediyoruz” dedi.

TUNCEL: ISMARLAMA İFADE

Sonrasında konuşan DBP Eski Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel ise “Tanık belli ki ısmarlama ifade vermiş. Verdiği ifadeler kadınların özgürlük mücadelesine yönelik özel bir yönlendirme ile verilmiş. Bu usul ile dinlenilmemesini ve tanığın beyanlarının okunmamasını talep ediyorum” dedi.

Ardından Ayverdi’nin daha önceki beyanlarının CMK 211/1-A maddesi uyarınca okunmasına karar verildi. Mahkeme başkanı, Avukat Kozan ve Tuncel’in “tanığın” beyanlarının okunmasına dair sunduğu itirazlara karşın, “siyasetçilerin savunma yapmaktan çekindiği” gerekçesini sunarak geçmişte bu nedenle tanıkların dinlenmesine ilişkin ara kararlar kurulduğunu iddia etti.

"SİYASETİMİZİ KRİMİNALİZE ETME ÇABASI VAR"

Okunan tanık ifadesine karşı söz alan Tuncel, Ayverdi’nin ifadesinin okunacağına dair kendisine bilgi verilmediğini söyledi. Tuncel, “Bu ‘tanık’ belli ki ihtiyaç duyulduğunda gidip ifade veriyor. Ben uzun yıllardır siyasetin içindeyim. Bütün itirafçılar benim Kandil’e gidip geldiğimi söylüyor. Sanırım çok istiyorlar. Siyasetimizi kriminalize etme çabası var” dedi.

Kişisel siyasi geçmişini hatırlatan Tuncel, hak ve özgürlük mücadelesinde rol sahibi olduğunu belirterek “Birçok eylem ve etkinliğe katıldım, defalarca gözaltına alındım. Kürt siyaseti içerisinde rol alıyorsan bunlarla karşılaşmak normaldir. Doğal, haliyle böyle ifadeler de gelebiliyor. Bütün arkadaşlarımız açısından sürekli bir ‘kadro’ tabiri kullanılıyor. Bizim demokratik siyaset alanında çalışma yürüten arkadaşlarımızı kriminalize ederek siyasetin dışarısına iten bir anlayışı var. Ben bir Kürt kadını olarak haklarımın ortadan kaldırılmasını istemiyorum. Bugüne kadar inkar ve asimilasyon politikalarıyla geldik, bu nedenle siyaset yapıyorum. Biz özgürlüğü tercih ettik, bunun da bedelini ödüyoruz ve göze aldık. Ancak cesur insanlar bunu göze alır. Mahkeme heyetinin tüm derdi Kürt siyasetçileri tamamen cezalandırmaktır. Tanıkları ve müştekileri yönlendirirken böyle bir yaklaşımınız var. Sizin maddi gerçekliği açığa çıkarma derdiniz yok” diye konuştu.

"SİZDEN ADALET BEKLEMİYORUZ"

Tuncel, konuşmasına şöyle devam etti:

“Bu ülkede kimse söz söyleyemiyor. Bu sabah Figen Yüksekdağ’ın kitabının yasaklandığını öğrendim. Düşünce ifade özgürlüğü ortadan kalktı. Kürt siyasetine yönelik uygulanan devlet terörü bu hale getirdi. Batman’da bir kadın tecavüze uğradı, faili tutuklamadılar bile. İtiraz edenler ise gözaltına alındı. Sizden de bir adalet beklemiyoruz. Sizin eski mahkeme başkanınız Bahtiyar Çolak çete üyesi çıktı. Siz onunla birlikte mesai yaptınız. Çekilin dedik çekilmediniz. Ben nereden bileyim MİT’ten para almadığını? Siz biliyor musunuz?

Anayasa Mahkemesi benim ve Yüksekdağ hakkında ‘uzun tutukluluk süresi kabul edilebilir’ kararı vermiş ama bir hesap yapmış. Alenen belgede sahtecilik yapmış. İnfaz edilmiş dosyaları göstermiş. Yalan. Onların hepsi Yargıtay’dadır. Bu dosyada ‘azmettirme’ ile suçlanıyoruz ama azmettirme ile ilgili herhangi bir delil yok. Tanık ifadelerinin azmettirme ile ilgisi yok. Tanıklara sormuyorsunuz bile. Bu kadar insan zarara uğramışken benim sorumluluğum nedir? O insanların kim yaşam hakkını ellerinden aldıysa buraya gelip hesap verecek. Bu devlet insanları öldürdü. İnsanların cenazesini posta kutusuyla ailelerine gönderiyor. İnsanlık nerede? İnsanlık o posta kutularında. İnsanlık barışın ve Kürt’ün öldüğü yerde öldü. Bu salonda aynı zamanda barış süreçleri yargılanıyor. Çıkarılan yasaya göre Çözüm Süreci’nde rol almış kimse yargılanamaz ama şu an HDP’liler yargılanıyor. HDP kurumsal olarak sürecin içindeydi. Barış meselesini konuşmadığımız sürece Türkiye’de gerçek anlamda demokrasi ve güven ortamının sağlanması mümkün değil. Halkların üçte biri mutlu değilse siz nasıl insan haklarından bahsedeceksiniz?"

"OLAYLAR HDP'NİN ÇAĞRISINDAN ÖNCE BAŞLADI"

HDP MYK toplantısında kararlaştırılan ve iddianamede yer alan dava konusu tweetin “talimat” ile atılmasının mümkün olmadığını vurgulayan Tuncel, “HDP’nin bu tweeti atabilecek iradesi yok mu? Olaylar HDP çağrısından önce başladı. O dönemin başbakanı, içişleri bakanı nerede? Çağırın bu mahkemede tanık olarak dinleyin” dedi.

Daha önce dinlenen “tanıkların” çelişkili beyanlarına dikkati çeken Tuncel, “Bir tanık yorum yapıyor. Ona müdahale etmiyorsunuz ama duruma itiraz eden bize müdahale ediyorsunuz. ‘Tanık’ Sami Baran, ifadesinde kadınlar için ‘Hepsi KJA’da çalışıyor: Kadınların çalışmasını bilemem. Aralarına kimseyi almıyorlar’ şeklinde konuştu. Buradaki kadınlar bunu reddetmiyor ki. Ancak mahkeme heyeti Baran’ın duruşma salonunda verdiği ifadeyi kabul etmeyip emniyetteki yazılı ifadesini esas aldınız. Yanında avukat bile yokmuş. Tanıklar, kadın arkadaşlar hakkında çok rahat ifade veriyorlar. Mahkeme heyeti de legal ve illegal çalışmaların ayrımını yapmıyor. Aynılaştırıyor” diye aktardı.

Mahkeme heyetinin tanıkları yönlendirdiği vurgusunu yineleyen Tuncel, ifadelerin hiç birini kabul etmediğini belirtti.

SİBEL AKDENİZ İLE SEGBİS BAĞLANTISI KURULAMADI

Mahkeme başkanı, Kürt siyasetçi Sibel Akdeniz’in bulunduğu adliyede SEGBİS bağlantısının kurulamadığı ve savunmasının değerlendirilerek sonrasında kendisine yöneltilecek soruların sorulması uygun olarak değerlendirilirken, Akdeniz’e yöneltilecek soruların bir sonraki duruşma periyodunda sorulmasına karar verildi.

Duruşma Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi eski Eş Başkanı Gültan Kışanak’ın beyanlarıyla devam etti.

Mahkeme heyetinin tahliye taleplerinin yapıldığı gün araya tanık ifadesi koyduğunu belirten Kışanak, konuşma haklarının sınırlandırıldığını söyledi. İddia makamının hazırladığı mütalaanın daha önce hazırlanmış mütalaalardan farklı olmadığını aktaran Kışanak, birleşen dosyadan gelen tanık beyanlarının kendisine beyan edilmediğini söyledi ve “Bu hukuka aykırıdır” dedi

KIŞANAK: ESAT OKTAY’IN MİRASINA MI SAHİP ÇIKIYORSUNUZ

Kışanak "12 Eylül faşist darbesinin 42’nci yılı olacak. Onlar da aynı şeyleri yaptılar. ‘80’lerden beridir cezaevindedir’ diye gerekçe gösteriyorsunuz. Yattım evet, darbecilere karşı direnerek yattım. İki yıl Diyarbakır Cezaevi’nde insanlık dışı uygulamalara karşı direndim. İki kere yattım, ikisi de bu devletin inkârcı faşist politikalarının sonucudur. İkisi de yüz karasıdır. Halepçe’de katliam olmuş, ben de üniversitede katliamı protesto eden bir üniversite öğrencisi olarak tutuklandım. Darbecilerin mirasına mı, Esat Oktay’ın mirasına mı sahip çıkıyorsunuz? Diyarbakır Cezaevi’ndeki insanlık dışı uygulamalara mı sahip çıkıyorsunuz? Neden tanık Ulaş’a ‘1980’den beri cezaevindedir’ ifadesini söyletiyorsunuz? Açık açık söyleyin ki ‘bu ülkede adalet, demokrasi yoktur.’ Bunu söyleseniz eyvallah" ifadelerini kullandı.

FİGEN YÜKSEKDAĞ: DEMOKRATİK İŞLEYİŞ YOK"

Ardından konuşan Figen Yüksekdağ, "Yargı mekanizması uyuşturucudan ya da faili meçhul cinayetten yargılanması gerekenlerin ipini salıp serbest bırakıyor. Bizim karşımızda mahkeme yok. Bir siyasi metin ve komite var. Soylu’nun ‘Cumhuriyet tarihinin en büyük operasyonu’ diye tanıttığı operasyonda iki yıl önce tutuklanan bir kadın yakın zamanda bizim cezaevinden tahliye oldu. O sırada siz, bizi daha hangi gerekçelerle burada tutabileceğinizi düşünüyordunuz. Cumhuriyet tarihinin en büyük rezilliğini Türkiye halkları her gün yaşayarak görüyor. Siyasi iktidar bütün pis işlerini yargı üzerinden hallediyor. ‘Benim adıma sen izahat vereceksin’ diyor. Yargı kurumundaki birtakım elemanlar da ‘biz demek ki çok kıymetliyiz’ diye düşünüyor. Böyle düşünen savcılardan biri de yaptığı bir operasyondan sonra sevgilisine ‘bunlar senin için aşkım’ diye mesaj atıyor. Dengeler, ayarlar bozulmuş. Demokratik işleyiş yok. Yargıda oluşmuş çete odaklarından biri de bu mahkemedeydi, Bahtiyar Çolak. Gerçek ve bağımsız bir yargının olduğu bir ülkede yaşasak bunların her biri araştırılacak ve ortaya çıkacaktır. Sayfa sayfa mütalaalar hazırlanıyor, hepsini toplayıp bir araya getiriyorsunuz ama hepsini toplasan hakikatin bir tek çekirdeği etmiyor. Hakikat çok güçlü bir silahtır" dedi. (Ankara/MA)

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

Hayatı sahnelenen 28 yıldır tutuklu Şair İlhan Sami Çomak: Ben mecbur bir insanım

SONRAKİ HABER

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Balkan turu dönüşü gazetecilerin sorularını yanıtladı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa